The bathroom tradutor Turco
13,433 parallel translation
I think she was pooing in the bathroom.
Tuvalette kaka yapıyordu.
- The bathroom is really gross.
- Banyo da gerçekten iğrenç durumda.
Look, Brick, you're the one using the bathroom, so you're the one that's gonna clean it.
Banyoyu bir tek sen kullanıyorsun Brick, yani temizleyecek olan tek kişi sensin.
All I asked was for you to clean the bathroom!
Alt tarafı banyoyu temizlemeni istemiştim!
You know, I was cleaning the bathroom this week...
Bu hafta banyoyu temizliyordum.
Look, there is a jumbo box of condoms under the bathroom sink. I share.
Banyo lavabosunun atında jumbo boy kondom kutusu var.
Butters, get to the bathroom.
Butters, tuvalete gel.
I really have to go to the bathroom.
Tuvaletim geldi.
♪ Please go wash your balls in the shower, the bathroom ♪
Lütfen gidip duşta taşaklarını yıka
Actually, I have to use the bathroom really quickly, so I'm gonna go to one of those... sexy Porta Potties.
Aslında hızlıca tuvalete gitmem gerekiyor o yüzden şu seksi portatif tuvaletlerden birine gideceğim.
You can't monopolize the bathroom at a taco festival!
Taco festivalinde tuvaleti inhisar altına alamazsın.
Uh, trash can's in the bathroom.
Çöp kutusu banyoda.
Could just be going to the bathroom.
Tuvalete gidiyorlardır belki.
Yeah... except the bathroom's the other way.
Evet ama tuvalet diğer tarafta.
You telling me that story or that the ducks now stare at me while they slowly go to the bathroom?
Bana bu hikâyeyi anlatman mı yoksa ördeklerin yavaşça banyoya giderken bana dik dik bakmaları mı?
He and Gregory were in the bathroom for like an hour.
Gregory'yle bir saat kadar banyomuzdan çıkmamışlardı.
- And you're Dr. Lorenson? - Mm-hmm. You two go to the bathroom together too?
Jesse yarım saat önce almaya gitmişti.
I noticed there was a door on the bathroom.
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.
Oh, hey, I was just looking for the bathroom.
Tuvaleti arıyordum.
You prefer to hide in the bathroom than to deal with your emotions!
Duygularınla yüzleşmek yerine tuvalette saklanmayı tercih ediyorsun! Gloria, niye bu kadar abartıyorsun?
Okay, if they don't have to be here for this, I'm going to the bathroom.
Onlar burada olmak zorunda değilse ben tuvalete gidiyorum.
You were waiting for me to go to the bathroom.
Tuvalete gitmemi bekliyordun.
Enjoy the bathroom.
Tuvaletin keyfini çıkar.
Run to the bathroom with the lock that works!
Banyoya kaç oranın kilidi çalışıyor.
Mrs. Lippert, may I use the bathroom?
Bayan Lippert, tuvaleti kullanabilir miyim?
I hid in the bathroom.
Tuvalette saklanmıştım.
- To the bathroom.
- Tuvalete.
Don't worry, I've got those in the bathroom.
Merak etme. Banyoda var bende onlardan.
Hey, Brendan, you need to use the bathroom or anything?
Hey, Brendan, tuvalate gitmen gerekiyor mu ya da başka bir şey?
All the bathroom items, the floor, the vanity, the sink,
Banyodan çıkan bütün eşyalar ; zemin, banyo dolabı, lavabo...
- Dad, will you take me to the bathroom?
- Baba, beni tuvalete götürür müsün?
Yo, kid, the bathroom's over there if you need it.
Evlat, istersen şuradaki tuvalete gidebilirsin.
I don't see a picture of them going to the bathroom.
Lavaboya gittiklerine dair bir resim yok burada.
I'm sure Myeong Ok went to the bathroom too.
Myeong Ok'un da lavaboya gittiğine eminim.
There's three cameras in the bathroom alone.
Lavoboda üç tane kamera var.
Every now and again, if the CO was working us too hard. We'd freeze and snap the knob off.. the bathroom door while they were still inside.
Birlik komutanı bizi ara sıra çok zorlarsa onlar hâlâ içerideyken banyo kapısının tokmağını dondurup kırardık.
Move it into the bathroom.
Banyoya götürülecek.
You want to use the bathroom, there's a perfectly nice bathroom upstairs at Starbucks.
Tuvalete gitmek istiyorsanız yukarıdaki Starbucks'da çok güzel bir tuvalet var.
I have to go to the bathroom.
Banyoya gitmem lazım.
I just need the bathroom key.
- Sadece lavabo anahtarını istemiştim.
I got to go to the bathroom really quick.
Hemen lavaboya gitmem gerekiyor.
Before we start, I've just got to go to the bathroom.
Başlamadan tuvalete gitmeliyim.
I'm gonna go, let you do your thing and then maybe if you're feeling forgiving you can... forget the whole me accosting you in the bathroom with too much information when you just want to be alone and then rambling on and on
Ben gideyim, sen de işini gör. Böylece beni affetmeyi de düşünmeye başlayabilirsin. Sen yalnız kalmak isterken gelip sana tuvalette sarkıntılık etmemi ve şu andaki bu tuhaf konuşmayı bir türlü bitiremememi bir kenara bırakıp bana bir şans daha ver.
Hey, Chuck! I got a friend in the bathroom that wants to make your acquaintance.
Chuck, lavaboda bir arkadaşım var da, illa seninle tanışmak istiyor.
Uh-oh. This here is mildew, the enemy of every bathroom.
İşte her banyonun düşmanı küfler.
There's no way any auburn-haired beauty did the nasty in a bathroom with that dude.
Kumral saçlı bir güzelin onunla tuvalette birlikte olmasının imkanı yok.
Do I have time to go to the bathroom?
- Leslie'yle giderim!
My office is the size of your bathroom.
Ofisim senin banyon kadar.
He uses extra-soft, double-ply toilet paper that's in the executive bathroom, when all we get is the kind that comes out one square at a time.
Yönetici banyosunda ekstra yumuşak, çift katlı tuvalet kağıdı kullanıyordur... when all we get is the kind that comes out one square at a time.
Could be all over the shower, and the sink, bathroom, right now.
Şu an duşun, lavabonun ve banyonun her yerini sarmış olabilir.
- In the outside, is there a bathroom?
- Dışarıda tuvalet var mı?
bathroom 275
bathroom break 20
bathrooms 21
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
bathroom break 20
bathrooms 21
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the big one 111
the box 93
the bastard 139
the bridge 67
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the beach 114
the big one 111
the box 93
the bastard 139
the bridge 67
the book 195
the baby's coming 54
the ball 71
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102
the beginning 51
the big guy 22
the baby's coming 54
the ball 71
the bat 30
the beast 101
the bag 76
the body 126
the big 102
the beginning 51
the big guy 22