English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The old lady

The old lady tradutor Turco

1,486 parallel translation
Maybe we should let the old lady try and mediate a way out.
Belki de ihtiyar arabuluculukla bize buradan çıkmamızda yardım edebilir.
The old lady told me how you plan to stop us.
Yaşlı kadın bizi nasıl durdurmayı planladığını anlatı.
Chiana, I'm prepping for a fly-over to see if I can find the old lady.
Chiana, yaşlı kadını bulabilir miyim diye bakmak için bir tur uçmaya hazırlanıyorum.
Hey, ahh... the old lady, she's... she's got a problem... down below.
Hey, ah... yaşlı kadın, onun... onun bir sorunu var... aşağıda.
I still don't think the old lady's the way
Ben hala yaşlı hanımın çözüm olduğunu düşünmüyorum.
Ed goes out to the bars to unwind and rag on the old lady.
Ed rahatlamak için barlara gidiyor karısından dert yanıyor.
I think we're on the old lady express.
Sanırım yaşlı kadın ekspresindeyiz.
You know, the old lady's apartment was actually Lenny's.
İhtiyar kadının dairesi aslında Lenny'nin.
This mysterious man with braces just stabbed the old lady and disappeared?
Diş teli takan gizemli bir adam yaşlı kadını bıçakladı ve kaçtı, öyle mi?
I killed and robbed the old lady all by myself.
O yaşlı kadını tek başıma soydum, sonra da öldürdüm.
She thinks the old lady just burst into flames.
Yaşlı kadının kendi kendine alev aldığını sanıyor.
Even better when squirrel number one drives it by the house... where they fenced the old lady's shit :
Daha da iyisi bir numara kadının evinden çaldıklarını direk evine götürmüştü.
We got no connection between the old lady and the Mullers.
Yaşlı kadın ve Muller'larla aralarında bir bağ bulamadık
Why would somebody take the money out and send the old lady an empty box?
Neden biri kutuyu boşaltsın ve yaşlı kadına boş kutu yollasın ki?
Or the kidnappers somehow got to it after the old lady picked it up.
Ya da kaçıranlar yaşlı kadın paketi teslim aldıktan sonra içini boşalttı.
A tad disappointed, Tom sat down on the old lady's bench to think, to hang onto the feeling of danger for a moment.
Hayal kırıklığına uğrayan Tom düşünmek için yaşIı kadının kulübesinin yanına oturdu. Bir an tehlikede olduğunu hissetmişti.
She could not tell a gooseberry bush from a cactus, but the meticulous order in the yard appealed to her, such as the metal chains placed there in order to shield the second and third bushes, lest anybody decided to make use of the deplorably time-honored shortcut to the old lady's bency.
Bektaşi üzümünü kaktüsten ayırt edemezdi. Ama bu avludaki düzenleme hoşuna gitmişti. Üzüm sıralarını korumak için konmuş zincirleri beğenmişti.
"I feel so sorry for the old lady who lived in the shoe,'cause it must have smelled real bad."
Ayakkabılarla yaşayan yaşlı kadın için üzülüyorum çünkü gerçekten kötü kokuyor olmalılar.
The old lady's very flexible.
Yaşlı kadın çok esnek.
- The old lady by the swamp?
- Bataklıktaki yaşlı kadın mı?
The same day they buried the old lady who had saved 500000.
Aynı gün 500bin'i olan yaşlı kadını gömdüler.
But the old lady, Prior, she doesn't hear a scream.
Fakat Prior denen kadın çığIık duymamış.
You weren't wearing it in the old lady video.
Yaşlı kadının kasedinde giymiyordun.
The old lady next door is SUCH A PAIN!
Yan dairedeki yasli teyze cok gıcık!
The old lady I saw last night.
Dün gece gördüğüm yaşlı bayan.
Where is the old lady who was just right here, just now?
Az önce, tam burada olan yaşlı bayan nereye gitti?
What's Orm got to do with the old lady.
Orm'un yaşlı bayanla ne alakası var?
What if something happens to Orm like the old lady said.
Peki ya, yaşlı bayanın dediği gibi Orm'un başına bir şey gelirse?
How could the old lady's words come true?
