We already knew that tradutor Turco
91 parallel translation
We already knew that!
Biz zaten biliyorduk.
- But we already knew that.
- İyi de bunu biliyorduk zaten.
But we already knew that, didn't we?
- Bunu zaten biliyorduk değil mi?
But we already knew that.
Ama bunları zaten biliyoruz.
We already knew that they didn't need to come here for that
Bu yeni bir şey değil.
We already knew that before we came up here - that there's gonna be avalanches.
Buraya gelirken bunun olabileceğini biliyorduk.
We already knew that.
Bunu zaten biliyorduk.
But we already knew that, right? The satellite also found another problem.
Uydu başka bir sorun daha tespit etti.
I thought we already knew that.
Bunu zaten bildiğimizi sanıyordum.
We already knew that the transmission... of them using a string of octagonal complex numbers... but so far my team has not able to translate anything.
Biz zaten bu iletim yolunu biliyorduk... onlar çok kompleksli sekizgen bir sayı demeti kullanıyor... benim takımım bunu çevirmek için yetenekli değil.
We already knew that.
Bunu zaten biliyoruz. Sadece Romen değil.
Well, we already knew that. Go.
Onu zaten biliyorduk, yürü.
You've got great hands and great instincts. We already knew that.
Yetenekli ellere ve mükemmel içgüdülere sahipsin.
We already knew that.
- Zaten biliyorduk.
We already knew that.
Evet. Sana benziyor.
Okay, so tree equals weapon, sort of, but we already knew that.
Öldürülebilmelerinin tek yolunu yok ettiler. Yani ağaç bir nevi silah sayılır, bunu zaten biliyoruz.
But we already knew that.
Bunları zaten biliyorduk.
We already knew that Spike Island was going to be the most important gig in the history of the world.
Spike Island dünya tarihinin en önemli müzik olayı olacaktı.
If he said you're a nutter, we already knew that.
Çatlak olduğunu söylediyse, biz onu zaten biliyorduk.
DEWEY : When George was studying the great 1964 Alaskan earthquake, we knew at that stage already that movements of the Earth's crust and shaking of the Earth's crust through earthquakes were linked with the big structures in the crust we call faults.
George büyük 1964 Alaska depremini incelerken o aşamada dahi, Dünya'nın kabuğunun hareketlerini ve Dünya'nın kabuğunun depremler yoluyla sarsılmasının kabuktaki, bizim fay dediğimiz büyük yapılarla bağlantılı olduğunu biliyorduk.
E already we knew the enemy the point to know, that in those cases, they treated severely the prisoners.
Şimdiye kadar birçok düşman askerinin zorla esir alındığına şahit olmuştuk.
The Americans already knew that we would attack Midway.
Amerikalılar Midway'a saldıracağımızı önceden biliyordu.
they were a noise that already we knew. The son of Goebbels repaired. E repaired in another sound.
Goebbels'in küçük oğlu ikinci bir ses daha geldiğini farketti.
Since we knew that they would find Wax Man Jiang we should have thought that... they have already killed him
Üstad Jiang'a danışmaya gideceğimizi anlamıştın... o nedenle... once varıp onu öldürdün!
I ´ ve always wondered what we know about a woman, and I found that all you can know is what a man already knew.
Her zaman kadınlar hakkında ne bildiğimizi merak etmişimdir,... ve sonra fark ettim ki tüm bilebileceğin bir erkeğin zaten bildiklerinden öte bir şey olmayacağı.
But we knew already that there is no way going out from this room.
"Daha sonra buradan başka bir yere götürülecekler." Ancak bizler o odadan bir çıkış yolu olmadığını biliyorduk.
We're actually looking to beef up our Tech Practice but then you probably already knew that.
Aslında Teknoloji Uygulamamızı takviye etmenin yollarını arıyoruz ondan sonra muhtemelen bunu anlarsınız.
But then I realized that it was one of the original stroke ladies'husband's calling to inform me of her stroke, which we already knew about, so here we are.
