English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Which is odd

Which is odd tradutor Turco

122 parallel translation
Which is odd, because of what you said...
Kız kardeşiniz giyinmemişti bile. Ne yapmamıştı?
'Many solutions were suggested for this problem,'mostly concerned with the movements of small green pieces of paper,'which is odd, because, on the whole,'it wasn't the small green pieces of paper that were unhappy.
Bu sorun için genelde küçük, yeşil kağıt parçalarının el değiştirmesini içeren bir çok çözüm önerilmişti, ama bu tuhaftı, iyice düşünüldüğünde, mutsuz olan şeyler küçük, yeşil kağıt parçaları değildi.
Which is odd because the second book came quite effortlessly.
Gariptir çünkü ikinci kitap bebek oyuncağı gibiydi.
There's some who still keep a safe distance, which is odd for me,'cause I've always been sort of a people person.
Hâlâ mesafeli davrananlar var ki bu bana garip geliyor çünkü hep cana yakın biri olmuşumdur.
There's no nervousness about her, which is odd for a blackmailer.
Hiç sinirlilik hali yok, ki bu bir şantajcı normal değildir.
Which is odd, for a rebel.
Ki bu bir isyancı için çok garip.
Which is odd, because he's a friendly guy.
- Daima. Cana yakın birisi için bu çok tuhaf.
Which is odd, it being the same perp.
Aynı tecavüzcü olduğunu düşünürsek bu oldukça garip.
I'm addicted to these stories... which is odd, because I don't have an addictive personality.
Ben bu hikayelerin bağımlısı oldum... ki bu çok garip, çünkü hiç öyle bağlanabilen bir karakterim yoktur.
- Something happen to you? - Met with a client last night in the oil fields, which is odd, because I bagged for this guy six years.
- Geçen gece bir müşterimle rafineride buluştum,... tuhaf olanla, bu adamla altı yıldır çalışıyordum.
or maybe to spare them the trauma... which is odd unless the killer knew them personally.
Veya onları şok etmek istemedi. Tabii bunun için çocuklarla tanışmış olması gerekli.
Which is odd for several reasons, but especially because it was his day off.
Normalde bu zaten garip, ama bugün özellikle garip, çünkü adam izinli.
Which is odd, considering it should only smell like bleach.
Ki çamaşır suyunu düşündüğümüzde bu biraz tuhaf kaçıyor.
Which is odd, because you've done nothing but describe him for the last three hours.
Ki bu garip, çünkü son üç saattir onu tarif etmekten başka bir şey yapmadın.
Which is odd.
Bu da tuhaf.
I got from the suspect's footprints are about a half an inch deeper in the heel than they were in the toe, which is odd.
Şüphelinin ayak izlerini topukta parmaklara göre yaklaşık 1,5 cm daha derin olarak tespit ettim ki bu garip.
Liver temp is 98 degrees which is odd unless she's running a fever
Vücut ısısı 36 derece, ki bu da kadının bir hastalığı yoktuysa çok tuhaf.
Which is odd, since it was all fiction that got us there in the first place.
gariptir ki bunlar ilk etapta oraya gitmemiz için yapılmış bir kurmacaydı.
You have complained about everybody in the office, except Dwight, which is odd because everyone else has had run-ins with Dwight.
Ofisteki herkese karşı şikayetin var, Dwight hariç. Aslında bu garip, çünkü aslında herkesin en çok Dwight'le ilgili şikayeti var.
Which is odd, because I'm really enjoying this.
Bu garip çünkü gerçekten çok hoşuma gidiyor.
- Which is odd cos the wounds appear deep.
Bu garip, çünkü yaraları derin gözüküyor.
Which is odd, considering he has pubic hair growing out of his ears.
Kulaklarından kıllar fışkırdığı düşünülürse, bu tuhaf.
In and out of the country seven times over the last four months... which is odd,'cause this guy's meticulous with his tax returns.
Ülke dışına son 4 ayda 7 kez çıkmış garip olan, adam vergi beyanında çok titiz davranmış.
Rise and shine.We got eats - - fresh and french on your doorstep, which is odd to say, because your doorstep used to be my doorstep, and though I'm sad you moved out and into Olive's vacated apartment, I'm trying.
Kalkma vakti. Kapı eşiğinde taze ve Fransız tarzı yiyecekler var. Bunu söylemek tuhaf ama, senin kapı eşiğin benim kapı eşiğimdi.
Which is odd, I must have walked over it a thousand times when I was moving my stuff out.
Hangisi garip, taşınırken binlerce kez üstünden geçmem mi?
Which is odd, Because they took it out for the autopsy.
Bu çok garip çünkü otopside kalbini çıkarmışlardı.
Which is odd'cause, of course, he sure won't, you know, marry me.
Garip olansa kendisinin evlenmemesi. Yani benimle.
Which is odd when you think about the Cylon god... they told you about God, didn't they?
Saylon Tanrı'sını düşündüğünde, garip geliyor sana Tanrı'dan bahsettiler değil mi?
Which is odd, considering you said there wasn't one.
