Which is ridiculous tradutor Turco
86 parallel translation
They've accused him of raping a Japanese tourist, which is ridiculous!
Japon bir turiste tecavüz etmek gibi, saçma bir nedenle onu suçaladılar!
Which is ridiculous.
Çok komik, değil mi?
Listen... the only good reason to quit a wedding is if you break the cardinal rule... which is ridiculous because we both know you did not fall in love with the groom.
Dinle, bir düğünden çıkmanın tek bir nedeni vardır ve ana kuralı çiğnemek gerçekten çok komik. Çünkü damada aşık olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Some evil witches Which is ridiculous cos witches they were persecuted
Bazı kötü cadılar ama bu çok saçma olur, çünkü cadılara eziyetler edilmiştir...
All we do is we sit around and we drink soda and we talk about how glad we are we're all friends, which is ridiculous, Joey.
Tek yaptığımız oturup soda içmek ve arkadaş olduğumuz için ne kadar memnun olduğumuzdan bahsetmek. Bu çok gülünç, Joey.
Which is ridiculous,'cause witches they were persecuted, Wicca good and love the earth and woman power and I'll be over here.
Bye.
Which is ridiculous, since time doesn't matter on a damn island!
Bu gülünç, bu kahrolası adada zamanın ne önemi var!
Which is ridiculous
Ki bu da aptalca,
Which is ridiculous, because it's not true.
Aptalca ama doğru.
- Which is ridiculous.
Ordu için değil.
Which is ridiculous. So, obviously you had to confront me.
Yani belli ki benden açıklama istemek zorundasın.
There is the perception that because I don't have a job or I'm not in school that I'm sitting around doing nothing, which is ridiculous.
Bunun sebebi çünkü işim yok yada okula gitmiyorum... hiç bir şey yapmadan oturuyorum ki bu oldukça saçma.
And he's gonna be like Donald Trump, which is ridiculous.
Bu çok komik.
He honestly acts like he is above me, which is ridiculous.
Benden üstünmüş gibi davranıyor ki bu çok saçmalık. O bir barmen.
Which is ridiculous, because in my family it's not a question of if, but when.
Saçma bu çünkü benim ailemde olacak mı değil, ne zaman olacak meselesidir bu.
So if they start having sex, things are going to get messy and complicated, and they're gonna forget this whole marriage thing, which is ridiculous.
Sekse başlarlarsa işler bozulacak ve karışacak. Bu saçma sapan evlilik olayını unutacaklar.
- She said I never said a word to her, which is ridiculous.
Ona hiçbir şey söylemediğimi söyledi, saçmalık.
I'm going dancing, which is ridiculous because I'm a terrible dancer.
Dansa gidiyorum, çok saçma çünkü çok kötü bir dansçıyım.
No. No, I was just leaving a message on Robert's phone which is ridiculous because he hasn't got his phone with him.
Sadece Robert'in telefonuna mesaj bırakıyordum bu da fazlasıyla saçma çünkü yanında telefon yok.
there is no longer consideration of whether it spoils because he says money is like silver and gold and gold can't spoil and therefore money can't be responsible for waste... which is ridiculous.
... ya da kalan mallar ziyan olacak mı? ... çünkü diyor ki para gümüş ile altına benzer ve altın bozulmaz. Bu nedenledir ki, para israftan sorumlu tutulamaz.
Which is ridiculous,'cause they don't have feelings.
Ki bu çok saçma çünkü onların duyguları yok.
Uh, m-my boss says that I don't know how to talk to women, which is ridiculous.
Patronum, kadınlarla konuşmayı bilmediğimi söylüyor. Ki bence bu çok saçma.
Which is ridiculous, after building this place from scratch.
Burayı sıfırdan inşa ettikten sonra bu saçmalık.
And all you think about is heaven! Which seems like a ridiculous place, where everybody is always happy.
Çok saçma bir yere benziyor, orada herkes her zaman mutlu.
The Colonel was always yelling, imagining things... which you know yourself is all pretty ridiculous.
Albay sürekli hayali şeyler hakkında bağırıp çağırırdı. Siz de biliyorsunuz ki anlattıkları komik şeylerdi.
Which my mother says is ridiculous because I'm not mature in my figure yet.
Dün gece bütün bunları hallettik sanıyordum. Kim? Ben mi?
There is nothing so impertinent or ridiculous which they will not believe, provided it be well seasoned with praise.
Yaptığım şeyde ne yazık ki dürüstlüğün yeri yok. Ancak insanlara ihtiyacınız olduğunda onlara uyum sağlamasını bilmek gerekiyor.
I don't know which is more ridiculous -
Hangisi daha gülünç bilmiyorum...
Well, that would require some sort of a rebigulator which is a concept so ridiculous it makes me want to laugh out loud and chortle...
