English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You in the back

You in the back tradutor Turco

11,456 parallel translation
My pal sees you move, or hears you breathe, he's gonna blast you in the back of your head.
Hareket edersen veya nefes alırsan, arkadaşım kafana sıkar.
Well, it's really your friends that'll stab you in the back, so...
Peki, insanı sırtından bıçaklayan arkadaşlarıdır, yani...
Just so you know it, the Men in Black are back.
Haberiniz olsun, siyahlı adamlar döndüler.
You stabbed your own team in the back, Qwark!
Kendi ekibini sırtından bıçakladın, Qwark!
Just like you stabbed me in the back, taking my fans, my sponsors, my lucrative endorsement deals, my parking space!
Senin beni sırtımdan bıçakladığın gibi, hayranlarımı, sevdiklerimi... hatta park yerimi bile! Sen benim kahramanımdın.
If they can find Ken in the middle of a back road, they're sure as hell are gonna find you.
Yolun ortasında Ken'i bulduklarına göre seni bulacaklarından da gayet eminler.
You know, I couldn't help but notice you ladies being hassled by that asshole in the car back there.
Yardım edemedim ama, şu arkadaki arabadaki götoğlanları tarafından rahatsız edildiğinizi farkettim.
Hey, you're the quiet guy in the back seat, Jake.
Hey, sen ortadaki sessiz çocuksun, Jake.
When you said you liked the quiet guy in the back seat best, was it just a line to piss off the other guys in the car, or was it true?
Ortadaki sessiz çocukten hoşlandığını söylediğinde, bu sadece arabadaki diğer çocukları kızdırmak için miydi, yoksa içten mi söyledin?
I'm sorry. Karen, will you get back in the goddamn car?
Karen, biner misin şu arabaya?
Will you please get back in the fucking car right now?
Lütfen biner misin şu arabaya?
Fail to hand me the master video when I'm back in New York tomorrow evening, and your troubles today will be longed for fondly compared to the realm you will find yourself in.
Yarın akşam New York'a dönene kadar bana orijinal kopyayı ulaştıramazsanız kendinizi bulacağınız cehenneme kıyasla bugün yaşadıklarınız rahmet gibi gelecek.
You probably know me as the star of the BBC Two documentary The Office, back in 2000 and...
Muhtemelen beni 2000 yılında yapılmış olan BBC Two belgeseli The Office'in yıldızı olarak tanıyorsunuz.
It bounces it back to you, you know, and then it says "Mailer Demon" at the top in all caps.
Onu sana geri döndürüyor, bilirsiniz, Ve sonra "Mailer Demon" yazıyor Tüm kapaklarda en üstte yer alır.
Tonight, the children of the Okarian will be sleeping at Mars-On-Earth dreaming under the stars of the day you will be looking back at the Earth from the quiet rim of Olympus Mons.
Bu gece, Gezgin'in çocukları.. Dünya'daki Mars'ta uyuyor olacak.. gündüz yıldızlarının altında rüya görecekler.
But just tell me you'll be back in the air soon.
Yakında uçmaya başlayacağını söyle.
Please review the safety instruction card in the seat back pocket in front of you.
Lütfen önünüzdeki koltukların arka cebindeki güvenlik kartlarına bakın.
If you do decide to stay, I can promise you... that by the time you're done here, you'll be able to go back into the world... and play a stable and productive part in it.
Okulda kalmaya karar verirsen, sana söz veriyorum... eğitimin bittiğinde normal hayata görüp... dengeli ve üretken bir birey olabileceksin.
In the meantime, in case your sister does come back while we're gone, you do what you should've done yesterday.
Bu arada biz yokken kardeşin gelecek olursa dün yapmamız gereken şeyi yapacağız.
Now back to you in the studio, John...
Şimdi stüdyoya dönüyoruz, John...
I'm gonna put two bullets in the back of your head before you can say eat my asshole.
Sen daha, "götümü yala" diyemeden, beyninin ortasına iki kurşunu gömerim, bilmiş ol.
You put it in the back of a woman, I reckon.
Hatırladığım kadarı ile, aletini, bir kadının göt deliğine sokmuştun.
I'm in the press area, so it'd be great if you give me a call back maybe if you can come over here and just talk to me.
İnanmalısın. İnanıyor gibiyim. Belki de biraz vakit alıyordur.
You remember that time we had to ride back from Rockaway Beach in the back of that freezer truck?
