Think hard tradutor Turco
2,718 parallel translation
Well, think hard.
Eh, kafanı yor.
Just, um... think hard on it.
Sadece, bu konuda iyice düşün.
You think too hard.
Çok fazla düşünüyorsun.
My best friend, Brenda, used to say I think too hard.
En iyi arkadaşım, Brenda da çok fazla düşündüğümü söylerdi.
Look, it's hard to think of this guy as a genius.
Bakın, bu adamın dâhi olduğunu düşünmek zor.
And you may think he's hard to love, but did you know that he's in, not one, but two long-term romantic relationships?
Sevebileceğin birisi gibi gelmiyor olabilir ama bir değil tam iki uzun vadeli romantik ilişkisi olduğundan haberin var mıydı?
You've worked too hard to be suckered by wannabes who think this is their moment, yeah?
"Şimdi onların zamanı" diye düşündüğün taklitçiler için o kadar uğraştıktan sonra görmek değil mi?
Think you were too hard on her at Booty Camp. I blame Artie.
Kampta onun çok üstüne gittiniz.
Yeah, and I think it's great you're working so hard on your performance. And I'll tell you what. Everyone at the homeless shelter is really looking forward to the show.
Evsizler barınağındaki herkesin sabırsızlıkla şovunuzu beklediğini söylemeliyim.
I don't think it's a good idea for us to spend all of our hard-earned cash on some ornate display for the disposal of what amounts to an animal carcass.
Zar zor kazandığımız parayı hayvan leşini ortadan kaldırmak için düzenleyeceğimiz abartı bir şeye harcamak bence iyi bir fikir değil.
I was trying too hard to fit in with the young guys, I think.
Gençlere uyum sağlamak için çok uğraşıyordum.
- EXCEPT IT WAS KIND OF HARD TO HEAR "THINK FAST" WHEN YOU TOSSED DOWN THE BEER.
Gerçi "hızlı düşün" lafı birayı fondip... yaparken duymak zor oluyormuş.
Yeah, I-I I don't think I like hard work.
Sıkı çalışmayı sevdiğimi sanmıyorum.
They never have to think twice about calories or how they'll look in their plus-size party dresses, which are really hard to find by the way because the only stores that sell sexy dresses in my size are chola stores,
Kaloriler hakkında veya bol parti kıyafetleri içinde... nasıl görünecekleri konusunda iki kez düşünmek zorunda değiller, bu arada o elbiseleri bulmak çok zor, çünkü benim bedenimde seksi elbiseler... satan tek yer Chola Stores.
Well, I think that it's been hard for him, boss.
Evet, sanırım bu durum zoruna gidiyor, Şef.
And it's really hard to talk about, but I haven't felt right in a long time, and I don't want to pretend anymore, and that's why I think that we shouldn't see each other anymore.
Anlatması çok zor ama uzun zamandır iyi hissetmiyorum,... ve buna katlanmak istemiyorum, bu yüzden bu yüzden artık görüşmememiz gerektiğini düşünüyorum.
And we all work long, hard hours, and to have someone around that everybody likes I think is a good thing.
Hepimiz yorucu ve uzun saatler çalışıyoruz ve herkesin sevebileceği birinin olması bence iyi bir şey.
It won't be as hard as you think.
Düşündüğün kadar zor olmayacak.
I mean, logically, if you think about it, that's going to be quite hard to explain if it turns out to be yours.
Yani mantıken düşünürsen bu senin parmak izin çıkarsa açıklaması oldukça zor olacak.
I don't think you realize how hard I work for you.
Senin için ne kadar çok çalıştığımı fark ettiğini sanmıyorum.
I didn't think it would be this hard without Lester around.
Etrafta Lester'ın olmamasının bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
Well, my editors are giving me a hard time, and I think that I might want to publish the book myself.
Geçen ay % 20 kazanç sağladık.
We got Interpol involved, but without any hard evidence against the guy- - no murder weapon, no witness- - you know, I don't think they ever took it too seriously.
Interpol'e de bilgi verdik ama elimizde geçerli bir delil olmadığından ne cinayet silahı, ne görgü tanığı sanırım pek de bu işi ciddiye almadılar.
Think real hard.
İyice bir düşün.
I think, tell me I'm wrong, we'll say she went to live with her friends in Paris, and she wants her little boy to stay here, where she knows he'll be safe with his daddy who works so hard, and his Mima who loves him so very much.