Garip olansa, görünüş itibariyle böyle bir şey olmadığını söylediniz
I'm just not in the mood for bacon, and you are obviously trying to avoid talking about Kutner, which is odd because you spent a whole week obsessing about why...
Domuz pastırması yemek istemiyorum sadece. Garip ama belli ki son bir haftanı takıntılı bir şekilde neden intihar ettiğini bulmaya çalıştığın Kutner hakkında konuşmak istemiyorsun.
Which is odd, considering most of the neighbors were home.
Hayret, komşuların çoğu evdeymiş.
Obviously, you didn't tell me that Cuddy was moving in with Lucas because you were protecting me, which is odd, since I told you that I'm fine with their relationship.
Belli ki Cuddy'nin Lucas'la yaşacağını beni korumak için söylemedin. Bu tuhaf çünkü ilişkilerinin benim için sorun olmadığını söylemiştim.
Which is odd, because Amy hasn't written it yet.
Garip, çünkü Amy bunu henüz yazmadi.
Because what people believe on our planet depends so much on whereabouts on the planet they happen to be born, which is a fairly odd thing.
insanların inandıkları, oldukça gariptir ki nerede doğduklarına bağlıdır.
I'm having kind of an odd situation... which is that...
Biraz tuhaf bir durum var da.. .. şöyle ki..
I couldn't really find the words, Pacey, which I know is odd considering the volume of words said during the course of our relationship- -
Kelimeleri bulamadım Pacey. Ki ilişkimizde konuşulan kelimeleri düşünürsek, bunun çok garip olduğunu biliyorum. Ama bu...
Which is odd.
- Her zamanki gibi.
Which is really odd, because you never bring girls home.
Bu gerçekten acayip çünkü sen asla kızları eve getirmezsin.
Which is why, given the odd chance such as tonight, I like to take a - a quiet walk and enjoy a leisurely smoke.
O yüzden bu geceki gibi bir fırsat yakalayınca sessizce yürümeyi ve sakin bir tüttürme yapmayı istiyorum.
Andrew's odd, but we love him just as we all love this city which I can now say from experience is the greatest city in the world.
Andrew tuhaftır, ama severiz bu şehri sevdiğimiz gibi ki tecrübelerime dayanarak dünyanın en mükemmel şehri diyebilirim.
I know we haven't which is odd, considering that you've met my dad you've met my mom, Captain Oats, the list goes on.
Annemle tanıştın hatta Yüzbaşı Yulaf'la bile tanıştın. Bu liste böyle uzayıp gider.
Which is really odd, because collusion is our business.
Ki bu çok garip çünkü anlaşma bizim işimiz.
Heather doesn't come downstairs, which she says is odd because Heather told her she was in a hurry today and had lots of appointments so she goes hunting for her, and finds her lying here in the shower and can't, um...
Kuaför şüphelenmiş.Çünkü Heather ona yoğun programı nedeniyle acelesi olduğunu söylemiş. Kuaför onu aramaya başlamış. Duşta yatar vaziyette iken bulmuş.
Some say the Priory wait for the heir to reveal himself, which is especially odd since legend suggests he may not know his own true identity.
Bazılarına göre, varis kendisi ortaya çıkacak ama bu çok saçma çünkü efsaneye bakılırsa bu kişi gerçek kimliğini bilmiyor olabilir.
The only difference is that haley will look fabulous in her wedding dress by clothes over bro's, which is kind of odd seeing as she's marrying a bro.
Tek fark Haley'nin "Elbiseler oğlanlardan önce, gelir" den aldığı gelinliğiyle şahane görünecek olması. Diyeceksiniz ki bir oğlanla evleniyorsa elbise nasıl önce gelir. Evet, orası biraz tuhaf.
You tried to kill Djaq because she is a Saracen, which, if I may say, is odd considering five minutes ago you were going to burn down a Christian church.
Sarazen diye Djaq'i öldürmeye çalıştın. 5 dakika önce bir kiliseyi ateşe verdiğin düşünüldüğünde bunun çok garip olduğunu söyleyebilirim.
The first thing that strikes one as odd when looking at the history of marijuana, which is also known as cannabis, is how very much legal it once was.
İlk kez duyan birine saçma gelecek olan şey, kenevir olarak da bilinen marijuana'nın tarihte bir dönem gayet yasal olmasıdır.
He's been M.I.A.All day, which is a little odd consideringwe've got this deal closing.
Bütün gün kayıptı, kaldı ki, bu kadar anlaşma telaşı içinde biraz tuhaf.
Now, the only reason not to update a photo in 20-odd years, is she's not talking to you, which would be interesting, or she's dead, which would also be interesting.
20 uzun yıl boyunca fotoğrafı güncellememenin tek nedeni seninle konuşmuyor olması olabilir, ki bu ilgi çekici olurdu, ya da ölmüştür. Ki bu da ilgi çekici olurdu.
Which is... odd, in a way.
Belki rastlantıyla bir kez,
Even the dancers... which is kind of odd. You know, you'd think, what could go wrong with a pretty girl in a leotard?
Dansçılar, garip geliyor, bilirsin mayo giyen güzel bir kızın nesi kötü olabilir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]