They were friends tradutor Turco
786 parallel translation
They were friends before the mutiny.
İsyandan önce dosttular.
If they were friends, why did they kill him?
Madem arkadaşlar onu neden öldürsünler?
You fired them when you found out they were friends of Jericho Howard.
Jericho Howard'ın arkadaşları olduklarını öğrenince de kovdun.
They were friends from childhood.
İkisi çocukluk arkadaşlarıydı.
They were friends.
Nihayetinde arkadaştılar.
They were friends of Vanzetti, I don't know them.
Onlar Vanzetti'nin arkadaşları. Tanımıyorum.
- They were friends before.
- Eskiden arkadaşlardı.
Well, they were friends.
Hepsi benim arkadaşım.
Her name was Lee Eun Seol, and she was a student here who died a month ago. And those three girls over there... they were Lee Eun Seol's friends.
Dün gelen şuradaki üç kız ise onun arkadaşları.
You can find out who her close friends were and find out if they've met her parents, and what kind of relationship they had, right?
Onun arkadaşıysan merhum anne babasını ve onlarla arasının nasıl olduğunu öğrenebilirsin değil mi?
Plus, they were great friends after their breakup, and you know, it's... it's just like us!
Ayrıca, ayrıldıktan sonra iyi arkadaş oldular...
They were all friends of mine.
Hepsi benim arkadaşımdı.
They were her friends, and you did all the talking!
Rhoda'nın arkadaşları onlar ama hep sen konuşuyorsun!
They went to school together and were very good friends.
Okula birlikte giden iki iyi dost.
Your sister had many friends, but they were not my friends.
Ablanın çok arkadaşı vardı. Ama ortak arkadaşımız yoktu.
'In all other respects, they were the best of friends, until...'
Onun dışında çok iyi arkadaştılar. Ta ki...
And they were only friends
# Ve onlar yalnızca arkadaştılar #
They were sailors, same as me - - slaughtered by that monster you're tryin to make friends with.
O denizciler de, arkadaş olmaya çalıştığınız bu canavar tarafından katledilen denizcilerdi, aynı benim gibi.
God keep me from false friends, but they were none.
Tamam, Tanrı beni yalancı dostlardan korusun, ama onlar yalancı dost değillerdi ki.
My friends always said Timmer'd either come home a general or a corpse, and I guess they were right.
Dostlarım hep Timmer ya general olarak döner, ya da ceset derdi. Haklılarmış galiba.
They were talking like they were very dear friends.
Sanki çok samimi arkadaşmış gibi konuşuyorlardı.
They were good friends, he and Servoz.
Sen ve Servoz sıkı dosttunuz.
Your father and my father werert very good friends, were they?
Senin baban ve benim babam pek de iyi birer arkadaş değillerdi.
He told me they were his only friends.
Bana onların tek dostları olduklarını söyledi.
Young, good-looking and pure... they were the best of friends
Gençlik desen var, güzellik desen var, saflık desen var... Birbirlerinin en iyi arkadaşlarıymışlar.
- Were they your friends?
- Onlar arkadaşın mıydı?
Your two friends, before they were buried.
İki dostun, onlar gömülmeden önce.
He was very fond of flying fish, as they were his principal friends in the ocean.
Okyanustaki biricik arkadaşı uçan balıklara çok düşkündü.
Were they your friends?
Onlar sizin arkadaşınız mıydı?
They were my father's friends.
Babamın arkadaşlarıydı.
Today some of their friends were killed... and tonight they are drinking, very gay.
Bugün arkadaşlarından birkaçı öldü ama akşamına çok neşeli içebiliyorlar.
They were very good friends.
Çok iyi arkadaşlardı.
I had no idea they were such good friends.
İkisinin bu kadar iyi arkadaş olduklarını bilmiyordum.
The men these rustlers killed, they were my friends.
Bu hırsızların öldürdüğü adamlar benim arkadaşımdılar.
Were they your friends last time?
Geçen seferki senin arkadaşların mıydı?
- They were very old friends.
- Çok eski arkadaşlardı.
He made the kid a couple of million dollars, and they were the best of friends.
Onlar çok iyi arkadaştılar. - Anladım.
They were all either friends or relatives.
Hepsi birbirinin arkadaşı ya da akrabasıydı.
They were my friends, my buddies!
Arkadaşlarımdı onlar, dostlarım!
- They were all my friends.
- Hepsi arkadaşlarımdı.
- They were your friends.
Onlar senin arkadaşlarındı.
In 8 of December, when we were for the school, many colleagues and friends had called them Japanese pigs, had provoked them, they had antagonized them and the said ones friends already were not friends.
8 aralıkta okula gittiğimizde, arkadaşlarımızın birçoğu bize "pis Japon" diye seslendi. Bizi taciz edip, bizimle alay etti. Artık "arkadaşlarımız", arkadaşımız değildi.
They were friends.
ama babalarımız tanışmış!
They were all gone now, those friends of my youth.
# Hepsi gitmişti, çocukluk arkadaşlarım.
My friends all told me that my wife was too good for me... and after a couple of years I decided they were right.
Bütün arkadaşlarım karımın benim için çok iyi olduğunu söylerdi... ve birkaç yıldan sonra onların haklı olduğuna karar verdim.
They were my friends, too.
Onlar benim de dostlarımdı.
And I heard your friends talking. They were scared to death of it's coming back.
Ve arkadaşlarınızı o şey geri gelirse ölmekten ne denli korktuklarını konuşurken duydum.
Another one says they were old friends.
Diğeri eski arkadaş olduklarını söyledi.
And they were very close friends.
Çok yakın arkadaştılar.
Couple of my friends were up there that night and they said they heard singing.
O gece birkaç arkadaşım orada takılıyormuş ve şarkı söyleyen birini duymuşlar.
However, when I talked to them, they were like a pair... of good old friends... who appreciate each other
Gerçi ben onlarla konuşurken... sanki birbirlerine... derin bir saygı duyan... çok eski dostmuş..... gibi bir hal içinde oluyorlar
they weren't there 24
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were good 30
they were best friends 18
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were lovers 19
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were good 30
they were best friends 18
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were lovers 19