The same day tradutor Turco
2,720 parallel translation
The same day we decided to keep our split a secret, You went and told her.
Sırrımızı saklamaya karar verdiğimiz ilk gün ona gittin ve anlattın.
We were born on the same day, promised at birth.
Aynı gün doğduk, doğumdan sözlendik.
Um, you made a credit-card charge to the Saint Martin on the same day that Mr. Briglio was meeting one of his dates.
Bay Briglio'nun "flört" üyle buluştuğu gün siz de kredi kartınızla, St. Martin'de harcama yapmışsınız.
I loaded a shipment into the cargo hold the same day that Katie said that your plane crashed.
Katie'nin uçağınızın düştüğü gün, kargo bölmesine sevkiyatı yüklemiştim.
Some people find it hard to understand that on the same day a print book is released, it's available for free download.
Bazı kesimler bir kitabın yayınlandığı gün çevrimiçinde ücretsiz indirme olarak sunulmasını anlamakta güçlük çekiyor.
We have a picture we lifted off a security camera from outside Lee's apartment the same day he went missing.
Elimizde, kaybolduğu gün Lee'nin evinin önünü gösteren bir resim var.
And I can't justify handing you a promotion on the same day that you lose a huge client.
Ve senin büyük müşterimizi kaybettiğin gün... sana terfiliyi sağlayamam.
We took the test the same day.
Sınava aynı gün girdik.
I mean, come on - - what kind of woman elopes on the same day her child is killed?
Nasıl bir kadın aynı gün içinde hem aşkıyla kaçıp hem de çocuğunu öldürebilir?
He leased a place in brownsville 15 times in the same day.
Brownsville'de bir evi aynı gün içinde 15 kere kiralamış.
Or is it a coincidence that a suspected smuggler is in the bay of Honore the same day you're leaving for the UK?
Yoksa sizin İngiltere'ye gideceğiniz gün bir şüpheli kaçakçının... Honore koyunda olması bir tesadüf mü?
So I had all four wisdom teeth pulled in the same day.
Bütün 20'lik dişlerimi aynı gün çektirmiştim.
That's the same day Stephanie left Afghanistan.
Stephanie'nin Afganistan'dan ayrıldığı gün.
Stephanie received the same amount on the same day.
Stephanie'ye de aynı gün aynı para ulaşmış.
So, it's just a coincidence that this yard sale is happening the same day as your 18th anniversary?
18. yıldönümünüzle aynı günde yapman tesadüf mü yalnızca?
Send you home the same day.
Aynı gün evine gidersin.
Faithfull Kitana one day feel the same and turn against him, he divised a plan.
Kitana, bir gün aynı duyguya sahip olup ona düşman olacaktı. Aklına bir plan geldi.
That's the same suit you had on yesterday, if not the day before.
Dün de bu takım elbiseyi giyiyordun hatta ondan önceki gün de.
It feels like Groundhog Day, all those arenas look the same.
Groundhog Day filminde gibiydik, tüm stadyumlar aynı geliyordu.
I found out that the same choir was coming to Japan on the day of their wedding anniversary, so I asked my mom to buy three tickets.
Aynı koronun onların evlilik yıldönümü gününde tekrar Japonya'ya geldiğini öğrendim bu yüzden annemden üç bilet almasını istemiştim.
And yet, if you stand in the right place, you can still experience the true purpose of Chankillo in just the same way as you could the day it was built.
Ama doğru yerde durmasını bilirseniz, Chankillo'nun yapılış gayesini hala hissedebilirsiniz. Aynen ilk yapıldığı gündeki gibi.
... What can it be? ... I don't know Why my body is changing day by day? ... And all I know is I don't feel the same What can it be?
... ve kimseyi duymuyorum... ne olabilir ki Israr ediyorum... gerçekten Tori niye 15 yaş partisi?
I even thought it's the same old day.
Eski günlerdeki gibi.
You know, when I was in the sanitarium, I apparently drew the same picture every single day.
Akıl hastanesindeyken her gün aynı resmi çizip dururmuşum.
Look, she's been dialling the same number two or three times a day. Going back six months. Who was she calling?
Onu öldürmek için bir sebebi olan herhangi birisinden size bahsetti mi?
Every day the same.
Her gün aynı.
They're in the same mood every day.
Her gün aynı ruh halindeler.
