You've gotta go tradutor Turco
521 parallel translation
I go to Perrolli with this, you and I gotta be crystal-goddamn-clear about a couple things.
Perrolli'ye bununla gideceğim, sen ve ben bir kaç konu hakkında çok açık olmalıyız.
All I gotta do is go to cops and confess to those first three robberies and, you know what, all of a sudden, they look into the other two where the women were killed.
Yapmam gereken tek şey polise gidip, ilk üç soygunu itiraf etmek ve, bak ne diyeceğim, birden, kadınların öldürüldüğü öteki iki soygunu araştıracaklar.
If they assign me to go after you, I've gotta use everything I know.
Eğer beni senin peşine takarsa hakkında bildiğim her şeyi aleyhinde kullanmam gerekecek.
You've been brave so long. You just gotta go on being brave.
Bu kadar zaman cesaretini korudun Bayan Scarlett.
You gotta go away and never come back.
Uzaklara kaçmak ve geri de dönmemek zorundasın.
You gotta go out and find yourself a doe.
Kaçmak ve kendine bir eş bulmak zorundasın.
Gee, I wish I could go watch you, but I've gotta get back to Washington.
Sizi izlemek isterdim ama Washington'a dönmeliyim.
And that's the reason you've gotta go back to him.
Ve bu yüzden ona yine sen gideceksin.
If you're going, I've gotta go too.
Sen gidiyorsan, benim de gitmem gerek.
And only you can make Riton see he's gotta let me go.
Ve sadece sen Riton'un beni bırakmasını sağlayabilirsin.
You've gotta go home.
Eve gitmelisin.
You know, all these boys'clubs that I go to I gotta think what they'd say and the neighbors and, you know, the kids that my Audrey plays with.
Gittiğim kulüplerdeki çocukların, komşuların ve Audrey'min arkadaşlarının neler söyleyeceğini düşünmeliyim.
You're a little late, Mr. Ferrante, and we've gotta go on the air.
Azıcık geciktiniz, Bay Ferrante, hemen yayına girmek zorundayız.
You've gotta go.
Gitmek zorundasın, biliyorum.
- Princess, I took care of you. - I've gotta go to a clinic for a week.
Bu korkunc geri dönüşten kaçıyorum.
You've gotta go to work in the morning.
Sabahleyin işe gideceksin.
But you've just gotta go through with your part, honey.
Yapman gereken sadece rolünü oynamak hayatım.
You wait four weeks for a tailor-made suit, and in the same store, there's a heist, so you gotta now go and get another suit made.
Elbiseyi diktirmek için dört hafta bekliyor ve aynı mağazada hırsızlık oluyor ve yeni bir elbise diktirmen gerekiyor.
Then you've gotta go to bye-byes.
Sonra yatacaksın.
I've gotta go but listen, I'll see you later on tonight and you be there at 4 : 30, okay?
Gitmem gerek. O hâlde akşama görüşüyoruz. Sen de 16 : 30'da gel, tamam mı?
You've gotta show some get-up-and-go.
Göster neler yapabildiğini.
Then you've gotta go some place where you'll NEVER melt.
O zaman asla erimeyeceğin bir yere gitmelisin.
If you've gotta go, go.
Gitmen gerekiyorsa git.
You gotta find it. Go on.
Hadi bakalım, kendi başına işin içinden çık ve bul onu.
My mother's got a job. Besides, when the country needs you, you've gotta go.
Annemin işi var ve ayrıca ülken seni göreve çağırdığında gitmelisin.
This is why people like me gotta go. And this is why you faked than gun fight... to get me out of the West clean.
İşte bu yüzden, benim gibi insanlar gitmeli..... ve bu yüzden o yalancı düello düzenlendi batıyı terketmem ve temiz bir yaşam için.
You've gotta grab a knife and go after him!
Eline bir bıçak alıp peşine düşmelisin!
You've gotta go.
- Gitmelisin.
Oh, Tina, you've gotta go to one of those places and take some of that off.
Oh, Tina, şu yerlerden birine gidip biraz kilo vermelisin.
You've gotta go to the bank with me now.
Benimle bankaya gelmelisin.
You've gotta go back and find her right now.
Geri dönüp onu hemen bulmalısın.
All you've gotta do is to go out of that door now and try to stop the Romans nailing him up!
Tek yapmanız gereken, şu kapıdan hemen çıkmak ve Romalıları, onu çivilemeden durdurmak!
I gotta go make people laugh, and you're talking about rage and pain.
İnsanları güldürmem lazım, sen öfke ve acıdan bahsediyorsun.
You've gotta go in the sack before I go in.
Ben çuvala girmeden önce sen girmelisin. Tamam mı?
Well, I've gotta go. See you around, guys.
Tamam şimdi gitmem gerek sonra görüşürüz.
You've gotta go to dinner.
Yemek yemen gerekiyor.
You've gotta go.
Gitmelisin.
You ´ ve gotta go to school.
Okula gitmelisin.
You've gotta go.
Gitmeniz gerek.
You know I've gotta go.
Gitmem gerektiğini biliyorsun.
It's nice to meet you, but I've gotta go and build some bunk-beds.
Sizinle tanışmak güzeldi. Ancak gidip birkaç ranza yapmalıyım.
You've gotta go while it's under the raft.
Siz de salı terketmelisiniz.
You've gotta go.
Evet gitmelisin.
Well, you can do whatever you want. I've gotta go.
Canın ne istiyorsa onu yap benim gitmem gerek.
You've gotta go back where you belong now.
Ait olduğun yere geri dönmen gerek şimdi.
Harry, you've gotta go!
Harry, gitmen gerek!
You've gotta go to work soon. I'm getting psychotic from a lack of REM sleep.
Bir kaç saat içinde işe gitmen gerek. Ben uykusuzluktan psikotik oluyorum.
Monty, you've gotta go!
Monty, gitmelisin!
Dad, I gotta go, and there's nothing you can do about it.
Baba, gitmeliyim ve senin yapabileceğin hiçbir şey yok.
And you've gotta go to college.
Güzde de üniversiteye gideceksin.
But you've gotta model full-time before you go into college
Ama okula gitmeden önce tam zamanlı modellik yapacaksın
you've gotta be kidding me 133
you've gotta be kidding 58
you've gotta help me 25
gotta go 759
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643
you've gotta be kidding 58
you've gotta help me 25
gotta go 759
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
go on 13820
goodbye 8643