English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Woman on tv

Woman on tv tradutor Turco

135 parallel translation
( Woman on TV )'What kind of insurance could he have? '
- Nasıl şansı olabilirdi ki?
( Woman on TV )'Sometimes we sit here all evening and don't say a word.'
- Bazen bir hafta tek kelime bile konuşmuyoruz.
[Woman On TV ] If you're average in a 1 2-month period, that means you're eating- [ Switek] It's good though.
12 aylık bir dönemde ortalama haldeysen, bu yemek yiyebiliyorsun demektir. - Aslında fena değil.
[Woman On TV] 1 00 pounds of sugar.
50 kilo şeker.
[Woman On TV] What is it?
" Nedir?
[Woman On TV] Oh, Jason, my head is spinning.
"Jason, başım dönmeye başladı."
[Woman On TV, Indistinct]
[Kadın Spiker]
[Woman On TV] IT'S NOT IN MY VOCABULARY, MARK. IT'S NOT THERE.
Bu, benim lügatimde yok Mark.
[woman on tv] former military men have gathered in roswell today...
Eski askeri personel bugün Roswell'de tekrar bir araya geldi.
Actually, I found you through this charming woman on TV...
- Neden? Beni seçtin. Aslında seni TV'deki şu kadın yoluyla buldum...
Woman on TV : Exhale down. And release.
Böyle hareket etmeye devam edin, bir taraftan diğer tarafa.
[Woman On TV] This Sunday, Wallace will broadcast a report... on the tobacco industry, including the tough tactics tobacco companies employ... to keep a lid on information that might be damaging.
[TV'deki kadın] Bu pazar, Wallace tütün endüstrisi... üzerine tütün, şirketlerinin bilgiyi kapalı tutmak için... zararlı olabilecek neler yaptığını gösteren bir rapor yayınlayacak.
- [Woman On TV] Dan.
- [TV'deki kadın] Dan.
Do you remember the woman on TV?
Televizyondaki kadını hatırlıyor musun?
Guy thinks he's got a relationship with a woman on TV.
Televizyondaki bir kadınla ilişki kuran bir adam var. Kadın akıllı ve komik.
Okay. Woman on TV : You're sure you don't want tojoin me for lunch?
Öğle yemeğinde bana katılmak istemediğinden emin misin?
This woman on TV's telling me about how death is this dream time... that exists outside of life.
TV'deki şu kadın bana hayatın dışındaki rüyanın ölüm olduğunu söylüyor.
WOMAN ON TV : You won't answer my calls.
Telefonlarıma cevap vermiyorsun.
[woman on TV] All right.
Tamam. Hadi gidelim.
( Woman On TV ) I bid one dollar, Bob.
Sesli harf almak istiyorum, Bob.
[Chuckles ] [ Woman On TV] My goodness.
Aman Tanrım.
Woman on TV : Lonnie.
- Lonnie.
Woman on TV : John?
John?
WOMAN ON TV : Juan!
Juan.
The woman on TV.
Televizyondaki kadın.
- [Woman On TV] Everyone quarreled.
- Herkes tartışıyor.
A friend's cold shoulder... was in actuality a cry for help. [Woman On TV] You heard it here first.
İlk kez bizden duydunuz.
[Woman On TV] Nothing serious, I hope.
Ciddi birşey değildir, umarım.
WOMAN ON TV 22 He's the waiter.
O, garsonum.
You know, last week on TV I saw this old woman... who was strangled with a body stocking.
Geçen hafta televizyonda dar sütyen giydiği için boğulan yaşlı bir kadın gördüm.
[Woman Chattering On TV] You're missing the climax here.
En önemli kısmı kaçırıyorsun.
A TV anchor woman like that lady on the six o'clock news?
6 haberlerindeki bayan sunucu gibi.
Ah. WOMAN 1 [ON TV] :
Vay, üzgünüm Los Angeles!
MAN [ON TV] : Coming up on Woman World, Men :
Bilirsin, bu olduğunda, o sadece arabasıyla kaçıp gitti o ve ben sadece manevra üstüne manevra yaptık.
Last week on TV, I heard about a woman who stabbed her husband 27 times.
Geçen hafta TV'de kocasını 27 yerinden bıçaklayan bir kadın vardı.
The woman has orders for this shirt based on me wearing it on TV.
Ben televizyonda giyeceğim için bu... -... kadın siparişler aldı.
Mick, come on, you almost married this woman then you go up to be alone in her apartment to "get a TV."
Mick, haydi, yani sen bu kadınla neredeyse evleniyordun. Sonra televizyonunu almak için onunla dairesinde yalnız kalıyorsun.
Kelly, I have decided you are not the Angora sweater-wearing pointy-breasted woman who'll frost my Duncan Hines cakes while bearing my 2.6 children as I watch wrestling on TV.
Kelly, karar verdim. Andorra kazağını giyinemezsin TV'de güreş seyrederken 2,6 çocuk sahibi olana kadar Duncan Hines keklerimi kim donduracak.
You won't be seeing pictures of the woman you saved on TV.
Kurtardigin kadini TV'de göremezsin.
[Man, woman moaning on TV]
..
I don ´ t know, but on tv they said you shot a man and a woman without a reason.
Ama tv'de diyorlarki sebepsiz yere bir kadını ve bir erkeği vurmuşsunuz.
But aside from that... she was an uncredited producer and director on her television show... which made her one of the first woman TV executives... which is actually pretty impressive.
Ama ondan da öte... Kendi televizyon şovunun yapımcısı idi... bu da onu tarihteki ilk kadın televizyon yapımcısı ünvanını almasını sağladı... ki buda çok etkileyici.
She had pretty blond hair, like that woman on television.
Şu TV'deki güzel sarışın gibi.
It was Santa's sleigh. [WOMAN LAUGHS ON TV]
Noel Baba'nın kızağı!
- [Woman Chattering On TV ] - [ Ringing]
Bıktım senden.
Woman : [On TV] WE'RE GOING DOWN TO THE WIRE ON THIS ONE, AARON.
Tırnaklarımın hepsini yedim.
Woman : [On TV] AND HERE'S AN INTER - ESTING FACT, AARON. IN AN OTHERWISE APA - THETIC VOTER TURNOUT, UNEXPECTEDLY HEAVY RETURNS FROM THE 8th DISTRICT
Sonucu, genelde ilgisiz seçmenlerin bulunduğu bulunduğu 8. bölgeden gelen beklenmedik oyların belirlemiş olması ihtimali büyük.
WOMAN [ON TV] : Lifetime Films presents Buttercups of Autumn.
Lifetime Filmleri sunar, Güzün Düğünçiçekleri.
[gentle instrumental music on TV ] [ applause on TV ] [ woman # l on TV] And now back to The Melissa Rivers Show.
Şimdi Melissa Rivers Şov'a dönüyoruz.
[woman # 2 on TV] Our next guest's book, the new detective best-seller, is all based on the macabre world of vampires, ghouls, and werewolves.
Şimdiki konuğumuzun, peş peşe en iyi satan 3 kitabı var. Hepsinin konuları, vampirler, yaratıklar ve kurt adamlar üzerine.
I don't know, it's just I just feel like... like that woman on the TV show, you know, the mother.
Bilmiyorum, kendimi bir an TV programındaki o kadın gibi hissettim, anne olan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]