We meet tradutor Turco
13,513 parallel translation
We meet one more time after this.
Sonrasında bir kez daha buluşacağız.
When can we meet?
Ne zaman buluşabiliriz?
I'm going to need you to text me two photographs of your friends, and we meet here tonight.
Bana iki fotoğraf yazmanı istiyorum. Arkadaşlarınızdan, Ve bu gece burada buluşacağız.
A couple of hundred and we meet here tonight.
Birkaç yüz, burada bu gece buluşacağız.
Could we, uh, could we meet up later and talk'? Sure.
- Sonra buluşup konuşabilir miyiz?
We do it on my terms we meet at the Stiefe Bar in Cologne.
Benim şartlarımla yapacağız. Köln'deki Stiefe Bar'da buluşacağız.
We meet in public.
Halkın içinde buluşalım.
Until we meet again, Minoushka!
Tekrar görüşene kadar Minoushka!
- How did we meet, Billy?
- Nasıl tanışmıştık Billy?
We meet back at the bus.
Otobüste buluşuruz.
Thank you for the opportunities you give us, and the strength to face the challenges we meet on our journey.
Bize sunduğun fırsatlar ve zorlukları aşmak için verdiğin güç için teşekkürler.
So we meet again.
Bu yüzden tekrar buluşacağız.
Can we meet this guy?
Bu adamla tanışabilir miyiz
Can we meet?
Buluşabilir miyiz?
Until we meet again, my heart is with you and Michael and Jimmy.
Tekrar buluşana kadar, kalbim seninle ve Michael ve Jimmy ile.
- Till the next time we meet in his presence.
- Onun yanında görüşmek üzere.
So we meet again.
Tekrar görüşüyoruz yani.
So we meet again.
Tekrar buluştuk.
Looks like we're finally gonna meet Becca.
Görünüşe göre Becca ile tanışacağız.
Until the campaign was over, your office in Beverly Hills, me in the chair, is the only place we'd meet.
seninle yalnızca Beverly Hills'deki ofisinde... yalnızca orada görüşecektik.
Yeah, we need to meet now.
Hepimiz hemen buluşmalıyız..
"We'll meet you on the beach."
"Sizinle sahilde buluşuruz."
We have two hot, smart, beautiful college girls at the peak of their sexual powers about to meet us at one of the last great nightclubs in Florida.
Azgın, zeki, güzel ve cinselliklerinin doruğunda iki üniversiteli kızla..... Floridanın en büyük gece kulübünde buluşmak üzereyiz.
We didn't just meet.
Daha yeni tanışmadık.
So... what's so important we couldn't meet at the station or your office?
- Pekâlâ... hemen buluşmamız için bu kadar acil olan durum nedir?
And you think we should meet with him?
- Ve görüşmemiz gerektiğini düşünüyorsunuz?
I'll get you your badge. And we'll have you meet with Hoover and he'll do whatever he does with all the undercover business, and so on and so forth.
Sana rozetini vereceğim, seni Hoover'la görüştüreceğiz ve bütün gizli işler konusunda elinden geleni yapacak falan filan.
Next week when the Elders meet, we shall vote to discontinue your Abstergo project.
- Elders'lar haftaya toplandığında Abstergo projenim devam etmemesi için oylama yapacağız.
We got to meet Geran in an hour.
Bir saat içinde Geran'le buluşacağız.
We can both get jacked, get some tattoos... maybe meet Morgan Freeman.
Seninle beraber otuzbir çekeriz, dövme falan yaptırırız belki Morgan Freeman'la tanışırız..
We're going to meet up later. It's all good.
Daha sonra buluşacağız, sıkıntı yok.
We'll meet you at the extraction point.
Tahliye noktasında buluşuruz.
And we just had to meet the wife of the new sheriff.
Hem yeni şerifin karısıyla da tanışmak istedik. - Şerif mi?
We'll meet outside, 8 : 00.
Dışarıda 8'de toplanalım.
We'll meet back at the bus.
Otobüste buluşuruz.
Let's hope we never meet again.
Umalım da bir daha karşılaşmayalım.
We meet again.
Tekrar karşılaştık.
So to find the perfect fun, but nice girls... We're gonna have to meet a lot of them.
Hem eğlenceli hem düzgün kızlar bulmak için... çok kızla buluşmamız gerekecek.
Today, we have the meet and greet by the pool.
Bugün havuz kenarında tanışma var.
Okay, I wrote a letter to Eleanor Roosevelt to get an autographed picture for you and she wrote me back, and she wants to meet us, so pack your bags because we're going to New York!
Senin için bir fotoğraf istedim. Cevap yazdı. Tanışmak istiyor.
- Bud. Nice to meet you. ... until we get an all-clear from the President.
Başkandan onay alana kadar bizimle birlikte kalacaklar.
Then we can meet at the rendezvous point in ten minutes.
Sonra 10 dakika içinde randevu noktamızda buluşabiliriz.
We won't meet this new man till Daniel's gone.
Daniel'in gitmesine kadar bu yeni adamla tanışmayacağız.
I know it might be too soon, but I was wondering if maybe we could meet up?
Biliyorum çok erken olabilir, Ama merak ediyordum, belki buluşabilir miyiz?
We can only meet through such subterfuges.
Ancak böyle kaçamak buluşabiliyoruz.
We must not meet.
Görüşmemeliyiz.
And not to meet, we must not be near.
Görüşmemek için de yakın olmamalıyız.
We didn't, uh, formally meet out there.
Orada resmi olarak tanışmadık.
I'm hoping six months from now, we'll just be laughing about how we got to meet David Letterman.
Umarım bundan altı ay sonra David Letterman'la tanışmamızı hatırlar, güleriz.
I thought we were supposed to meet out front.
- Ön tarafta buluşacağız sanıyordum.
Should we be able to meet again before the war, this number will have increased again.
Biz savaştan önce buluşabilseydik. bu sayı yeniden artmış olacaktı.
we meet again 164
we meet at last 36
meet 113
meeting 160
meetings 75
meets 27
meet my friends 20
meet you there 25
meeting you 28
meet me 37
we meet at last 36
meet 113
meeting 160
meetings 75
meets 27
meet my friends 20
meet you there 25
meeting you 28
meet me 37