The ambulance tradutor Turco
2,420 parallel translation
You ever have one where they couldn't make it to the hospital, had to deliver in the ambulance?
Hastaneye yetiştiremedikleri için yolda doğurttuğun oldu mu?
The ambulance brought her in the evening and I gave her something to help her sleep.
Ambulans getirdi akşam, ben de sakinleştirici verdim. Uyuması için.
I saw you in the crowd when they were putting Hanna in the ambulance.
Hanna'yı ambulansa götürürlerken seni de kalabalıkta gördüm.
Ma'am, the hospital said that she died in the ambulance.
Bayan, hastahane kızın ambulansta öldüğünü söyledi.
And somehow the ambulance doctor made a mess of it, had him lifted by the shoulders or something, so it's much worse than it might have been.
Nasıl işse, ambulans doktoru eline yüzüne bulaştırmış. Onu omuzlarından mı ne kaldırmış. Durumu daha da kötüleştirmiş.
This bullshit with the ambulance went too far.
Ambulanslı saçmalığınızla çok ileri gittiniz.
The operation was a success... when he was being taken home the ambulance got in an accident.
Ameliyat başarılı geçti. Evine götürülürken ambulans kaza yaptı.
I'll get the ambulance.
Ambulans çağırayım.
My memory doesn't go back into real time until I was in the ambulance.
Ambulansa binene kadar hafızam yerine gelmedi.
He died in the ambulance.
Ambulansta öldü.
He was alive when we arrived, but he died in the ambulance.
Vardığımızda yaşıyordu ama ambulansta kalp krizi geçirdi. Bilinci bir daha yerine gelmedi.
- I was in the ambulance.
- Ambulanstaydım.
Through the ambulance bay.
Ambulans girişinden.
We were in the ambulance.
Ambulansın içerisindeydik.
Has she fallen off the ambulance?
Ambulanstan mı düşmüş?
Bradley, chief porter, found her in the ambulance bay.
Bradley, kapı görevlisi, onu dün ambulansların orada bulmuş.
He called the ambulance. An hour later, he shot himself in the head.
Bir saat sonra, kendini kafasından vuruyor.
Have you ever taken narcotics or a medication from the ambulance for your own use?
Kullandığınız ambulanstan hiç, uyuşturucu ya da bir ilaç aldınız mı?
Oh I saw you practicing your putting in the ambulance bay earlier.
Daha önce ambulansı koyduğunuz yerde pratik yaptığını gördüm.
You, Totes... back to the ambulance.
Sen Totes, ambulansa dön.
Where's the ambulance?
Ambulans nerede?
I'm not just talking about me, even though I will be reliving that telephone conversation with Ryder about the ambulance towing for the rest of my life, thank you.
Ben kendimden bahsetmiyorum, gerçi hayatımın geri kalanında ambulansı çektirtme konusunda, Ryder'la yaptığım telefon görüşmesini tekrar tekrar yaşayacağım, sağ ol.
I'll have the ambulance meet you there.
Ben ambulansla arkanızdan gelirim.
If I squeeze too tight, or if the ambulance doesn't get here he'll never walk again.
Çok fazla sıkarsam ya da ambulans gelmezse bir daha yürüyemeyebilir.
Um... I think the ambulance should be here by now.
Bence ambulans şimdiye kadar gelmiş olmalıydı.
No, uh, I... I drove the ambulance.
Önemli değil, onu getiren ambulansı ben kullanıyordum.
If the ambulance comes, I'm responsible!
Ambulans gelirse, sorumlu benim!
There's an ambulance on the way for your niece.
Yeğeniniz için bir ambulans yolda.
- Isabella! - We need an ambulance at the district courthouse!
Isabella!
He cloned the Opticon signal from Ilene's ambulance.
Ilene'nin ambülansındaki Opticon sinyalini kendine bağlamış.
Ambulance to the southwest corner of LaSalle and Van Buren.
LaSalle ve Van Buren'in güneybatısına bir ambulans.
Call the fucking ambulance!
Lanet bir ambulans çağırın!
We need the police and an ambulance.
Polis ve ambulansa ihtiyacmız var.
The husband works as a paramedic for a DC-based ambulance company.
Kocası bir ambulans şirketinde sağlık görevlisi olarak çalışıyor.
Now, some ambulance chasers are going after the company.
Şimdi de bir kaç avukat şirketin peşine düştü.
I didn't call the police, I called an ambulance.
Polisi aramadım, ambulans çağırdım.
I was scared to death when I saw that ambulance in the driveway.
Kapının önünde ambulansı görünce korkudan ölecektim. - Kötü durumda.
I don't care if I have to slash the tires of every ambulance in this bay, Mom.
Gerekirse etraftaki tüm ambulansların tekerleklerini patlatırım, anne.
The police, an ambulance?
Polisi veya ambulans çağıralım mı?
Moses has collapsed and the airport's paramedics waste no time in calling an ambulance.
Moses yere yığıldı ve havaalanının sağlık görevlileri hiç vakit kaybetmeden ambulans çağırdı.
Where's the damn ambulance?
Kahrolası ambulans nerede?
Do you think it's possible that he switched his ambulance route so he wouldn't have to see the horny psycho who stole his jacket?
Sizce psikopatın biri ceketini çaldığı için ambulansının güzergahını değiştirmiş olabilir mi?
I need an ambulance and the police right away.
Hemen bir ambulansa ve polise ihtiyacım var.
An Illinois ambulance was found ditched on the side of the road in Brushy Prairie, Indiana.
Brushy Prairie, Indiana'da yolda terk edilmiş bir Illinois ambulansı bulunmuş.
Gotta be our guy. He knew an ambulance with the cherries spinning'would fly right through a roadblock.
Sirenleri çalan bir ambulansın yol barikatlarında durdurulmayacağını biliyor tabii.
The duty officer just told us that there'd been a suicide attempt in Isolation and an ambulance had been called.
Sakın unutma. Çocuklar, konuklar geldi. Dışarı çıkmanız gerekiyor.
An ambulance to the Questura di Roma. Thanks.
Roma Polis Merkezine bir ambulans.
We covered his ambulance service for the transportation. To the hospital, his emergency-room services, all of the blood work and tests.
Hastaneye nakli için ambulans servisini, acil servis ücretlerini, tüm kan işlerini ve testleri karşıladık.
How the fuck did I know that I'd catch you icing the stairs, you sack of shit ambulance chaser? !
Seni merdivenleri buzlarken bulacağımı nereden bildim ama bir boka yaramayan, fırsatçı avukat?
Notify the T.A.C. Team and call an ambulance.
Destek ekibine haber verip ambulans iste.
Yashar came to Suleyman, not the other way around, but why wouldn't Suleyman call an ambulance? Yeah, Suleyman is a family guy.
Yaşar Süleyman'ı görmeye gitti, başka birini değil ama Süleyman neden bir ambulans çağırmasın ki?
the ambulance is on its way 26
ambulance 342
ambulance is on its way 16
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
ambulance 342
ambulance is on its way 16
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
the armory 16
the address 54
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is 144
the answer is no 232
the apartment 34
the architect 42
the armory 16
the address 54
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is 144
the answer is no 232
the apartment 34
the answer is yes 95
the animals 29
the artist 45
the arm 18
the anger 33
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the animals 29
the artist 45
the arm 18
the anger 33
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80