They were great tradutor Turco
447 parallel translation
Plus, they were great friends after their breakup, and you know, it's... it's just like us!
Ayrıca, ayrıldıktan sonra iyi arkadaş oldular...
They were great!
Onlar müthişti!
They were great times.
Güzel zamanlardı.
They were great years, Richard.
Ne hayat ama. Sen benim en çılgın yıllarımdın, Richard.
- They were great seats.
- Çok iyi yerlerdi.
They were great airplanes with terrestrial base, B-25.
Büyük bir bombardıman uçağı olan B-25 uçaklarıydı bunlar.
Those buds you gave us the other day? Man, they were great.
Bize verdiğin otlar var ya?
They were great. Yes, wait, wait.
- Çok işe yarardılar.
You used to think they were great.
- Eskiden çok severdin.
- They were great.
- Muhteşemdiler.
They were great.
Muhteşemdi.
Dr. Bell said they were getting along great.
- Dr. Bell iyiye gittiklerini söylüyordu.
They were a great act.
Harika bir gösteri yapmışlardı.
And what great lectures they were.
Ne harika derslerdi onlar.
You know, I was under the impression that they were labouring under great emotion.
Çok duygusal bir konuşma yaptıklarını düşünüyorum.
Were great And no one knows it, but they will
Harikayız Ama kimse fark etmiyor, bir gün fark edecekler
And some of our great criminals were topflight operators... before they got out of short pants and pinafores.
Ülkemizin büyük katilleri henüz kısa pantolonları ve mama önlükleriyle birinci sınıf katiller haline gelirler.
Just before it was dark, as they passed the great island of sargasso weed that heaved and swung as though the ocean were making love with something under a yellow blanket his small line had been taken by a dolphin and he had brought it into the skiff.
Hava kararmadan hemen önce sargasso otlarıyla çevrili büyük bir adayı geçerlerken sanki okyanus sarı bir battaniyenin altında bir şeyle sevişiyormuş gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken küçük oltasına bir yunus takılmış ve onu kayığına çekmişti.
There were a lot of men. They paid a great deal of attention to me.
Bir sürü erkek vardı ve bana epey ilgi gösterdiler.
They were Moroccans, with great, round faces and they stood there and grinned at women.
Kocaman, yusyuvarlak suratlı Faslılar... Orada öylece durup kadınlara sırıtıyorkardı.
What a great team they were!
Mükemmel bir takımdı.
But because of your great kindness, they were cheated of a victim,
Ama siz efendim sayesinde kurban olmaktan kurtuldum.
Although experiences of the population of Tucuman were invaluable since 1955 mobilizations, street battles, occupations of factory and fights against the oppressor, for the historical process, I believe they are not applicable today, and that it would be a great mistake to repeat them.
Tucuman halkının 1955'den sonraki deneyimleri değersiz olmasına rağmen seferberlik, sokak savaşları, fabrika işgalleri ve baskıya karşı savaşlar tarihsel ilerleme için inanıyorum ki bugün çok uygun değiller ve bunları tekrar etmek çok büyük bir hata olurdu.
They thought you were a great big joke.
Sizin koca bir dümbük olduğunuzu söylüyorlar.
These great people, they were gods to me.
Müthiş insanlar, benim için tanrıydılar.
They were written by great men.
Muhteşem insanlar tarafından yazıldılar.
They were telling us at lenght about Paul, Albert and François. About their great kindness.
Paul, Albert ve François hakkında, onların büyük incelikleri hakkında konuştular.
If they were leaked out... and the enemy heard them it would be a great risk
Eğer daha önce öğrenilirse...
They had financed the nazistas, when if it became probable that earned, e now its orders were submitted it without great sadnesses.
Naziler'i kazanmaya yakınken de destekleyen bu grup ; artık Nazi idaresini tamamiyle özümsemiş görünüyordu.
They were the reality of the great tyranny centered in distant Berlin. Briefly, its hands would be red with the blood of millions.
SS'ler Berlin merkezli bu yeni tiranlığın, milyonlarca insanın kanı ellerine bulaşacak temsilcisiydiler.
It had some homicides of first-ministers e leader, at this time, only because they had liberal opinions or because they were in favor of one better relation with U.S.A., Great-Britain or other nations with one has lain democratic.
Sırf liberal görüşe sahip olduğu için veyahut ABD, İngiltere gibi ülkelerle ya da daha demoktratik bir yapıya sahip devletlerle iyi ilişkiler kurduğu için önde gelen kimseler öldürülüyordu.
They were in room place, after Great-Britain, Average East and Russia.
Malaya, Britanya, Ortadoğu ve Rusya'nın ardından geliyordu.
Some few, as American Nazista party, until they were determined to help the enemies of Great-Britain.
Sadece Amerikan Nazi Partisi gibi küçük azınlıklar İngiltere'nin düşmanlarının desteklenmesini talep ediyordu.
