The word is out tradutor Turco
276 parallel translation
The word is out you're looking for men.
Adam aradığınız lafı dolaşıyor.
The word is out, Ben.
Dedikodu yayılıyor.
The word is out that Bonnie and Clyde are holed up just out of town.
Bonnie ve Clyde'ın hemen kentin dışında saklandığı söylentisi var.
No way! Now in the village the word is out.
Bu Avusturyalı psikiyatrist, Baron'a canavarının neden bu kadar kana susamış olduğu gerçeğini anlatmaya karar verir.
The word is out that you are working on it, and everybody I know is dying to read it.
Sürekli üzerinde çalışıyormuşsun ve eminim herkes okumak için sabırsızlanıyor.
The word is out about your little roadblock.
Yolu kestiğiniz herkesin dilinde.
The word is out on you. I had to lay these bets off all over town.
Söz senden çıktı.Bu bahisleri tüm kasabada durdurmak zorunda kaldım.
Well, the word is out.
Evet, söz bitti.
The word is out, all right?
Aramızda kalsın, tamam mı?
The word is out, pal.
Sözler bitti, dostum!
Yes, the word is out :
Evet, her şey apaçık ortada.
- The word is out... that these guys are looking for anybody they can find... with martial arts talent, especially teenagers.
- Dışarıda bir söylenti var bu adamlar savaş sanatlarını bilen kimseleri arıyorlarmış özellikle de gençleri.
The word is out, pal.
Onunla ne yapacağımı bilmiyorum.
The word is out that he's going to start making meaningful pictures for a change.
Değişiklik olsun diye anlamlı filmler yapmaya başlayacağına dair laflar dolaşıyor.
Send out word immediately that the King is graciously pleased to command... that all rebels convicted but not yet hanged... be gathered together... and shipped by the first available boats to the Americas.
Bu fikri hemen Krala ilet. Suçu ispatlanmış ama henüz asılmamış olan asileri hemen topla ve Amerika'ya yola çıkacak olan ilk gemiye bindir.
The word from upstairs is it looks like we're out of the shooting.
Tepeden gelen habere göre, bir daha çatışmaya girmeyecekmişiz, biliyor musun?
There is word in the caravans of a great one who was driven out of Egypt.
Kervanlarda, Mısır'dan sürülen yüce birinden söz ediliyor.
So we must see that the Tsar's word is respected and wipe out the traitors too.
Çarın, sözünün eri olduğunun bilinmesi lazım. Fakat aynı zamanda, hainlerin yok edileceği de görülmeli.
It is not merely to prosecute a lawbreaker, a young man who has spoken out against the revealed word.
Sadece kanunları ihlal eden birini, Tanrı'nın sözüne karşı çıkan genç bir adamı dava etmek için gelmedim.
But if the full penalty of the law is meted out to Bertram Cates, the faithful the whole world over, who are watching us here and listening to our every word, will rise up and call this courtroom blessed.
Ama Bertram Cates'e hak ettiği ceza verilirse dünyanın her yerinde bizi seyreden ve ağzımızdan çıkan her lafı dinleyen müminler ayağa kalkıp, bu mahkemeyi kutsayacaklardır!
I must ask you to forgive their somewhat lackadaisical manners, but I have conditioned them, or brainwashed them, which I understand is the new American word, to believe that they are waiting out a storm in the lobby of a small hotel in New Jersey
Uyuşuk görünümleri için kusura bakmamanızı rica ediyorum, Ancak onları koşullandırdım, ya da, Amerikalıların yeni tabiriyle, beyinlerini yıkadım... Öyle ki, şu an New Jersey'de bir otelin lobisinde,
It is written that man shall not live by bread alone but by every word that proceedeth out of the mouth of God.
Şöyle buyrulmuştur : "İnsan yalnız ekmekle yaşamaz." Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar. "
All you have to do is to get the word to your men and they'll have you out of here, it's that simple.
Tek yapman gereken Adamlarına emir vermek. Onlar seni buradan çıkartır.
"Love" is the word they say before they pull your guts out.
Ağzına sıçmadan önce söyledikleri sözcük "Aşk" sözcüğüdür.
Our immediate concern now is to get word back that the document is valid. And to get you out of the United States.
Bizim acil olarak sorunumuz doğru belgeyi geri almak ve seni Birleşik Devletler dışına çıkarmak.
That is a dog licence with the word "dog" crossed out and the word "cat" written in in crayon.
"Köpek" çizilip "kedi" yazılmış bir köpek ruhsatı.
The word I get is that maybe the best thing for everybody to do unless you have a tent or some place specific to go to just carve yourself out a piece of territory say goodnight to your neighbor...
Söylemek istediğim, belki herkesten yapmasını istediğim, sığındığın bir çadır ya da başka birşeyin içinde olsan da, şahsiyet çemberinin dışına çıkıp, komşuna iyi geceler de.
I have just received word that the first place car, Ferrari number five, driven by Lugo Abratte, is out of the race with tire trouble.
Az önce gelen habere göre 1. sıradaki Lugo Abratte'nin kullandığı 5 numaralı Ferrari lastik problemiyle yarış dışı kaldı.
