You must help me tradutor Turco
337 parallel translation
- Victor, you must help me.
- Victor, yardım etmelisin.
You must help me.
Yardım et.
It's treason, and I must be careful in the future... but you must help me by not exciting me with your beautiful eyes.
Bu vatan hainliği ve gelecekte dikkatli olmalıyım ama o güzel gözlerinizle beni heyecanlandırmayıp yardımcı olmanız gerekiyor.
" You must help me to see you alone again.
" Seninle baş başa görüşebilmem için bana yardım etmek zorundasın.
You must help me, Nanine.
Bana yardım etmelisin Nanine.
You must help me, Paul.
Bana yardımcı olmalısın Paul.
Inspector, you must help me!
Müfettiş, bana yardım etmelisiniz.
You must help me!
Yardım etmelisin!
You must help me.
Bana yardım etmelisin.
You must help me, hide me!
Saklanmama yardım etmelisin!
Now can you understand why I must get out of this, why you must help me?
Şimdi neden bundan kurtulmam gerektiğini, bana neden yardım etmen gerektiğini anladın mı?
- You must help me to decide.
- Karar vermeme yardim etmelisiniz.
Mr. Burnside, you must help me!
Bay Burnside bana yardım etmelisiniz.
You must help me!
Bana yardım etmelisiniz!
Please, you must help me.
Lütfen, yardım et.
You must help me and my wife get into the Soviet Zone.
Bakın Komiser bana ve karıma Sovyet Bölgesi'ne geçmemiz için yardım etmelisiniz.
- You must help me!
- Bana yardım etmelisin!
It's not easy, you must help me.
Kolay değil... Bana yardım etmelisin.
So you must help me.
O halde bana yardım etmelisiniz.
No, you must help me to convince her.
Hayır, onu ikna etmek için bana yardım etmelisin.
You must help me. Before it goes too far.
Daha da ileri gitmeden bana yardım etmelisin.
But you must help me!
- Ama bana yardım etmelisin.
You must help me, he kidnapped my daughter.
Bana yardım etmen gerek, o kızımı kaçırdı.
You must help me to get back the sword
Bana kılıcı geri almamda yardım etmelisin!
Then it would be more difficult on my own You must help me out
Ama tek başıma olursam daha da imkansız olur bana yardım etmelisin
You must help me.
Bana yardım etmelisiniz.
You must help me prevent it.
Bunu önlememe yardım et.
- Zezé, you must help me.
- Zezé, bana yardım et.
You must help me find him! We'll do our best, I assure you.
- Onu bulmama yardımcı olmalısınız.
You must help me.
Yardım etmelisin.
You must help me
Bana yardım etmelisin
Mattei, you must help me.
Mattei, bana yardım etmelisin.
Kitty, we must go to the police, you must help me!
Kitty, polise gitmeliyiz, bana yardım etmelisin!
Please, you must help me.
Lütfen, bana yardım etmelisin.
"Dr V, Dr V, Dr V. You must help me, Dr V."
"Dr. V, Dr. V, Dr. V bana yardım etmelisin, Doktor V."
I must help you to give me up.
Beni bırakmana yardımcı olmalıyım.
I want to apologise for all the trouble I have caused you and to thank you for all the help you've given me but I must insist that you do not follow me.
Rahatsız ettiğim için özür dilemek isterim yardımlarınız için çok teşekkür ederim ama takip etmemeniz için ısrar edeceğim.
You must not look to me for help.
Benden yardım beklememelisin.
Will you come out and help me find some clothes or must I come in and get you?
Dışarı çıkıp elbise bulmamda bana yardım edecek misin yoksa gelip seni zorla mı alayım?
You must help me.
Bana yardım et.
You must tell me how I can help them.
Onlara nasıI yardım edebileceğimi bana söylemelisin.
Journet, if you don't want to remain in hiding for the rest of your life you must return to the hotel and help me to put an end to this monster for all time.
Journet, eğer ömrünün geri kalanını saklanarak geçirmek istemiyorsan otele dönmeli ve bu canavarı tamamen durdurmak için bana yardım etmelisin.
If you don't help me, i must send it.
Yardım etmezsen, göndermek zorundayım.
You must have a good reason for not wanting to help me.
Bana yardım etmemek için iyi bir sebep öne sürmelisin.
I will help you when you're better. You must come and see me.
İyileştiğinde gelip beni bul sana yardımcı olurum.
If I am to help your sister-in-law, there are certain things you must do to help me however unorthodox they may appear.
Görümcenize faydalı olmamı istiyorsanız, bana yardım etmek için, garip görünse de... - yapmanız gereken şeyler var.
You must forgive me for staring at you, but you look so beautiful, I really couldn't help it.
Size gözlerimi dikip baktığım için özür dilerim. Ama öyle güzelsiniz ki kendime engel olamadım.
You must help me give it up.
Ölmeme yardımcı olmalısın.
But if I'm to help you out, as I've always done, and you were so happy then, you must tell me something!
Her zaman olduğu gibi sana yardım etmek istiyorum... o zamanlar çok mutluydun, Ne olur bir şey iste benden!
I would like to help you and repay the debt I owe Togashi-san, but I must ask you to spare me this
Sana yardım etmek istiyorum ve Bay Togashi'ye olan borcumu ödemek. Ama bu sizin için yetersiz olur.
I must return to my country and you're gonna help me.
Ülkeme geri dönmeme yardım edeceksiniz. Kim?
you must be tired 132
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you mustn't 153
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119