Bence, yanlışsam söyle arkadaşlarıyla Paris'te yaşamaya gitti ve küçük oğlunun burada, çok çalışan babasıyla ve onu çok seven büyükannesiyle güvende kalmasını istiyor diyelim.
You think this mediation is hard?
Bu arabuluculuğun zor olduğunu düşünüyor musunuz?
I find it hard to think and speak at the same time.
Aynı anda hem düşünüp hem de konuşmak zor geliyor.
Think real hard about your next move.
Ne yapmak istediğini iyi düşün.
Jaime, I don't want you to hurt yourself, but I want you to try really hard to think about what he looked like.
Jaime, kendine zarar vermeni istemiyorum ama nasıl göründüğünü iyice hatırlamanı istiyorum.
And I would be stunned and say,'it's such a hard, tough look at marriage, why do you think of it as romantic?
Bense "Evliliğe çok sert, haşin bir bakış aslında. " Neden romantik olduğunu düşünüyorsunuz " diye sorardım.
Be hard to run this store from prison, don't you think?
Bu dükkânı hapishaneden yürütmek zor olsa gerek, sence de öyle değil mi?
Do you think we're not pulling hard enough?
Yeterince sert çekmediğimizi mi düşünüyorsun?
It's great that you study hard but don't you think it's damaging to mess up the school's atmosphere?
Bu zorlu çalışman bir harika.. ancak okulun atmosferi için zararlı olduğunu düşünmüyor musun?
It's hard to think of any filmmaker apart from Charlie Chaplin and Alfred Hitchcock who's been more influential.
Chaplin ve Alfred Hitchcock dışında böyle etkileyici başka yönetmen yoktur.
Well, for what it's worth I think Marcus is pretty hard on you.
Bir anlam ifade eder mi bilmem ama Marcus sana çok yükleniyor.
I find it hard to believe that Elyan would think ill of me, but you can't trust anyone.
Elyan'ın beni öldürmeyi düşündüğüne inanmak zor ama hiç kimseye güvenemem.
Well, she- - she knew how hard it was on you, and I think she was going to tell you when she was certain it would work.
Seni ne kadar zorladığını biliyordu. Sanırım tam olarak emin olduğunda söyleyecekti.
It's just hard to wrap your head around when you think you might be pregnant.
Hamile kalmaya çalışırken bunların olabileceğini görmeye çalışmak çok zor.
- Don't think too hard.
- Çok düşünme.
Every case we work, I think if I just push hard enough,
Çalıştığımız her vaka da, eğer çok üzerine gidersem,
No matter how hard Dad tries, his parents always think Bruce's poo doesn't stink, and Dad's does.
Babam ne kadar denerse denesin ailesi Bruce'un dışkısının kokmadığını ama babamınkinin koktuğunu düşünüyor.
Why don't you just think real hard about something you've always wanted from us and just shoot for the moon.
Neden bizden her zaman istediğin ve malı götürebildiğin bir şey hakkında fikir yürütmüyorsun?
All right, Castle, I want you to think very hard.
Çok iyi düşünmeni istiyorum.
As an advertisement for the car it's hard to think of anything which could beat this
Araba reklamı olarak... bunu geçebilecek bir şeyi düşünmek zor.
I think seeing me is probably gonna be pretty hard on her.
Beni görmek, ona çok zor gelecek.
I think that's the positive way of looking at it, but it's hard, man, believe me.
Bence pozitif bakış açısı budur. Ama zordur, inan bana dostum.
I want you to think really hard.
Çok iyi düşün.
I think it will be too hard to make it in time.
Vaktinde gelebileceğimi sanmıyorum.
Think about how you passed that exam and just keep working hard.
Sınavı nasıl geçtiğini ve şimdi nasıl iyi bir işin olduğunu düşün.
Because of the mistaken news piece, I think Dan is having a hard time.
Yalan yanlış haberler yüzünden sanırım Dan'ın da canı sıkkın.
Don't think like that. You are being too hard on yourself.
Böyle düşünmeyin, hırpalamayın kendinizi.
think harder 25
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
hard pass 21
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
hard pass 21
hardison 43
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hard work 70
hardly ever 25
hard worker 16
hard to tell 74
hard to starboard 26
hardworking 26
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hard work 70
hardly ever 25
hard worker 16
hard to tell 74
hard to starboard 26
hardworking 26