The good wife tradutor Turco
388 parallel translation
Three years of playing the good wife.
Üç yıl, iyi eş rolü oynadım.
And I don't have the strength... to be both the good wife... and the good mother.
Hem iyi bir eş hem de iyi bir anne olacak kadar güçlü değilim.
and it is a fact that a wife, even a good one, is not always the right thing to have in a company, if you understand what i'm getting at, but my doucie, my wife,
Ve bir eş iyi bile olsa bir turneye götürülmesi her zaman doğru bir şey değildir. Ne demek istediğimi anlıyorsanız. Ama benim karım, Daucie...
My good wife is quite unable to make me experience the joys of the flesh.
Karım bana yaşam enerjisi katma konusunda yetersiz kalıyor. Peki onlardan feragat etmem için bir neden var mı?
I was thinking, you might take advantage of any lull in the conversation tomorrow just to mention what a good wife Judith would be.
Düşünüyordum da, yarın konu içinde Judith'in ne kadar iyi bir eş olabileceğine dair bir şeyler fısıldayabilirsin.
If I told you once, I told you 50 times, I'm doing good at the office and I'm not playing around with the boss's wife.
Size bir kez de dedim, 50 kez de. Büroda işim iyi gidiyor ve patronun karısıyla kırıştırmam.
And she'll be a good wife to him but they'll have the worst spoiled lot of children this town will ever see.
Ve Isabel ona iyi bir eş olacak. Ama sonra bu şehrin göreceği en şımarık çocuklara sahip olacaklar.
- l know it's a good life... and I know it's a healthy life... and I know he'll be able to see the world and have a wife in every port... and keep on calling everybody "sir," but what about us?
- İyi bir yaşam olduğunu biliyorum dünyayı göreceğini, her limanda bir sevgilisi olacağını ve herkese "efendim" diyeceğini de biliyorum, ama ya biz?
Why, a wife like Miriam would bring out the good in you.
Oysa Miriam seni eş olarak istiyor.
The wife of the last scientist who was here weighed 180 pounds of pure muscle had a good start on a mustache and every time she spoke to her husband every lion in the territory took off.
Son gelen bilim adamının eşi 80 kilo saf adaleden oluşmuş olup yeni büyümeye başlayan güzel bir bıyığı vardı ve kocasıyla her konuştuğunda bölgedeki tüm aslanlar kaçışıyordu.
The son of Clarence have I pent up close... his daughter meanly have I matched in marriage... the sons of Edward sleep in Abraham's bosom... and Anne my wife hath bid this world good night.
Clarence'ın oğlunu hapsettim, kızını fukaranın biriyle evlendirdim. Edward'ın oğulları İbrahim'in koynunda yatıyor *, karım Anne ise bu dünyaya "İyi geceler." dedi.
I'm dreaming of my wife, the good, constant Penelope.
Karimin hayalini kuruyorum, güzel, sadik Penelope'nin.
Regrettably, Mr. Botibol was not there to enjoy the money, but his wife and her second husband had a very good time with it.
Ne yazık ki, Bay Botibol paranın tadını çıkarmak için orada yoktu, fakat karısı ve ikinci kocası o parayla iyi zaman geçirdi.
And the reason I think it's going to be good is because you never really know until the last sentence in the manuscript that he's going to go back to his wife.
İyi olacağını düşünmemin nedeni müsvettedeki son tümceye kadar karısına geri döneceğini gerçekte asla bilemeyişin.
Let your wife know the good news.
Eşine iyi haberleri ver.
Anyway, She's the wife of my good friend Miwa.
Eski bir dostun dul eşi o!
If we thought it was essential for your wife to be here it was for a good reason, as the professor will agree
Karının burada bulunması gerek, diyorsak önemli bir sebebi var. Profesör Berardelli de benimle hemfikir!
today we dance, dinner tomorrow, for good form, the registry the day after, and you move into my place as my lawful wife.
bugün dans, yarın akşam yemeği, iyi form için, bir gün sonra evlenme dairesi, ve sen yasal eşim olarak benim yerime taşınıyorsun.
It's a good thing you're not my wife or I'd throw him out of the house.
Ne mutlu ki sen benim karım değilsin yoksa onu evden dışarı atmış olurdum.
Yuki bore him three beautiful, fair-skinned children and the villagers thought her a good wife.
Ve Yuki ona üç çocuk verdi, yakışıklı ve açık renk derili. Köylüler arasında çok iyi bir eş olmakla şöhret saldı.
You never hear of it, no matter how good the wife is.
Genellikle, kaynanalar gelinleri hakkında kötü konuşurlar. Gelin ne kadar iyi olursa olsun.
The boss is a good person but his wife...
Gennaro çok iyi bir insan.
The mission, should you decide to accept it, is to recover the millions which Hagar and his wife have stolen from the needy and put a stop to their charity racket for good.
Eğer kabul ederseniz göreviniz, Hagar ve eşinin ihtiyacı olanlardan çaldığı milyonları kurtarmak ve bu hayır davetlerine bir son vermek.
The new Medusa, my good wife?
Benim kıskanç karım mı? İyi kadındır.
Seek the chaste love of a good wife.
Bu sefil yaşamı bırakın.
My wife is good at convincing. I, on the other hand, am lousy at it.
