English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You'd think so

You'd think so tradutor Turco

1,221 parallel translation
You'd think he'd be pleased to see his Kai so happy.
Kai'ını mutlu görmekten memnun olacağını sanırdım.
Yeah, you'd think so.
- Hmm, sen öyle san!
You'd think so.
Sana öyle geliyor.
So, what'd you think?
Eee, ne düşünüyorsun?
So, what'd you think about Belva?
Belva hakkında ne düşünüyorsun?
We're in deep cover now, so if you can't remember John David, just call me J.D. Think of...
Çok gizli görev başladı. John David'i hatırlayamazsanız, bana J.D. dersin. Şeyi düşünün...
I knew you'd think so.
Böyle düşüneceğini biliyordum.
Besides, the other day you looked a little frazzled... so I didn't think you'd remember anyway.
Ayrıca geçen gün oldukça bitkin görünüyordun. Hatırlamayacağını düşündüm.
So much so, at times you'd think they're the Premiere side. It's been an immense performance.
Bir, İkinci Lig takımı için inanılmaz bir performans.
Right! They think the sun shines out of your ass, so you'd still make the company.
Ne yapsan bayıIıyorlar, o yüzden yine de topluluğa kabul edilirdin.
And what makes you think you're so special he'd want to kill you, anyway?
Neden seni öldürecek kadar özel olduğunu düşünüyorsun ki?
Yeah, I think so, but you'd have to find some way to deliver'em.
Evet sanırım ama onları oraya götürmenin bir yolunu bulmalısın.
- I didn't think you'd be here so fast.
- Bu kadar hızlı olabileceğini düşünmemiştim.
Do you think your mommy and daddy just made me up so you'd be a good boy?
Sanıyormusun ki annen ve baban beni buraya iyi bir çocuk olasın diye yolladılar?
So you think we'd be here like this if I wasn't leaving tomorrow?
Yarın gidiyor olmasaydım da burada bu halde olur muyduk?
If you think so... why don't you call the D.A.?
Öyle diyorsanız. neden bölge savcısını çağırmıyorsunuz?
No disrespect... but I didn't think you'd be so brown!
Kusura bakmayın ama bu kadar kahve renkli olmanızı beklemiyordum!
So do you think she'd still set me up with her manager?
Öyleyse sence menejeriyle beni tanıştırır mı?
So maybe if she could figure out a way to channel them, then she'd be pretty unstoppable herself, don't you think?
Yani, eğer bunları yönlendirmenin bir yolunu bulursa durdurulamaz olur, değil mi?
Think she'd react so strongly if she didn't feel something for you too?
- Büyü biraz kardeşim. Sana karşı bir şeyler hissetmese o kadar aşırı tepki verir miydi?
You think I'm so heartless, I'd ship her to a nursing home?
Onu bir huzurevine postalayacak kadar kalpsiz olduğumu mu düşünüyordun?
- You'd think so.
- Öyle olmalı.
I really think it'd be a good idea if you just stopped calling here so much, OK?
Dinle beni. Bu kadar sık aramaktan vazgeçsen çok iyi olacak, tamam mı? Hayır, seninle tartışmayacağım.
Well, you know, I'd like to think so.
Doğru, beni bilirsin, hep böyle düşünürüm.
You'd think I wouldn't enjoy that because it is so fake, but I still do.
Çok açık bir yalan olduğu için hoşuma gitmediğini sanıyorsun ama gitti.
/ So why do you think she'd accuse you of rape?
Ne olmuş? Peki neden seni tecavüzle suçladı?
So, um... you think it'd be all right if a bunch of Krelboynes and I build a robot in the house?
Kulağa güzel geliyor. Yani, şey sana göre, bir grup Krelboyne ve benim evde bir robot yapmamızda bir sorun yok?
SO I SAID I'D FIND OUT. SO YOU DON'T REALLY THINK SHE'S STUCK-UP.
Saçlarına da bir şey yap.
So what'd you think?
Ee ne düşünüyorsun?
Well, you'd think so, but all of your diseases are in perfect balance.
Biz de öyle sandık. Ama hastalıklar kusursuz bir denge kurmuş.
And then we put ketchup in your bed, so you'd think we took your kidney.
- Evet ama hepsi bu belgeyi imzalaman için yapılan bir numaraydı.
Well, oh gosh, I, I didn't think you'd be so fat.
Şey, bu kadar şişman olabileceğini sanmıyordum.
I didn't think you'd get bored so fast, or I would have stayed in town.
Bu kadar çabuk sıkılacağını bilmiyordum, yoksa şehirde kalırdım.
You think I'd give up so easily?
Bu kadar kolay pes edeceğimi mi sanıyordun?
So, what do you think of that kid getting out, Sullivan?
Kes şunu Wazowski. Çocuğun dışarı çıkmasına ne diyorsun?
Charlie I spent so much time going by her house, if you didn't know my intentions were pure you d think I was stalking her
Charlie onun evine giderek çok zaman harcadım, Niyetimin masum olduğunu bilmeseydin Onu avlamaya çalıştığımı düşünebilirdin
YOU WANT TO THINK THATYOU'RE SO SMART D SO SMOOTH THAT YOU COULD TURN ANY GIRL
Çok akıllı, çok düzgün görünerek her kızı etkileyeceğini düşünüyorsun.
So that's what you think about when you're dying - the real value of all that you've done with your life, andall thatyou might have done... if only you'd had a second chance.
Ölürken düşündüğün şey budur. Eğer ikinci bir şansın olsaydı hayatta yaptıklarını ve yapamadıklarını düşünürdün.
So, What'd you think of the game?
Maçı nasıl buldunuz?
I told him I'd have to think about it again. It's hard to have so much faith in us when you're so far away.
" Sevgili John, keyfinin yerinde olmasına sevindim.
- You'd think so, since the stiff was 60, but she was rich on her own.
- Para avcısı mı? - Herif 60 yaşında olduğu için öyle sanırsın ama kadın da zengindi.
Please, I wanted to say good-bye to you... and tell you everything... but when the time came to do it... I didn't think I'd be able to, so I left.
Lütfen, sana hoşçakal demek ve her şeyi anlatmak istedim fakat bunu yapma zamanı geldiğinde yapabileceğimi zannetmedim, o yüzden terkettim.
How you think I feel, you laid up with this thug-ass nigga you don't know, who wants to kick me out so he can do whatever.
İstediğini yapabiImek için beni kapı dıŞarı etmek isteyen... bu tanımadığın zenciyIe yaŞarken ben ne hissediyorum, biIiyor musun?
So, what'd you think?
Ne düşünüyorsunuz?
So you'd think no one would go after her, wouldn't you.
Öyleyse hiçkimsenin onun peşinden gitmeyeceğini düşünüyorsun değil mi?
So, I mean you'd think she'd be used to it by now.
Yani? Yani şimdiye kadar alışmış olması lazımdı.
Or so you'd like to think.
Ya da sen öyle düşünüyorsun.
But it's an outgoing message... so I think you need to sound a little more outgoing.
Ama bu mesaj dışardan arayanlar için bu yüzden biraz daha sempatik konuşmalısın.
So pick up that gun and think of somebody you'd like to shoot.
Şu silahı al ve, vurmaktan zevk alacağın birini düşün.
[So Larry, when you were at Stanford 8, 9 years ago during your Ph.D did you ever think you'd be in this position? ] No
[ Peki Larry, sen 8-9 yıl önce Stanfordda okuldayken, bu pozisyonda olacağını düşündün mü hiç?
Damn. I didn't think you'd just say so.
Kahretsin.Söyleyeceğini düşünmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]