Yaşlı bayanın sözleri nasıl olur da doğru çıkar?
The old lady?
Yaşlı bayan mı?
"The person may seem as white as snow, " but wants to cheat you both and the old lady will die with another stroke any day. "
O kişi kar gibi beyaz görünebilir ama hem sizi hem de yaşlı bayanı kandırmaya çalışıyor ve yaşlı bayan da her an bir kriz geçirip ölebilir. "
The old lady had taken a tremendous fancy to her.
Yaşlı hanım çok beğeniyordu onu.
I've written to the old lady. What a terrible shock it will be, too.
Yaşlı kadına yazdım olayı, kim bilir ne büyük bir şok yaşamıştır.
Tell the old lady to watch out.
Yaşlı kadına, dikkat etmesini söyle.
Where's the old lady?
Yaşlı teyze nerede?
The old lady doesn't want people to know.
Yaşlı kadın insanların öğrenmesini istemiyor.
Look who's ragging on the old lady.
Bakın yaşlı hanımla kim alay ediyormuş.
I mean, the old lady's death was probably unintentional, and the girl's rape was...
Demek istediğim, yaşlı kadının ölümü muhtemelen kasıtsızdı, kızın tecavüzü de...
D'Argo's gone to find the weird old lady and she'll explain what happened.
D'Argo şu tuhaf yaşlı kadını bulacak ve o bize neler olduğunu anlatacaktır.
Young man, where's the young lady we heard so much about... who's using those delightful old diner phrases to place people's orders?
Delikanlı o eski, güzel restoran dilini kullandığını duyduğumuz....... küçük hanım nerede? Çok eğlenceli olacağa benziyor.
He didn't even have the stones to go home and tell his old lady he'd been fired.
Karısına kovulduğunu söyleyecek cesareti bile yoktu.
Put a muzzle on your old lady the next time you bring her out in public.
Onu bir daha insan içine... çıkardığında ona bir ağızlık tak.
I know we've just had this discussion... but I was wondering if the firm Rose and Rose... could accompany an old lady to the pharmacy?
Biraz önce bu konuyu tartışmıştk ama... acaba Rose ve Rose şirketi eczaneye kadar... yaşlı kadına eşlik edebilir mi diye merak ediyordum.
So, anyway, I'm getting an Ice cream for this old lady and just as I'm handing it to her, Cleatis grabs me by the arm, makes me throw the damned thing away and starts yelling at me about how much ice cream I'm wasting.
Her neyse, bu yaşlı bayan için bir dondurma alıyorum ve tam ona uzatırken, Cleatis kolumdan tutar, lanet şeyi bana fırlattırır ve bana ne kadar dondurmayı ziyan ettiğimi söyler.
She said... "I feel sorry for the little old lady who lived in the shoe,'cause it must have smelled really bad."
Ayakkabılarla yaşayan yaşlı kadın için üzüldüğünü söylüyor çünkü çok kötü kokuyor olmalılarmış.
Lady Makland, shrieking of her terrible dependancy upon cocaine powder threw off her Schiaparelli ball gown and stood naked upon the dance floor an example quickly followed by old and young alike until only the servants remained clothed.
Kokain bağımlılığıyla tanınan Leydi Maitland giysisini çıkardı ve dans pistinde çıplak bir şekilde kaldı. Bu örnek yaşlı genç demeden herkesçe hemen takip edildi ta ki yalnızca hizmetçiler giyinik kalana dek.
We're in the elevator, it stops, this old lady gets on.
Asansörle inerken asansör durdu ve yaşIı bir kadın bindi.
This old lady, miss McGee, who lived up the road from us...
Bizim yolun yukarısında yaşayan şu yaşlı kadın, Bayan McGee -
An old lady is going circles around the stone tower.
Yaşlı bir kadın taş kulenin etrafında dönüyor.
The one... an old lady in the closet...
Hani yaşlı bir kadın dolaptaydı...
Some crack head brutalizes an old lady, leaves her in a closet, and grabs a snack on the way out.
Serseri bir bağımlı yaşlı bir kadına vahşice davranıyor, onu dolaba kapatıyor, ve giderken atıştırıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]