English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We're lucky

We're lucky tradutor Turco

1,874 parallel translation
We're very lucky to get a guided tour.
Rehberimiz olduğu için çok şanslıyız.
If we're lucky, they'll just get rid of deadwood.
Şanslıysak sadece kuru dalları temizlerler.
We're lucky ones, aren't we?
Şanslı insanlarız, değil mi?
They're lucky we don't dump them, too.
Onlardan da kurtulmadığımız için şanslılar.
Yeah, we're lucky.
Evet, şanslıyız.
But if we're lucky, we get to basically just walk smack into the Company?
Şansımız varsa, Şirket'in tam ortasına çıkarız, öyle mi?
We're lucky Mademoiselle Chanel invited us.
Matmazel bizi davet ettiği için çok şanslıyız.
We're so lucky to have such -
- Böylesine bir- -
But we're lucky to have him.
Ama ona sahip olduğumuz için çok şanslıyız.
We're lucky even to play as guests, Leela.
Burada misafir olarak bile oynadığımız için şanslıyız, Leela.
We're lucky... you joined us.
Şanslıyız ki sen varsın.
It's a good deal and we're lucky to have it.
İyi bir anlaşma ve buna sahip olduğumuz için şanslıyız
We're lucky.
Şanslıyız.
We're really very lucky.
Gerçekten çok şanslıyız.
We're very lucky.
Çok şanslıyız.
We're lucky to have another expert on the premises.
Çevrede bir tane daha uzman olduğu için şanslıyız.
You're lucky. We've just acquired it.
Onu yeni almıştık.
They could have killed us, we're just plain lucky they didn't.
Bizi öldürebilirlerdi. Öldürmedikleri için şanslıyız. Biliyorum.
I guess we're just lucky they didn't leave us by the side of the road.
Bizi yol kenarında bırakmadıkları için şanslıyız sanırım.
Yeah, I'm just saying we're so lucky with this coming out of the blue!
Ben sadece, bu başımıza geldiği için çok şanslı olduğumuzu söylüyorum.
I suppose we're lucky she got off her back for a couple of hours.
Sanırım ayaklarını üzerimizden çektiği için oldukça şanslıyız.
If you ask me, we're lucky he didn't melt down months ago.
Bana sorarsan aylar önce eriyip bitmediği için şanslıyız.
And if we're lucky, they'll taper off before morning, with temperatures as low as zero.
Umarım şans yanımızda olur, çünkü, sabaha kadar hava sıcaklığı sıfır dereceye kadar düşecek.
Two, maybe three days, if we're lucky.
İki veya üç gün, şanslıysak tabii.
We're just lucky to be alive.
Hayatta kaldığımız için öyle şanslıyız ki.
We'll see if you're still that lucky
Hâlâ o kadar şanslı mısın göreceğiz.
We're lucky you came and you did.
Buraya gelip bunu yaptığınız için çok şanslıyız.
I think we're pretty lucky.
Oldukça şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
We're lucky to get simple engineering packets, let alone complex software uploads.
Karmaşık yazılım yüklemeleri bir yana basit mühendislik paketlerini alabildiğimiz için bile şanslı sayılırız.
Oh... We're lucky.
Şanslıyız.
About two hours if we're lucky.
Şanslıysak iki saatlik yolda.
If he recognizes you then we'll think that we're very lucky.
Ama eğer tanırsa o zaman şanslısın demektir.
We're lucky, Mum.
Şanslı olan biziz, anne.
We're just lucky my sister was able to watch the kids.
İyi ki çocuklara kız kardeşim bakıyor.
You're just lucky we can cover this up.
Bunu örtbas edebileceğimiz için şanslısın.
You're lucky we have one.
İyi ki arabamızda varmış.
We're both very lucky.
İkimiz de çok şanslıydık.
We're lucky our grandma told us we could be anything.
Büyükannemiz bize her şeyi yapabileceğimizi söylediği için şanslıyız.
That's when, if we're lucky, there's somebody in the room who can listen.
İşte o zaman eğer şanslıysak odada bizi dinleyen biri olur.
If we're lucky, we'll find the murder weapon.
Eğer şanslıysak, cinayet silahını buluruz.
- You're missing a few. - We're lucky to have what we got.
- Elimizdekilere şükrediyoruz.
HE LEADS US TO THE NEXT GUY, OR IF WE'RE LUCKY TO THE QUEEN BEE.
Bizi diğer adama kadar götürecek, belki de şanslıysak kraliçe arıya kadar.
About a half hour, if we're lucky.
Yaklaşık yarım saat, tabii eğer şanslıysak.
If we're lucky, that will slow down the progression.
Şanslıysak, süreci yavaşlatacaktır.
We're lucky to have you on such a short notice.
Seni bu kadar kısa sürede bulduğum için çok şanslıyım.
We're so lucky to have you in our lives, right, Al?
Hayatımızda olduğun için çok şanslıyız, değil mi Al?
Let's hope we're all that lucky.
Hepimizin bu kadar şanslı olacağını umalım.
Now, if we're lucky, we can still get her To the negotiations by 6 : 00.
Eğer şanslıysak, Saat 6 : 00 da yapılacak müzakerelerden önce onu geri alacağız.
We're lucky they let us go.
Bizi bıraktıkları için şanslıyız.
Well, I guess we're just lucky nobody got hurt.
Kimse yaralanmadığı için şanslıyız.
If you're lucky, we'll go on a field trip later.
Eğer şansın varsa daha sonra saha çalışmasına gideriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]