İşte bu bir tür "büyütücü" gerektirir ki bu da konsepti benim de katıla, katıla güleceğim bir şekilde pek gülünç hâle getirir.
And every time I walk up to you two, you go silent... or you make up some ridiculous story about Czechoslovakia... which is a country that has not existed for 10 years.
ve yanınıza her geldiğimde susuyorsunuz... ya da Çekoslovaklar hakkında saçma hikayeler uyduruyorsunuz... ki onlar bu kasabada 10 yıldır görülmedi.
- And now you're probably just sitting there on the couch in your underwear playing stupid thumbwars wearing your ridiculous army helmets and if you are you've probably forgotten our anniversary which is TODAY!
Ve şu anda büyük bir ihtimalle iç çamaşırınızla oturuyor aptal parmak güreşi yapıyorsunuz saçma kasklarda başınızdadır ve büyük bir ihtimalle yıldönümümüzü de unutmuşunuzdur Hani BUGÜN olan!
I'm actually considering running myself... which I know is ridiculous.
Aslında kendim aday olmayı düşünüyorum ki ne kadar gülünç olduğunu biliyorum.
- which I know is ridiculous.
-... ki çok gülünç bir fikir.
This, in turn, has given rise to the belief that there are no Dwarf women and that Dwarves just spring out of holes in the ground which is, of course, ridiculous.
Bu da, sırasıyla, hiç Cüce kadını olmadığına ve Cüceler'in yerdeki deliklerden çıkarak çoğaldığına dair inanışların yerleşmesine sebep olmuştur bu da çok komik, elbette.
... and now, I hear, raising medical concerns about my fighter? Which are ridiculous on their face, because not only is Darryl Tibbs in top physical condition...
Şimdi de, boksörümün sağlığı konusunda şayialar ortaya atıyorsunuz ki bunların yersiz olduğunu biliyorsunuz çünkü Darryl Tibbs fiziksel açıdan formunun zirvesinde...
Which is completely ridiculous considering who her son is.
Ama kendi oğlunun ne mal olduğunu unutması tamamen bir saçmalık.
I told Dwight that there is honor in losing, which, as we all know, is completely ridiculous.
Dwight'a bugün kaybetmenin de bir onur olduğunu gösterdim, aslında bu hepimizinde bildiği gibi saçmalık.
My point is that those eyes are so good that even if you had a ridiculous nose it wouldn't matter, which you don't.
Gözlerin o kadar güzel ki komik bir burnun olsa bile önemi yok.
- which you know is ridiculous.
Ağzımın gevşek olduğunu söylediler. Ama biliyorsun bu çok saçma.
That's why the virus shut us down, so we can't coordinate against their next attack, which I would bet my ridiculous government salary is coming soon.
İşte bu yüzden, gelecek saldırılarına karşı koordine olamayalım diye virüs sistemimizi çökertti ki devletin verdiği çok komik derecedeki maaşımın üzerine iddiaya girebilirim.
They all went out to try and score, which is both never going to happen and ridiculous.
Hepsi dışarı çıkıp yatacak kız aramaya başladı. Hem saçma hem de olacak bir şey değil.
Yes, it's the beloved Ridiculous Part of the Course... which is best enjoyed as a montage.
Evet, yarışın kurgu açısından eğlenceli ve en çok sevilen zorlu etapları.
More ridiculous than that place with all the hot air, which is...
Şu hava gazıyla dolu yerden bile saçma. Neresiydi o?
Which is, of course, ridiculous.
Elbette, bu komik.
I mean, yeah, you still live with your ex-girlfriend, which is ridiculous.
Evet, hâlâ gülünç eski sevgilinle yaşıyorsun.
The woman who's so desperate, she's diddly-eying her way to Dublin, making the most important decision of her life based on some ridiculous tradition, which, frankly, is a load of old poo.
Çaresiz bir kadınsın, hayatının en önemli kararını açıklamak için Dublin'e gitmek zorunda olan ve bunu gülünç bir gelenek yüzünden yapacak olan bir kadın.
Which, let's face it, is completely ridiculous!
Bu konu gerçekten çok saçma.
Which is an indication on how ridiculous this detour is?
Ki bu da yolu bu kadar dolandırmanın ne kadar saçma olduğunun bir delili.
- which is inevitable. - No, that's ridiculous!
- Hayır, bu tamamen saçmalık!
Betty Troke is May Queen, which is perfectly ridiculous if you ask me, even if she did just move from Pasadena.
- Aynen öyle. Mayıs Kraliçesi'ni Betty Troke oynayacak, ki bana sorarsanız bu saçmalığın dik âlâsı Pasadena'dan yeni taşınmış olmalarına rağmen.
Which I think is ridiculous, so I'm here to tell you
Bence saçmalık bu.
which is 1139
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is which 28
which is what 194
which is nice 40
which is great 112
which is understandable 21
which is a shame 22
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is which 28
which is what 194
which is nice 40
which is great 112