- Karım iyi bir ikna edicidir, sağ kolum gibi, ben işe yaramaz adamın biriyim.
- Good morning. Did you convince your wife to sell the property?
Karınızı evi satmaya ikna ettiniz mi?
I wrote to him out in the East told him your mama wasn't a good wife and she never knew why he turned so cold on her.
Babana mektup yazdım Anne'nin iyi bir eş olmadığını ve ona neden bu kadar soğuk davrandığını hiç anlamadığını söyledim.
Good. You must accustom the wife to your wearing them.
Eşinin bunları giymesini sağlamalısın.
I suspect that if Providence hadn't taken my brother's good wife and make him single there'd be less illness among the ladies.
Sanırım eğer Tanrı kardeşimin karısını alıp onu bekar yapmasaydı bayanlar daha az hastalanırdı.
Play some golf, good to see you, say hello to the wife.
Nasılsınız? Golf oynayalım mı? Sizi gördüğüme sevindim.
Because the esteemed director and his wife are only here because of his good wishes.
Filmin yönetmeni ve eşi, iyi niyetli oldukları için buradalar.
The cousin of my best friend's wife is getting married, and a few of us are gonna celebrate and have a good time.
En iyi arkadaşımın karısının kuzeni evleniyor. Birkaç kişi toplanıp kutlayacağız.
Well, we're going to give all the flowers to your wife. She'll just love them. Very good.
03 00 : 48 : 56 : 17 Mükemmel bir çözüm.
A noble woman, my wife - she left me for the good of literature.
Karım, asil bir kadın ; beni, edebiyatın iyiliği için terk etti.
So, the man starts by entering or mounting his good lady wife in the standard way.
Evet, erkek üstte olacak şekilde, yani standart usule göre... sevgili eşinin içine girer.
Put you back in the wife's good books, eh?
Bunu da eşinizin faydalı kitaplarının yanına koyun?
It could turn out to be a good thing Irene zipped the police captains wife.
Irene'nin Yüzbaşının karısını haklaması lehimize bile dönebilir.
I still remember : The good man was always hungry and his wife scolded him, saying the y'd have no food lefi for the future.
İyi kalpli adam her zaman açtı ve eşi onu yarın için hiç yiyecekleri kalmadığını söyleyerek azarlardı.
And what's good for the goose is good for the goose's wife.
Ve kaz için iyi olan kazın karısı için de iyidir.
I know I'm supposed to be a good little girl for my mother and father, obedient wife to my husband, stick out my tongue for the doctor, lower my head for the judge.
Kocam için itaatkâr bir eş. Doktora dilimi çıkarmalıyım. Yargıca karşı başı eğik durmalıyım.
I've got your niece for my wife. I've got a good job, and it's the holidays, sir.
Senin yeğenin benim eşim, işim var, ve tatildeyiz.
A good wife recognizes that and is happy to smooth the way.
İyi bir eş bunu anlar ve durumu kolaylaştırmaktan mutluluk duyar.
You've got a wonderful home, a terrific wife, a good job... and the best friend money can buy.
Mükemmel bir yuvan, müthiş bir karın, iyi bir işin ve paranın alabileceği en iyi dostun var.
The wife says the stock's gone up 5 points. Good, Mike.
Karım stokların 5 puan yükseldiğini söyledi.
Nothing could be further from the truth! How can I convince your wife of my good intentions?
Hiçbir şey doğrudan bu kadar uzak olamaz Eşinizi inandırmak için ne yapabilirim?
You playing the perfect wife, me the good friend.
Sen mükemmel eşi, ben iyi arkadaşı oynuyorum.
I love this money, and I know those women are ugly but, you know, the truth is, I'm not a very good wife.
Parayı sevdim ve bu kadınların çirkin olduğuna eminim ama ben çok iyi bir eş değilim.
But when I told your wife the good news, she said that even before the unpleasant...
Fakat iyi haberi vermek için eşinizle konuştuğumda, bana dedi ki bu nahoş olaydan önce bile...
Mr Campion, in my opinion, the female body is the most beautiful thing in the world and if it turns you into a ravenous maniac I'd suggest it's a good idea if your wife takes the greatest care to get undressed behind a screen.
Bay Campion, bence, bayan vücudu dünyadaki en güzel şeydir ve bu sizi gözü dönmüş bir manyağa çeviriyorsa size tavsiyem karınızın yalnız kaldığınızda soyunup sizi tedavilerin en güzeliyle iyileştirmesidir.
I've got to look good for the wife in the morning.
Sabah, eşime hoş görünmeliyim.
the good stuff 48
the good old days 37
the good ones 20
the good news is 399
the good news 69
the good and the bad 28
the good 73
the good thing is 16
wife 1732
wife and kids 16
the good old days 37
the good ones 20
the good news is 399
the good news 69
the good and the bad 28
the good 73
the good thing is 16
wife 1732
wife and kids 16
the godfather 48
the great gatsby 18
the guardian 21
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the greater good 16
the game is over 59
the great gatsby 18
the guardian 21
the game 119
the gate 46
the girl 422
the gardener 44
the game has changed 18
the greater good 16
the game is over 59
the gun 223
the game's over 47
the games 17
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205
the gold 48
the game's over 47
the games 17
the ghost 58
the guard 38
the gas 49
the girlfriend 25
the ground 30
the guy 205
the gold 48