English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / There isn't any

There isn't any tradutor Turco

1,128 parallel translation
There isn't any doubt.
Hiç şüphe yok.
There isn't any.
Odun yok.
There just isn't any use in lying to people.
İnsanlara yalan söylemenin hiç yararı yok.
Since it seemed like there was no reason for killing them at all, I thought maybe the reason why there seemed to be no reason was because there isn't any reason.
Onları öldürmek için hiçbir neden yokmuş gibi göründüğü için, sandım ki, belki de hiçbir neden yokmuş gibi götünmesinin nedeni hiçbir neden bulunmamasıydı.
There isn't any, Sis.
Valizim yok, Sis.
There's isn't gonna be any later.
Sonra diye bir şey kalmadı.
Oh, there isn't any trouble.
Oh, hiçbir sorun yok.
Isn't there any way we can get back to shore?
Kıyıya geri dönmemizi sağlayacak bir yol yok mu?
- There isn't any.
- Yok ki!
A mute... isn't there any other way?
Dilsiz... başka bir yolu yok mu?
Never finding out until she isn't there any more.
Ve orada olmadığını anlayana kadar farkına varamamak.
Isn't the hunting any good up there?
Oralarda avlanma pek iyi değil mi?
But there isn't any reason to be afraid of you.
Ama senden korkmam için bir neden yok.
There isn't going to be any funeral, not for a long, long time.
Uzun bir süre cenaze töreni falan olmayacak.
- There isn't any money, Mrs. Osgood.
- Para filan yok, Bayan Osgood. - Ne?
And there isn't any doubt
# Hiç kuşku yok ki...
We have to discuss this, Mary, because there isn't any tradition for this.
Konuşmak zorundayız Mary, çünkü daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı.
The trouble with you is you want a simple answer, and there isn't any.
Sorun şu ki, siz basit bir cevap istiyorsunuz. Oysa basit bir cevabı yok.
There isn't any other explanation for staying around here and inviting myself into this.
Buralarda kalıp kendimi bu hale sokmamın... başka bir açıklaması yok.
But there's just, isn't any future for us together.
Ama yanlızca, ikimizin bir geleceği yok!
THERE ISN'T ANY KICKS, ANY EXCITEMENT.
Walter, iyi misin sen?
THAT'S SILLY. THERE ISN'T ANY EXCITEMENT.
Heyecan falan olmadığını kendin söyledin.
- Isn't there any more at home?
Sorun değil. Başka biri daha getirecekti. Sıfırı tüketmiş miyiz?
Why isn't there any thunder in winter?
Neden kış aylarında herhangi bir gökgürültüsü olmuyor?
There isn't going to be any wedding.
Düğün falan olmayacak.
There isn't any decision to make.
Verilmesi gereken bir karar yok.
Unfortunately there just isn't any way.
Maalesef başka bir yolu yok.
- There isn't any.
- Direksiyon yok.
Tell'em there isn't any Miller Wax girl, but also tell'em why.
Onlara neden Miller-Cila kızı reklamı yok anlat. Nedenini unutma.
Isn't there any hope?
Hiç ümit var mı?
There isn't any reason in the world why I shouldn't speak to her.
Onunla konuşmamam için hiçbir neden yok.
For all they know, there isn't any Washington.
Tüm bildikleri, artık Washington yok.
There isn't any luggage.
Hızlı topların zaten birini çıkartmak için yeterli.
Apparently there isn't any.
Görünüşe göre bir tedavisi yok.
So, without any specific drug, I'm afraid there isn't much I can do to help.
Uygun bir ilaç olmadığı için, elimden fazla da birşey gelmiyor.
There really isn't any other love, is there?
Başka türlü olabilir mi?
There isn't any net.
Ağ falan yok.
- There isn't any ice.
- Buz yok.
There isn't going to be any appeal.
Temyiz olmayacak.
There isn't by any chance a cold spot in this room, too, is there?
Bu odada da bir soğuk nokta olmasın sakın?
There isn't enough left to make any difference, Jason.
- Zaten pek birşey kalmadı.
There isn't any danger... and we can build shelters and be comfortable.
Hiçbir tehlikeli durum yok... ve kendimize barınak yapıp, rahat edebiliriz.
There isn't any danger.
Tehlike yok. Hayır!
- There isn't any more!
- Başka yok!
And there isn't any fight.
Ve bir savaş da yok.
In fact, there isn't any river.
Aslında hiç nehir yok.
What should we do? We can't just stand here. Isn't there any way?
Otobüs dağdaki kaplıcalara götüremez.
But there isn't any.
Ama yok.
There isn't any there, by the way, is there, Hans?
Sırası gelmişken hiç var mı, Hans?
There isn't any alternative.
Başka bir seçenek yok.
Isn't there something in the rules that says a fisherman can't get any outside help?
Kurallara göre dışarıdan yardım alınamaz diye bir kural yok mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]