That means nothing tradutor Turco
451 parallel translation
- That means nothing to me.
- Tanımıyorum.
That means nothing.
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
And all that means nothing to you?
Ve bunlar senin için hiç bir anlam ifade etmiyor mu?
That means nothing at all.
hiç yoktan iyidir.
- You say. That means nothing!
- Sen öyle diyorsun.
That means nothing, to me.
Bir anlam ifade etmiyor - bana.
That means nothing, I know
Haklısınız, bunların hiçbir anlamı yok.
- I'm Scorpus. That means nothing, idiot.
Bu hiçbir şey demek değil, aptal.
Oh, yes, he is, but that means nothing to me.
Evet öyle ama bunun benim için bir anlamı yok.
That means nothing.
Bunun bir anlamı yok.
You'll say that means nothing?
Sence bunun hiç önemi yok mu?
That means nothing with a room that small.
O küçüklükte oda için bunun bir anlamı yok.
Oh, that means nothing.
Oh, onun hiçbir anlamı yok.
That means nothing to you people?
Bu sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Oh, that means nothing.
- Bu bir şey ifade etmiyor.
I guess she loved me. That means nothing.
Sanırım beni seviyordu.
Here that means nothing that you can see.
Burada görebileceğin hiçbir şey yok demektir.
Coming from me, that means nothing.
Ama bana göre hiçbir anlamı yok bunun.
If all of that means nothing if I'm wrong, in spite of all that then I apologize, I'm sorry.
Pekala, eğer bütün bunlar sana birşey ifade etmiyorsa eğer tüm bunlara rağmen yanılıyorsam özür dilerim. Üzgünüm.
That means a worldwide organization who'll stop at nothing you say.
Yani dünya çapında bir örgüt, - her şeyi göze alan bir örgüt, diyorsun.
Maggie means nothing to me. You know that.
Biliyorsun, Maggie benim için bir hiç.
would you maybe care to convince me, alicia... that Mr. DevIin means nothing to you?
Beni ikna etmek ister misin Alicia bay Devlin'in sana birşey ifade etmediğine?
There's nothing that means more to me.
Benim için bundan daha önemli bir şey yok.
I know that being Miss Turnstiles means nothing but they think it makes me an important person.
Turnike Güzeli olmanın bir anlamı yok ama onlara göre bu beni önemli biri yapıyor.
Don't be coarse. You know that money means nothing to me. But nothing!
Saçmalama lütfen, paraya değer vermediğimi bilirsin, benim için değersizdir.
That means there's nothing left to live for
Bunun anlamı yaşamak için geriye bir şey kalmadı.
But then that name means nothing to you, I know.
Fakat o sırada bu isim size bir şey ifade etmiyordu, biliyorum.
In this situation, that rule means nothing
Bu durumda, kural hiçbir şey ifade etmez!
And i don't want to leave here because if i do, it means that i've given up everything. But there's nothing to give up. Jud, don't leave me.
Bilmiyorum doktor, oyun oynamak isteyen birileri içeri girmiş ve resimleri değiştirmiş olmalı.
That picture means nothing.
Bu fotoğraf hiçbir anlam ifade etmiyor.
She means nothing to me, that girl.
O kız benim için bir anlam ifade etmiyor.
So it means that nothing can part you and me now.
Yani sen ve ben olmadan hiçbir şeyin anlamı olmayacak.
Except that nothing means anything.
herşeyin aslında "hiçbirşey" olması dışında...
She means nothing to me, not that!
Benim için şu kadar bile değeri yok, tamam mı?
He replied, " Sometimes, but that means nothing.
Davaya katlanmak zorundaydım.
Your father used to say that truth means nothing.
Baban gerçeğin bir anlamı olmadığını söylerdi.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
Şey, demek istediğim şu, eğer o lastikte bir şey yoksa, ki o gün arabaya bakım yaptırdığında yeni kontrol edilmişti, bu demektir ki, biri lastiğin havasını indirmiş olmalı.
And that means your occasional presence... some intelligent responses, some skill at your work... and nothing more.
Ve bu da ara sıra ortaya çıkman zekice tepkiler vermen, işinde başarılı olman anlamına geliyor.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
demek istediğim, bu lastik ile ilgili yanlış bir şey varsa araba o gün servisteydi ve kontrol edilmişti birileri onu bilerek patlatmış olmalı.
What, in theoretical formulation, presents itself as openly detourned, in denying all durable autonomy to the sphere... of the expressed theoretical, by causing the intervention there, by means of this violence, of the action that destroys and carries off all the existing order, recalls that this existence of the theoretical... is nothing in itself, and only come to be known... through historical action, and the historical correction which... is its true fidelity.
Détournement teorik alana, var olan tüm düzeni bozan ve yerle bir eden ayni türde bir siddetli yikimi dahil ederek teorinin kendi basina bir anlami olmadigini, yalnizca tarihsel eylem ve gerçek anlamda bagli oldugu tarihsel düzeltme vasitasiyla kendini through historical action,
That good people, who use literature for diversion, scream and cross themselves, means nothing.
Bu oyalama edebiyatını kullanan güzel insanlar çığlık atarak haç çıkartabilirler.
He left before finding out... that all we decide and so consciously do... means absolutely nothing.
Aldığımız tüm kararların ve bilinçli olarak yaptığımız herşeyin tümüyle bir hiç olduğunu anlamadan terketti.
I would remind you, Felix that a university education means nothing unless it redounds to the glory of God.
Felix sana hatırlatırım ki üniversite eğitiminin hiç bir anlamı yoktur.
We found evidence that were here last night but it means nothing.
Geçen gece burada olduklarına dair kanıt bulduk. ama bu kesin değil.
Coming from you, that means nothing!
Bunu senden duymak bana hiçbir şey ifade etmiyor!
And yet, I already know that what we say here means nothing to the masses of our country.
Buna rağmen biliyorum ki burada söylediklerimiz ülkedeki çoğunluğa hiçbir şey ifade etmiyor.
All it means is, if you're scared, why, you'll be that much happier when it turns out to be nothing.
Korkarsan, bir şeyin olmadığını anladığında daha mutlu olursun.
Just listen to me I'm sure that you will agree Age means nothing
Beni bir dinlesene... Eminim ki, yaşın hiç önemi olmadığı konusunda hemfikirsindir.
That means there's nothing threatening about it.
Demek ki tehdit edici bir şey yokmuş.
There is nothing that means more to me... than this family.
Benim için hiçbir şey bu aileden önemli değil.
Nothing, just fog, that means we are approaching Britain.
Hiç, sadece sis, yani İngiltere'ye yaklaştık demektir.
that means nothing to me 16
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means 406
that means something 38
that means no 21
that means that 18
that means you 69
nothing 25771
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that means a lot 142
that means 406
that means something 38
that means no 21
that means that 18
that means you 69
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230