English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / They're all the same

They're all the same tradutor Turco

647 parallel translation
[Pyunma] You mean they're all the same person?
Sence hepsi aynı insan mı?
- They're all the same
- Hepsi aynı. - Değil!
All the time, whenever I meet anyone, Maxim's sister or even the servants, I know they're all thinking the same thing.
Ne zaman biriyle tanışsam Maxim'in kız kardeşi, hatta hizmetçilerle hepsinin aynı şeyi düşündüğünü biliyorum.
No, they're all the same, beautiful when you leave them.
Hayır, terkettiğin zaman her yer aynı ve güzeldir.
They're all the same!
Ah bu kadınlar!
They're all tarred with the same brush.
Hepsi aynı yolun yolcusu.
- They're all the same?
- Hepsi aynı mı?
And the people, well, maybe they dress a little differently... or talk a little differently here... but underneath they're the same as your next-door neighbor, and you probably know them all - the cop on the beat, the kid selling papers... shopkeepers, lawyers, good people, bad people.
Ve insanlar belki de burada biraz farklı giyiniyorlar veya biraz farklı konuşuyorlar ama onların kapı komşunuzla aynı olduklarını bilirsiniz ve muhtemelen hepsini tanırsınız devriyedeki polis, gazete satan çocuk esnaflar, avukatlar, iyi insanlar, kötü insanlar.
Yes, and every time you look up, they're all the same.
Yine de yukarıya her bakışında manzara hep aynıdır.
They're Arapahos, all right. Heading the same way we are.
Bunlar Arapahos tamam, gittikleri yön bizimle ayni.
But they're all the same.
Hepsi aynı sonuçta.
They're all the same.
Hepsi aynı.
They're all the same.
Hepsi aynı bokun soyudur.
They're all the same.
Hepsi de aynı :
They're all the same base... alcohol.
Hepsinin özü bir... Alkol.
And after that, they're going to do the same thing all along Deneen's line.
Ve ardından aynı şeyin Deneen'in mülkiyetindeki her şey için yapacaklar.
The same way. They're all alike.
Aynıydı, hepsi aynıdır zaten.
The French always say things are the same when they're not at all.
Fransızlar hiç de aynı olmadığı halde hep aynı şey derler.
People everywhere are the same in one thing - they're all afraid to die.
İnsanlar nerde olurlarsa olsunlar ortak bir yönleri vardır : Hepsi ölümden korkar.
Do you want to run the jury through a meat grinder so they're all the same?
Ne yapmak istiyorsunuz? Hepsi aynı olsun diye jüriyi kıyma makinesinden mi geçireceksiniz?
They're the same in all pens.
Bütün kodeslerde hep aynıdır.
They're Germans, all the same.
Onlar Alman, hepsi aynı.
They're all the same.
Hepsi aynı durumda.
They're all the same, hundreds of them, all over the city.
Şehrin dört bir ucunda yüzlerce mezarlık, hepsi de aynı.
IAN : They're all the same.
Hepsi aynı.
IAN : Yes, they're all the same.
Evet, hepsi aynı.
They're all saying the same things we're saying :
Hepsi de bizim söylediğimiz şeyin aynısını söylüyor :
And all the others, they're all the same.
Diğerlerini de, hepsi aynı.
Yeah, they're all the same- - toffee-nosed bunch of gits.
Öyle mi? , bence onlar kendini beğenmiş.
They're all the same, just like children.
Hepsi aynı, çocuk gibiler.
They're all the same, these bloody virgins. They're just teasers, that's all.
Tüm bakireler aynı, hepsi can sıkıcı.
On either side, they're just frightened men messing their pants and they all want the same thing.
İki tarafta da donlarına işeyen korkmuş insanlar vardır sadece ve hepsi aynı şeyi ister.
That means they're still after us, Butch, and it's going to be the same thing all over again.
Demek oluyor ki, hala peşimizdeler Butch... ve tüm herşey yeni baştan oynananacak.
I don't know, Mr Glover, they're just all the same.
Bilmiyorum ama, Bay Glover, bunların hepsi aynı.
But they're all the same, women.
Ama kadınların hepsi aynı.
But they're all the same species.
Onlar aynı tür.
They're all the same.
Bütün kanlar aynı kokar.
THEY'RE ALL SUPPOSED TO GET THE SAME.
Hepsinin aynı alması gerekiyor.
If it's up to me, cowards, homosexuals and Jews, they're all the same thing.
Ödlekler, eşcinseller, Yahudiler hepsi aynı b.kun soyu.
They're all the same.
Hepsi aynıdır.
Oh, it doesn't matter, they're all the same now.
Hiç önemli değil, hepsi aynı zaten.
- They're all the same
- Hepsi aynı.
They're going to do the same thing to all of us
Hepimize aynısını yapacaklar
They're all the same, they're terrible.
Nasıl olabilir ki! Berbattı.
They're all the same.
Hepiniz aynısınız.
They're all the same them Yankees.
Onları Yankees hepsi aynıdır.
This is Ling Xi lt doesn't matter who he is, they're all the same
bu Ling Xi Kimse kim, hepsi aynı bokun laciverti
If some of the diverse forms of the same alienation... do battle among themselves in the guise of total choice, it's because they're all built upon the real repressed contradictions.
Ayni yabancilasmanin farkli biçimleri, uzlastirilamaz karsitliklarin kisvesi altinda birbiriyle mücadele ederse bunun nedeni hepsinin bastirilmis gerçek çeliskilere dayanmasidir.
They're all the same in the end.
Sonuçta hepsi aynı.
They're all behaving in the same way.
Hepsi de aynı şekilde davranıyor.
They're all the same.
Bunların hepsi aynı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]