The same Metzler Dad was investigating, the one I found a file of in his study, the day he beat the shit out of me.
Babamın araştırdığı, beni döverek geberttiği gün, onun çalışma odasında bulduğum dosyanın üzerinde yazan Metzler'dan bahsediyorum.
And the next day do it again- - same songs, different Lobsters.
Ertesi gün yine yapacaktım. Aynı şarkılar, farklı ıstakozlar.
The cuckoo clock and page-a-day calendar, same as in my dream.
Guguk kuşlu saat ve ve takvim, rüyamdakiyle aynı.
Mike and Frances don't exactly travel in the same circles, but one day they met, ahem.
Mike ve Frances tam olarak aynı eksenlerde yaşayan insanlar değillerdi. Ama bir gün karşılaştılar.
And you wore the same clothes all day that you'd worn the day before!
- Ayrıca, bir önceki gün giydiğin kıyafetleri giymiştin yine.
Letting that person have the same just regular day that I had.
O insanın benim gibi sıradan bir gün yaşamasına izin verdiğim için.
You can't work 24 hours a day and be a good mother at the same time.
Hem 24 saat çalışıp, hem de iyi bir anne olamazsın.
Now, I'm going to tell you the same thing I told my mother and her new girlfriend the day I left for the academy.
Şimdi, akademiden ayrıldığım gün anneme ve onun yeni kız arkadaşına söylediğim şeyi sana da söyleyeceğim.
Every day, the same routine.
Her gün aynı şeyleri yapıp duruyorum.
He had habits and weird shit he did the same, day after day.
O o günden sonra yine aynı alışkanlıkları yapar.
It also means to this day that Muslims, wherever they are in the world, five times a day all pray in the same direction, towards Mecca.
Bugün için de Müslümanlar dünyanın neresinde olursa olsun günde 5 kere aynı yönde dua ediyor, Mekke'ye doğru.
We can't keep serving the same thing every day.
Her gün aynı şeyi servis edemeyiz.
Since day one, you've done nothing but sabotage the same Glee Club that has been there for you over and over again.
İlk gününden beri sana tekrar tekrar destek olan Glee kulübünü sabote etmekten başka hiçbir şey yapmadın.
They're not all gonna chase the same angle for more than a day.
Hepsi hikayeyi aynı açıdan bir günden fazla takip etmeyecektir.
The same roads that they drive every day to get to work at O'Hare.
Sürücüler O'Hare'deki işlerine gitmek için her gün aynı yoldan geçiyorlar.
When we first met, I remember you telling me how moved you were at seeing some of the same faces, day in and day out, down there at the site.
İlk tanıştığımızda, bana şöyle dediğini hatırlıyorum Hergün orada, aynı bir takım yüzleri görerek buraya nasıl geldin?
I tell myself the same thing every day.
Ben de her gün kendime aynı şeyi söylüyorum.
The same calibre as the gun that killed Charlie Hulme, so if Dwayne and Fidel can't hear me firing on a day like today, what did the guests hear on the night of the party?
Dwayne ve Fidel böyle bir günde bile beni duyamıyorsa, konuklar o gece ne duydu acaba? - Charlie Hulme'u öldüren silah sesi.
You're just saying the same stuff I've been thinking all day.
Bütün gün düşündüğüm şeylerin aynısını söylüyorsun.
To me night and day are the same.
Benim için gece de gündüz de aynı.
The same thing every day.
Her gün aynı şeyler.
So I've been noticing Lester popping up online about the same time every day.
Gördüm ki Lester her gün aynı saatlerde online oluyor.
You're just out there in every day life, but you're pumping yourself at the same time, you know. Just milking away.
Hayatının her günü orada oturmuş kendini pompalayacaksın aynı zamanda da sütün sağılmış olacak.
As the years go by, my appearance changes, but Gin is almost the same as the day we met.
Yıllar geçtikçe görüntümün değişmesine rağmen... Gin neredeyse tanıştığımız zamanki gibiydi.
the same goes for you 21
the same to you 32
the same as you 50
the same one 32
the same thing happened to me 16
the same 389
the same way 23
the same thing 67
the same night 17
same day 35
the same to you 32
the same as you 50
the same one 32
the same thing happened to me 16
the same 389
the same way 23
the same thing 67
the same night 17
same day 35
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123