When France fell, many they had accepted to help Great-Britain, but they were still more the ones that refused to enter in the war to its side.
Fransa'nın düşüşünden sonra birçok Amerikalı, İngiltere'ye bir şekilde yardım edilmesi gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Yine de buna muhalefet edenlerin sayısı oldukça fazlaydı.
My superior, person in charge of all the civil operations, were far, soon, I was sent to the great one meeting of the leaders of the time, that they had been congregated in Washington in the night of Pearl Harbor.
Tüm sivil operasyonlardan sorumlu amirim şehir dışında olduğu için Pearl Harbor baskınının olduğu gece Washington'da toplanan "büyük adamların" toplantısını izlemek üzere beni gönderdiler.
Goebbels spoke at great length, is clearly, saying as it would leave the children to die, that already they were in bunker.
Goebbels, hâlihazırda sığınakta bulunan çocuklarının nasıl hayatlarına son verileceğini ayrıntılarıyla aktarıyordu.
Great people, only because were mistreat, men, women and children without exception, imprisoned and they had been spanked.
Bir sürü insan, kadın-erkek, çoluk çocuk demeden yalnızca Yahudi oldukları için.
To a great extent, they were people who were not much time, for times, only one end-of-week, e, however, tried to arrange a safer place where they could be.
Gelenler, çoğunlukla, çok uzun süre kalmazlardı. Bazen sadece haftasonu için. Tabii bu arada saklanmaya devam etmek için, yeni güvenli yerler bulmaya çalışırlardı.
And they were studying it because it would be tragic if they fought through Beaune and N uits St George and the great vineyards of Burgundy.
Onun üzerinde çalışıyorlardı. Çünkü Beaune, Nuits St. George ve Burgonya bağları boyunca savaşmaları acıklı olurdu.
Therefore, great protests they were directed the Russians.
Bu nedenle Ruslara bu konuda, protestolar, hiddetli protestolar gidiyordu.
For years they'd looked down on us, and we showed them yes, all of them, that we were a great people and we still are a great people!
Yıllar boyunca bizi hor görmüşlerdi, biz de onlara... evet, hepsine büyük bir halk olduğumuzu gösterdik. Hala da büyük bir halkız!
Do not put a great burden on an old man who can't bear In your childhood, you were in my arms, I cannot see you hurt If you refuse them, they will hurt you
İhtiyar bir adama taşıyabileceğinden fazlasını yükleme... çocukluğun kollarımın arasında geçti incinmeni istemiyorum... eğer karşı gelirsen, kötülük ederler.
On Mount Shibano they were hung from the great oak tree And then, the excruciating torment began...
Shibano Tepesinde büyük bir meşe ağacına asıIdılar ve ızdıraplı işkence dönemi başladı
They are associated with great surges of flaming gas tongues of fire which would engulf the Earth if it were this close.
Girdaplar haldeki yanan gaz fışkırdığında eğer bu yakınlıkta olsaydı Dünya'yı içine alabilirdi.
There are even reports, not substantiated but not discredited... of a tribe in central Peru... whose residents included a great number of these... walking dead... who were completely at the will of their master... and they roamed around the mountains killing strangers... and bringing them back to their master.
Kesinliği belli olmayan bazı söylentilerde Peru'nun orta bölgelerindeki bir kabilede tamamen efendilerinin kontrolü altında çok sayıda zombinin yaşadığı ve dağların çevresinde dolaşıp yabancıları öldürerek efendilerine götürdüğü anlatılır.
He wrote : "It's as though we were at the edge of a great river full of waves and storms, with people who are trying to cross it and drown, but they have no other way out, they must get to the other side."
söyle yaziyordu : "Dalgalarla ve firtinalarla dolu büyük bir nehrin ucundayiz sanki onu geçmeye çalisip bogulan insanlarla birlikte... ancak baska çareleri yok, karsi tarafa geçmek zorundalar."
If we start buzzing about down there, we're liable to find their mental power is so great, they could reach out and swat this ship as though it were a fly.
Bir şey yapmaya kalkışacak olursak, zihin güçlerinin, gemiyi bir böcek gibi ezecek kadar güçlü olacağını görürüz.
They were paid a great deal of money.
Onlara büyük miktarda paralar ödedik.
They were great.
Harikaydılar.
They were searching for a great lost city, a lost white race.
- Sonra onlar kayıp bir şehrin izini sürdüler, kayıp beyaz bir ırk.
Oh, right, so the Great War and Worid War II were just vast entertainments laid on for your benefit, were they?
Tabii, yani Birinci ve İkinci Dünya Savaşı senin işine gelen... boş eğlencelerdi öyle mi?
they weren't there 24
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were best friends 18
they were good 30
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were here 104
they weren't 91
they were 560
they were together 21
they were best friends 18
they were good 30
they were right 58
they were beautiful 18
they were not 22
they were here 104