Ama felç geçiren kadınlardan birinin kocası bize haber vermek istemiş. Gerçi biz zaten biliyorduk.
I thought we were asking questions that we already knew the answers to.
Birbirimize cevabını bildiğimiz soruları soruyoruz zannettim de.
We'd already worked at his place before so we knew him... and that's why I thought it was completely harmless.
Daha önce de orada çalıştığımız için adamı tanıyorduk... bu yüzden bu işin tamamen zararsız olduğunu düşündüm.
- We already knew that.
- Bunu zaten biliyoruz.
If ever we stopped it on the same frame... that had already been marked with a grease-pencil "X"... we knew that was the right frame on certain things where we didn't agree.
kesmek için makineyi durduğu nokta... daha önce gazlı kalemle "X" harfi ile işaretlenmiş kareydi. bunun doğru kare olduğunu biliyorduk. Bazı şeylerde fikir ayrılığımız vardı.
I guess we knew that already, didn't we?
Zaten biliyoruz değil mi?
Well, all that tells us is that Philip died in the park, which is something we already knew.
Bunlar Philip'in parkta öldüğüne işaret ki bu zaten bildiğimiz bir şey.
- We knew that already.
- Bunu zaten biliyorduk.
That was bad because we already knew the Earth was old then that.
Bu kötüydü. Çünkü Yeryüzü'nün bundan daha yaşlı olduğu zaten biliniyordu.
She's been to Shanghai a few times already. She stayed at East Asia Hotel but we never knew. Sorry about that.
Şangay'a birkaç kez gelmiş, Doğu Asya otelinde kalmış ama bilmiyorduk.
We knew all that already.
Hepsini biliyorduk zaten.
Strength, independentness. Strong character. But then we knew that already.
Güç, özgürlük güçlü bir karakter fakat bunu zaten biliyoruz.
And it wasn't lost upon us, the fact that we already knew what we wanted in life.
Bu, bizim için bir kayıp değildi. Gerçek şu ki, hayattan ne istediğimize çoktan karar vermiştik.
I think we both knew that we weren't gonna be working together as stand-ups cos he had already gone on to be successful.
İkimizde stand-up'çı olarak birlikte çalışmayacağımızın farkındaydık çünkü o çoktan başarıyı tek başına yakalamıştı.
We want to help you in any way that we can, but like we already told you, we barely knew the woman.
Size her türlü yardım etmeye çalışırız ama söylediğimiz gibi kadını çok az tanıyoruz.
Oh, we knew that already, from talking to India.
Adımı hiç sormadınız da. Biliyorduk. lndia söylemişti zaten.
I mean, she started sane, but then she told me that we already knew each other. And that?
Başta mantıklı konuşuyordu ama sonra zaten tanıştığımızı söyledi.
When we found that coat-check stub for the club, You already knew what was going down there, didn't you?
O kulübe ait vestiyer koçanını bulduğumuz zaman orada ne olduğunu sen zaten biliyordun, değil mi?
She told me that we already knew each other.
- Bana zaten tanıştığımızı söyledi..
Well, maybe his brain is breaking down so fast that the Morgan we knew is already gone.
Belki de beyni o kadar hızlı çökmüştür ki bizim bildiğimiz Morgan çoktan gitmiştir.
He already knew that we found the corpse.
Bizim cesedi aradığımızı öğrendi.
I'm missing her. Aunt, we knew that already... don't worry, we are here.
çok özlüyorum teyze, onu biliyoruz zaten... merak etme, hepimiz yanındayız
Yes, he was an animal but we knew that already.
Evet, hayvan ama bunu zaten biliyorduk.
- We also already knew that?
Bunu zaten biliyordun değil mi?
we already have 39
we already know 21
we already know that 23
we already did 39
we already are 20
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all good 23
we all do 427
we all love you 31
we already know 21
we already know that 23
we already did 39
we already are 20
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all good 23
we all do 427
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all know it 33
we all set 21
we all die 73
we all would 18
we all did 260
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all know it 33
we all set 21
we all die 73
we all would 18
we all did 260