You in tradutor Turco
738,946 parallel translation
This is my premises and I haven't had any rent off you in six months.
Burası benim mülküm ve 6 aydır senden hiç kira almadım.
You know what, I am worse even letting you in the door.
Biliyor musun? Seni içeri aldığım için çok kötü biriyim.
Callum, are you in there?
orada mısın?
Just... go and be a good dad and a good husband, if you can, and I'll see you in school.
Sadece... git ve iyi bir baba ol. Ve iyi bir koca tabii ki. Okulda görüşürüz
- Will someone let you in?
- Seni içeri alacak biri var mı?
And you're doing really good work, and I hope good things happen for you in your life. "
İşinde gerekten iyisin, umarım hayat yüzünü güldürür, " dedi.
I said, " Someone's gonna fuck you in the butt in the holding cell.
Dedim ki, " Birileri nezarette götünü sikecek.
Remember, I fell in love with you when you were chunky.
Unutma, sana tıknazken âşık olmuştum.
First of all, you are not invited, and second of all, I think I just lost my gum in there.
İlk olarak, sen davetli değilsin ikinci olarak, sakızım oraya girdi.
Did I just hear you were in the market for a hot young producer, perfect, I'll call Monday!
Genç bir yapımcı aradığınızı duymuştum. Harika, pazartesi sizi ararım!
You slept with my dad and were named in their divorce.
Babamla yattın ve boşanmalarında senin adın da geçti.
So, the two of you, you're just gonna sit in the back together, and then I'll slip out with her afterwards and take her to dinner.
Siz ikiniz arkada oturacaksınız çıkışta da onu yemeğe götüreceğim.
You puked in a purse? Yes.
- Birinin çantasına mı kustun?
Hey, maybe the most awkward acceptance speech ever but you're back in the TV biz.
En garip ödül konuşması olabilir ama televizyon dünyasına geri döndün.
You should be in here tonight.
Bugün burada olmalısın.
- What would they say if they knew you were living in a garage?
- Bir garajda yaşadığını bilselerdi ne derlerdi?
That's the problem with water, especially under the ground, you know, in a house like this.
özellikle yer altında. böyle evlerde.
I've put some of that poison you had in the box,
Kutundaki zehirden biraz koydum.
Who were those girls helping you put flyers in the doors earlier?
Önceden kapılara ilan bırakmana yardım eden kızlar kimdi?
You don't have a boyfriend that's going to come charging in the door, - do you?
Kapıya gelecek bir erkek arkadaşın yok değil mi?
I just came here to look at a job, the next thing I know I'm killing rats, I'm knocking back whisky and... - I've got to get up in the morning, you know.
Buraya iş aramaya geldim ve bir baktım... viski içiyorum ve... bilirsin.
- in the matter, do you understand me?
- Beni anlıyor musun?
You want to come in here so we can joke about it?
Buraya gelip bununla ilgili şakalaşmak ister misin?
I told you not to come in here.
Buraya gelmemeni söyledim.
That you can just frighten my fucking kids in the middle of the night? !
Gecenin bir yarısı gelip çocukları korkutabileceğini mi?
And did he seem in any kind of trouble to you, anything worrying him?
Size başı belada gibi görünüyor muydu? Bir endişesi var mıydı?
You get caught in the trap.
Kapana yakalanıyorsunuz.
Now, I should tell you, the friend that was driving me was black, which really doesn't have anything to do with the story other than to let you know there was fear in the car.
Şunu söylemem lazım, arabayı süren arkadaşım siyahiydi, gerçi bunun hikâyeyle bir ilgisi yok. Ama arabada bir korku hâkimdi yani, onu bilin diye.
And then he says, " You guys were swerving in the lane.
Sonra polis dedi ki, " Biraz şeritte geziyordunuz.
We can't let you drive in this condition. "
Bu vaziyette süremezsiniz, " dedi.
He said, "If you blow in my breathalyzer..."
"Promil ölçeri..." dedi.
"If you blow in my breathalyzer and pass, I'll give you the keys to the car."
"Promil ölçere üflerseniz ve düşük çıkarsa arabanın anahtarını veririm," dedi.
That should get you off in Wisconsin.
Bu para Wisconsin'de beraat etmeye yeter.
And you know, I've met OJ Simpson on four different occasions in my life.
OJ Simpson'la hayatımda dört kez karşılaşmışlığım var benim.
And I whispered in her ear, "Bitch, are you trying to get us both killed?"
Kulağına fısıldadım : "Kaltak, öldürtecek misin lan sen bizi?"
Looks like you thought Bernie Sanders was gonna come out in this motherfucker.
Herhâlde sahneye Bernie Sanders falan çıkacak sandınız.
I don't know if you know this, but the water in Flint is fucking poisonous.
Biliyor musunuz, bilmiyorum ama Flint'in suyu resmen zehirli amına koyayım.
But if you know what's popping in the Philippines, you know that they got a whole generation of kids in the Philippines growing up without their mothers.
Ama Filipinler'de olanlardan haberdarsanız orada koca bir nesil çocuğun, annesiz büyüdüğünü bilirsiniz.
And it's very hard to come back to America and sit on the back of the bus after you've been in the South of France, getting your dick sucked for a Crunch bar or some crazy shit like that.
Fransa'nın güneyini görmüşlüğün, bir Crunch için sakso çektirmişliğin varken Amerika'ya dönüp otobüsün arkasına oturmak çok zor.
You could be a college student at Kent State, or in Mississippi, protesting the Vietnam War, and they shot them, too.
Kent Devlet Üniversitesi'nde ya da Mississippi'de Vietnam Savaşı'nı protesto eden öğrencileri de vurdular.
And a woman stood up in the back of the room, and she screamed out, "You are a fucking asshole for saying these things!"
Salonun arkasında bir kadın kalkıp "Böyle laflar ettiğin için şerefsizin önde gidenisin!" diye bağırdı.
I need you to know. Seriously, there's a lot of men in this room that identify themselves as feminists.
Bu salonda, kendini feminist olarak tanımlayan birçok erkek var.
You was in on the heist.
Sen de parçasıydın.
If you're hungry, and your friend says, "You know, people are starving in Africa,"
Karnın açken arkadaşın dese ki, "Afrika'da millet acından ölüyor."
Listen... is Kevin here? What are you doing in this area?
Buralarda ne arıyorsun?
You have reached the voicemail of comedic genius Dave Chappelle.
Komedi dehası Dave Chappelle'in telesekreterine ulaştınız.
Twenty years from now, he'll be tucking his kids into bed, and the kids will be like, "Daddy, tell me about the day you threw that banana peel at that nigger in Santa Fe."
20 yıl sonra çocuklarını yatırırken çocukları, "Babacığım, Santa Fe'de o pis zenciye muz kabuğunu attığın günü anlatsana," diyecekler.
So, if you're ever caught in traffic, and a black guy starts saying he just wants to talk to you, don't open the door.
Yani trafiğe takılırsanız ve siyahi bir adam konuşmak istediğini söylerse kapıyı açmayın.
What did you have in mind? "
Siz ne diyorsunuz? " dedi.
You just watch your buddy slowly die in a pool of his own shit.
Dostunuzun yavaşça bokunda boğulmasını izlerdiniz.
The lesson is if you are old and white and racist in this great country, whatever you do... don't tell your black girlfriend about that shit.
Ders : Bu yüce ülkede yaşlı, beyaz ve ırkçıysanız, ne yaparsanız yapın... bu saçmalıklardan siyahi sevgilinize bahsetmeyin. Çünkü... kaydı yapan oydu.