English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Waste not

Waste not tradutor Turco

1,432 parallel translation
Waste not, want not.
Bunu anlamıyorum.
Waste not, want not.
Ziyan etme.
But that's only because it would be a waste not to pass on these strong legs, these broad shoulders, and this marvelous set of teeth.
Ama bu güçlü kolları, geniş omuzları, muhteşem dişleri gelecek nesillere aktarmamak, bir ziyan olacak.
Waste not, want not.
Bu benim mi?
All the more reason not to waste the effort.
Bu çabayı boşa harcamamak için daha iyi bir sebep.
If not, I'll waste you both.
Gitmezseniz, ikinizi de harcarım...
Life is so short and precious, let's not waste what we've been given
Hayat çok kısa, değerli. Elimizdekini har vurup harman savurmayalım.
Let's not waste any more time on theoretical crap.
Zamanı teorik saçmalıklarla harcamayalım.
The brain stops telling muscles to move, the signal's not sent, the muscles are not used, so they waste away slowly.
Beyin kaslara hareket etmelerini söylemeyi durdurur, sinyaller gönderilmez. kaslar kullanılmaz ve yavaşça erir.
I'm just not hungry today, but I don't want my lunch to go to waste.
Bugün aç değilim. Fakat yemeğimin çöpe gitmesini istemiyorum.
I'm not gonna waste your time trying to justify myself, Tommy.
Kendimi haklı çıkarmaya çalışarak vaktini almayacağım Tommy.
Let's not waste our time.
Zamanımızı boşa harcamayalım.
Let's not waste time.
Zamanı boşa harcamayalım..
I'd rather not waste our time.
Zamanımızı boşa harcamasak iyi olur.
Let's not waste it.
Boşa harcamayalım.
Let's not waste it in a dim motel room.
Bugün senin günün. Loş bir motel odasında harcamayalım.
Not waste my life... partying with you losers.
Sizin gibi zavallılarla takılıp, vaktimi ziyan etmekten iyidir.
Let's not waste words
Geçelim bu lakırdıları!
Don't waste your time. It's not coming off.
Zamanını boşa harcama, çıkmaz.
Let's not waste any more time.
Hadi daha fazla zamanı boşa harcamayalım.
I'd as soon not waste the fucking time.
Bununla zaman kaybetmemeyi tercih ederim.
I just think it's wonderful that you two are able to focus on the positive and not waste any time worrying about eternal damnation.
Bence ikinizin de bu işe olumlu yönde bakıp zamanınızı sonsuz laneti düşünmeyerek geçirmeniz çok güzel.
It's not a waste day?
Tüm gününü mahvetmedim, değil mi?
If there's nothing they can do for you, lying around in a cancer ward... is depressing, not to mention a total waste of time.
Senin için yapabilecekleri bir şey yoksa, bir kanser koğuşunda kalmak... depresif olabiliyor, tabii yaptıkları tedaviyi de söylemek istemiyorum.
But that would be a waste of the battery, which might not last for long.
Ama bu, çok da uzun sürmezdi. Acayip pil israfı olurdu.
You can do whatever you want with your life, but you're not going to waste it.
Hayatınla istediğin gibi oynayabilirsin, ama Hailey'i kaybetme.
Let's not waste any time on it.
Bununla zaman harcamayalım.
I do not wish to see my work go to waste.
Çalışmalarımın boşa gittiğini görmek istemiyorum.
Mr. Pierce, do not waste my time.
Bay Pierce, vaktimi boşa harcamayın.
Well, I'm sure it's not all money gone to waste.
Paranızın ziyan olmadığından eminim.
I promise not to waste anymore time or take your love for granted again.
Artık zamanımı boşa harcamayacağıma yada gönlünü tekrar alacağıma söz veriyorum.
But it's not a waste at all.
Ama zamanım hiç de boşa harcanmıyor.
I'm not gonna waste one more second wondering how I've gotten so lucky.
Ne kadar şanslı olduğumu düşünerek bir saniye daha harcamayacağım.
You better not waste any more time then.
O halde vaktini boşa harcamasan iyi edersin.
Not without dropping him in a vat of toxic waste.
Zehirli atık dolu bir fıçıya atmadan.
You waste your energy on such thoughts, but I'll not leave you while you're unwell.
Enerjini böyle düşünceler için harcarsan seni bu şekilde bırakıp gidemem.
Don't waste your breath, he's not interested, we're not fashionable enough for him.
Nefesini boşa harcama, ilgilenmiyor, biz onun için çekici değiliz.
Let's not waste time let's get down to it.
Boşuna vakit kaybetmeyelim, hemen konuya gelelim.
It was their responsibility, quite clearly, for having accepted a suicidal risk in emptying waste into the river and for not foreseeing consequences such as Julio's denunciation.
Böylesine tehlikeli bir riske girerek Nehre atık boşaltıp doğuracağı sonuçları gözardı etmek Çok açık bir şekilde onların sorumluluğundaydı.
- We're not here to waste time.
- Buraya vakit harcamaya gelmedik.
Do not waste it.
Ziyan etmeyin.
I've made up my mind I'm not going to waste my entire life trapped in a job
Ben aklımı çalıştırıyorum.. Bütün hayatımı bir işle uğraşarak geçirmeyeceğim..
Not one finance company... will waste five minutes over a list like this one
Hiç finans şirketi yok bunun gibilerden oluşan bir liste için yatırımlardan söz ederek..
It's not a waste.
Boşa harcamıyorum.
though dead, the monstrosity did not go to waste
Ölü olmasına rağmen ucube boşa gitmemişti.
Ercüment, let's not waste any time. You look sorted to me.
Hadi bakalım Ercüment abi, bence daha fazla vakit kaybetmeyelim çünkü siz tamamsınız kanaatimce.
- He's not gonna help us. It was a waste of time.
- Bize yardım etmeyecek.
Don't waste my time. If you're not interested that's fine!
Zamanımı harcama Ilgilenmiyorsan........ tamamdır!
- Do not waste time.
- Hilmi abiyi ne yapacaksın.
So let's not waste each other's time. What do you say, Joe?
Bu yüzden zamanımızı boşa harcamayalım, ne dersin, John?
If your teams get there first, tell them not to waste time.
Eğer ekiplerin oraya ilk önce giderse otel güvenliğiyle işbirliği yaparak zaman kaybetmemelerini söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]