English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Two times

Two times tradutor Turco

1,748 parallel translation
What if he was hypertensive the other two times that he clotted?
Peki ya pıhtılaşmasının olmadığı iki durumda da hipertansifse?
'That's twice now - does that make it an arrangement? Has to be more than two times surely...
"Bu iki etti, bu bir ilişki sayılır mı?" "Bunun için ikiden fazla olması lazım..."
'Long as we keep it to just the two times we're fine. What's Tosh looking at?
"İki kere ile kalırsa iyi." " Tosh neye bakıyor?
Maybe we do it for the one or two times somebody actually thanks us for finding their son's murderer.
Belki de bir iki kişi olsun, oğlunun katilini bulduğumuzda bize teşekkür ettiği için yapıyoruzdur.
So, your brother- - it's two times i've met him now and both times he's running off someplace, no explanation.
Demek kardeşin- - onunla iki kez karşılaştım... ve ikisinde de o bir yerlere kaçtı, açıklama yapmadan hem de.
I fainted the last two times I gave blood.
Kan verdiğim son iki seferde de bayıldım.
Two times sodium plus glucose over 18 plus BUN over 2.8.
İki sodyum, artı 18'den fazla glikoz, artı 2,8 BUN.
I've got two times four hundred watts there.
- Orada iki tane 400 vatlık kolon var. - Şunu tekrar çalar mısın?
And the first two times hurt so bad, I don't like it!
Ve ilk ikisinde o kadar çok acıdı ki, hiç hoşuma gitmedi!
Baby, with the advance, plus the money we saved on rent we can buy this place two times over.
Avansla ve kiradan tasarruf ettiğimiz parayla burayı iki defa satın alırız.
Two times.
2 kez.
Do it two times and...
İki kez ve...
- A dozen times, two dozen?
Bir düzine, iki düzine? En az.
Had to relieve the pressure three times in the last two hours, so either we figure out what's causing blood to build up around her heart, or I follow her around with a needle for the rest of her life.
İki saat içinde basıncı üç kez azaltmak zorunda kaldım. Ya kalbinin etrafında sıvı toplanması nedenini buluruz ya da hayatı boyunca elimde iğneyle peşinden koşarım.
How could he clot on his own two out of three times?
Üç kanamadan ikisi nasıl oldu da kendi kendine pıhtılaştı?
Listen, I've called you guys half a dozen times in the past two years.
Dinleyin, sizleri son iki yıl içinde defalarca aradım.
Miss Lulu Davis, age 12, vomiting and abdominal pain times two hours.
Bayan Lulu Davis. 12 yaşında. İki saattir kusuyormuş. Karın ağrısı var.
Hugo spent two years working at The New York Times, another couple at Slate, and then The Paris Review under George Plimpton.
İki yıl da Slate'te. Sonra da George Plimpton'ın yanında Paris Review'da.
I say two or three times maybe.
İki ya da üç defa diyebilirim.
Sponge stick times two, let's go!
İki sünger. Acele edelim.
In an average lifetime, the human heart will beat two million times.
"Ortalama bir yaşamda kalp iki milyon kez atar."
Over two miles down, the pressure here is three hundred times that at the surface.
Üç kilometrenin üzerinde derinlikte basınç, yüzeydekinin 300 katı.
This kind of tide happens two or three times every year.
Bu çeşit gelgitler her yıl iki veya üç kez yaşanıyor.
Well, I read lips, and in the past two minutes, the words "mail truck" have come up nine times.
Dudak okuyorum, ve son 2 dakikada "posta kamyonu" lafı 9 kez geçti.
Check it, two times.
İki kere!
I saw him two or three times that weekend.
O hafta sonu onu iki veya üç kez gördüm.
Oh, I got lost like eight times, smell like someone who's been driving in car a for two days, and I think I just had some kind of psychotic break in your elevator, but, um... surprise!
Oh, sekiz defa falan kayboldum, iki gündür araba süren biri gibi kokuyorum, ve asansörünüzde bir çeşit psikotik çöküntü yaşadım, ama, um... Sürpriz!