God is calling on us who believe in His holy Word to stamp out that evil... to seek out the devil worshippers... and to purify their spirits so that they may find mercy at the seat of the Lord
Tanrı bize sesleniyor. Tanrı onun kutsal sözlerine inanan Şeytan'a tapanları bulan ve onların ruhlarını yakarak temizleyen kullarını çağırıyor ki onlar Tanrı'nın tahtında merhamet bulabilsinler.
Word goes out and every 2-bit hustler in the world is looking to turn you in.
Söz ağızdan çıktımı her şerefsiz üçkağıtçı peşimize takılır.
But if something goes wrong, your word is not going to keep the rain out of my shed.
Ama işler ters giderse, sözün barakamı yağmurdan korumaz.
If you strike out the letter "C" from "Caesar", the word "Aesar" is left, and in Etruscan, Aesar means "god".
"Caesar" den "C" yi kaldırırsan geriye "Aesar" kalır, Etrüsk dilinde "Aesar", "tanrı" demektir.
And so you let a word out that Teng Piao is coming to this town for Black Leopard for the sake of making them show up
Demek o yüzden, Teng Piao'ın bu kasabaya... kara leopar için geldiği söylentisini yayarak... hepsinin ortaya çıkmasını planlıyorsun
The word is out
Gene dedikodular büyüdü.
By now, word has gotten out to the press... and the public, thirsting for thrills and novelty... is immediately captivated.
An itibarıyla olay basına yansımış durumda... yeniliklere ve sansasyona susamış halk vak'ayla... derhal ilgilenmeye başladı.
One word to anybody about what happened... and you're not only going to have to settle with me... but that convention of yours is gonna find out their new bishop's a drunk... and you're two of the biggest damn fools this side of Fort Kearney.
Olanları birine söylediğiniz anda... hem beni karşınızda bulursunuz... hem de kongredekiler yeni piskoposlarının ayyaş ve ikinizin... Fort Kearney'nin bu tarafındaki en aptal tipler olduğunuzu öğrenirler.
First thing is, we got to keep it contained. The word's out already.
Öncelikle bunu kontrol altına almalıyız.
Now, if one of our questions is out of line, sir, just say the word and we'll withdraw it.
Uygunsuz bir sorumuz olursa söyleyin efendim, hemen geri alalım.
And I think the key word here is "put out".
Zannediyorum buradaki en önemli kelime "ne kadar ürettiğin"
Well, the word is out.
Söz yayıIıyor. Oyunun adı :
Whoever He Is. If He Ever Shows Up Within 1,000 Yards Of Me, He'll Find Out What The Word Punished Really Means.
Eğer bana 100 metre yaklaşırsa, cezalandırmanın gerçekten ne demek olduğunu öğrenecektir.
Before we know the word for it, before we know that there are words, out we come, bloodied and squalling... with the knowledge that for all the points of the compass, there's only one direction and time is its only measure.
Böyle bir kelimeden haberimiz yokken kelimelerin varlığından bile haberimiz yokken çıkıveriyoruz, kanlı ve ciyaklayarak biliyoruz ki, pusulanın her noktası için sadece bir tek yön var, ve zaman bunun tek ölçütü.
This is my millionth message, Max, and in case the word isn't out, I'm pregnant.
Bu bininci mesajım. Ayrıca : Hamileyim!
Last night Sister Constance - she is in the next room - she heard the woman call this word out in her sleep.
Dün gece Rahibe Constance - şu anda yan odada - kadının uykusunda söylediği bir kelimeyi duydu.
The frigging word is out on you.
Haberin yayılmış.
- People have been coming up to us... now that the word is out, and asking what they should do... in terms of gifts. - A what?
- İnsanlar buraya doğru geliyor.
Word on the street is you've been clean since you came out of prison.
Sokaklarda, senin hapisten çıktığından beri temiz olduğunu söylüyorlar.
Thou hast frighted the word out of his right sense, so forcible is thy wit.
Zekan öylesine keskin ki ağzımdan çıkacak sözcükleri bana unutturdun.
You stop to think that the man who gave you his word has made an art out of sabotage and defying authority and is probably the same man who put that, tha-that bullet through my windshield?
Tek anladığı şey sabotaj ve kanunlara meydan okumak olan bir adam mı sana söz verdi? Ve muhtemelen de arabamın ön camına o kurşunu sıkan kişi.
The word is out On you o-neders.
- Sözünüz ediliyor O-nee-ders.
In fact, we are gonna put out the word that Gary's Shoes is a friend to the large.
Gary'nin ayakkabıları iri kadınların dostudur diyeceğiz her yerde.
the words 90
the word is 79
the word 252
is out 19
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the world is changing 33
the word is 79
the word 252
is out 19
the world is yours 18
the walking dead 44
the who 68
the way i see it 340
the whole thing 282
the world is changing 33
the way of the future 27
the way you talk 19
the wall 69
the walls 37
the waitress 23
the world has changed 35
the wall street journal 16
the way i look at it 29
the way i figure it 33
the war is over 139
the way you talk 19
the wall 69
the walls 37
the waitress 23
the world has changed 35
the wall street journal 16
the way i look at it 29
the way i figure it 33
the war is over 139