Rockaway Sahili'nden dönerken bindiğimiz dondurucu kamyonunu hatırlıyor musun?
Can you grab that comb for me in the back?
Şu tarağı verir misin?
If you don't wanna come back with me, at least point me in the right direction where we can start looking for this thing.
Eğer benimle geri dönmek istemiyorsan, En azından doğru yolu göster. Aramaya nereden başlamalıyız?
Oh, you know, will you go outside and start up the time machine there so we can all go back in time - for Dad, Conor.
- Dışarı çıkıp zaman makinesini çalıştır da babam için zamanda geri gidelim Conor.
You see, she got washed up in a fishing net so she's been in the city, and she's been dying to get back to the water, to her friends.
Bir balıkçı ağına yakalanıp şehirde kalmış ve suya, arkadaşlarına dönmeye çalışıyormuş.
You're gonna go down the street. You're gonna be back in ten minutes.
Sokağın ilerisine gidip on dakika sonra döneceksin.
But, you know, I was... I was in the... The New Zealand SAS back home.
Ben zaten New Zelanda'da özel kuvvetlerdeydim.
You got a body in the back of this thing?
Bu şeyin arkasında bir ceset var mı?
Why don't you guys both get in the way back?
Siz ikiniz neden arkaya geçmiyorsunuz?
Can you help me put these away in the back?
Bunları sırtıma koymamda bana yardım edermisin?
I had to get mine in the back, like everybody else, so what makes you so special, "G"?
Arkada benimkini almak zorundaydım, herkes gibi Öyleyse seni bu kadar özel yapan şey, "G" mi?
Because if Halle Berry came walking in right now and offered you them drawers, you trying to tell me you wouldn't take her in the back and just bed her down?
Çünkü Halle Berry şu anda içeri girseydi Ve onlara çekmece teklif etti, bana söylemeye çalıştın Onu geri al ve yatır mısın?
Her husband said she never came back home the same night you got off the train in Ardsley-on-Hudson.
Kocası Ardsley-on-Hudson durağında indiğiniz geceden beri eve gelmediğini söyledi.
Back in the day, I kept my fucking mouth shut for you, old man!
Zamanında senin için çenemi kapalı tuttum ihtiyar!
Yeah, you tell Dr. Shuman to get back in the lab immediately and get this thing sorted out.
Dr. Shuman'a hemen laboratuara dönüp bu işi çözmesini söyle.
We go way back with them, you know, so that's like pissing in the wind, son.
Onlarla ilişkimiz çok eskiye dayanır. Yani bu, rüzgara karşı işemek gibi olur evlat.
In the back of your mind, I thought that you knew, too.
İçten içe, aslıda sen de biliyordun bence.
You'll see me with a skate park in the back, a skate park in the front.
Beni şu arkada kaykay yaparken göreceksiniz, öne de bir kaykay alanı.
Dad, you're gonna have to type in your relatives all the way back to 300 BC.
Baba, 300 yıl önceye kadar... akrabalarını yazmak zorundasın.
If you're back for round two, I'm not in the mood.
İkinci tura geri döndüyseniz, ruh halimde değilim.
You know, every year, my cook Zephyr Wright - oh, the best damn chicken fried steak you ever put in your mouth - well, every year, she and her husband drive my Packard from Washington back down to the ranch for me.
Biliyorsun, her sene aşçım Zephyr Wright- - Ömründe yiyebileceğin en iyi kızarmış biftek- - Her sene o ve kocası, Packard'ımı benim için
Go back to what inspired you in the first place, you know, what really got you...
İlk olarak bu işe kalkışmana sebep olan şeye dön. Gerçekten seni etkileyen şeye.
You go back in that forest again, consider yourself locked in your room the rest...
O ormana bir daha gidersen, buradan gidene kadar seni odada kilitli...
Whenever we go out, you always sit in the corner, with your back to the wall, like you are afraid of your own shadow.
Ne zaman dışarı çıksak, köşeye oturup sırtını duvara yaslıyorsun. Kendi gölgenden korkuyormuş gibi.
You'll be back in the U.S. before you know it.
ABD'ye döneceksin Bilmeden önce.
Did you read about the teacher buried in the back yard of his cabin?
Arka bahçesine gömülen öğretmen hakkında duydunuz mu?
Would you wanna get a drink with me in the back room?
Arka odada benimle bir içki içmek ister misin?
Yes. Okay, you're going back in the pond.
Evet, tamam, Göle geri dönüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]