So, Doc, the last two days I was no slut several times, as throughout the school.
Bakın Doktor, son iki gün içinde orospu olmayan bir kaç kadınla yattım,... aynı okul yıllarında olduğu gibi.
Humanity's about to benefit from one of the greatest living scientific minds, times two.
İnsanlık yaşayan en önemli bilimsel beyinlerden birinin avantajına sahip hem de iki tanesinin!
You need to eat two or even three times in a single day.
Bir günde iki yada üç öğün yemen gerekli.
? I've stayed at Sloan's 100 times over the past two years.
Son iki yıldır yüzlerce kez Sloan'ın evinde kaldım.
- No, times two.
- Hayır, hemde iki kere!
Is it, like, 11 : 00 times two?
11 : 00 artı iki gibi bir şey mi?
Looks like he dialed these two numbers a bunch of times... on November thirtieth 1997.
Görünüşe göre 30 Kasım 1997'de bu numaraları çokça aramış.
But A Man Is Single, What, Two, Three Times Over The Course Of His Lifetime.
Ama bir erkek hayatında, ancak iki üç kere falan hayati kararlar alır.
And speaking of old times, sleepover's a big step for you two.
Eski günlerden bahsetmişken, yatıya kalmak ikiniz için büyük bir adım olmuş.
At times... He seems as if he is two men.
Bazı zamanlar... iki farklı insanmış gibi geliyor.
About two, three times a month, yeah.
Ayda iki ya da üç kez oluyor, evet.
Times two centuries, that's gotta take a toll.
İki yüzyıl... Geçiş bileti almalı.
But his new residence cost three times as muchas he got for his condo, which, for the record, is two blocks away from the scene of the accident, right above academy road.
Burada bu kadar para kazanamazdı. Fakat yeni evi bu paranın üç katı değerinde ki kayıtlara göre, akademi yolu üzerinde ve kaza yerine yalnızca iki blok uzaklıkta.
What puzzles scientists Is why Neptune's winds Blow even stronger than those On the other outer planets, With speeds Two to three times faster
Bilimadamlarını şaşırtan Neptün'ün rüzgarlarının neden diğer dış gezegenlerdeki rüzgarlardan daha hızlı ve Jüpiter'in büyük kırmızı lekesinden iki üç kat daha hızlı olduğu.
You know, I would say that that is motive times two.
Yani iki cinayet sebebi varmış.
It turns out she'd been to the emergency room three times in less than two years.
İki yıldan kısa bir sürede üç kez acile gitmiş. Hatta Sosyal Hizmetlere haber verilmiş.
When she moved in here two months ago she walked up and down those stairs a hundred times.
İki ay önce buraya taşınırken merdivenleri yüz kere inip çıktı.
Two of them are gas giants, but the third, Gliese 876 d... is one of the smallest planets discovered so far... at roughly six or seven times the mass ofthe Earth.
Onların ikisi gaz devi. Fakat üçüncüsü Gliese 876 d şu ana dek bulunan en küçük gezegendir. Kütlesi de Dünya'dan 6 veya 7 kat daha büyüktür.
Breaking protocol by removing her from the safe perimeter, four times in two months.
Onu güven çemberinden çıkararak protokolü ihlal mi ettin? İki ayda dört defa.
According to their charming secretary, bad-back Bob has been there two dozen times in the last six months, although he's never seen him play.
Sevimli sekreterleri Travis'e göre,... sırtı ağrıyan Bob son 6 ayda 12 kere oradaymış bununla birlikte onu oynarken hiç görmemiş.
You go to the ATM, what, two, three times a week?
Haftada kaç kere bankamatiğe gidiyorsun, iki mi üç mü?
"The other two parts of this cipher are being mailed to the editors of " the Vallejo Times and S. F. Examiner.
Şifrenin diğer iki bölümü Vallejo Times ve S.F. Examiner editörlerine gönderildi.
- Two or three times, yeah.
- İki yada üç kere, evet bendim.
Two or three times.
İki, üç kere olsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]