You say it tradutor Turco
26,661 parallel translation
I can't wait to hear you say it.
Aynısını senin ağzından duymayı dört gözle bekliyorum.
Either you say it, or I do.
Ya sen söylersin, ya ben.
Did you say it was fuzzy math? Did you say that?
Bu işte bir iş olduğunu söyledin mi?
Yeah, you say it, Han!
Yapıştır hadi, Han!
I heard you say it, Nick.
Dediğini duydum, Nick.
Can you say it?
Bidaha söylermisin?
If you're gonna stay on this ship, I need to hear you say it : you're okay with this.
Bu gemide kalmak istiyorsan bu plana uyacağını söylemene ihtiyacım var.
No, trust me, nothing that you say is gonna make it any worse.
Hayır, güven bana, söyleyeceğin hiçbir şey daha kötü hâle getirmeyecek.
The important thing is, are you gonna say it back?
Önemli olan, sen de ona söyleyecek misin?
If you have walked around and inspected, if you have made the anonymous bid... If you have gone behind my back, is a good time to say it now.
Eğer etrafta dolaşıp denetlemişsen, eğer o isimsiz teklifi sen yapmışsan eğer arkamdan iş çevirdiysen, şu ana söylemenin tam zamanı.
Hey, if you think I'm lying, then just say it, huh?
Yalan söylediğimi düşünüyorsan, söyle.
If you're so unhappy with this relationship, just say it.
Eğer bu iliskide bu kadar mutsuzsan, sadece söyle.
You could say it about so many things.
Birçok şey hakkında bir şeyler söyleyebilirsiniz.
What do you say, troops? Keep it or send it back?
Ne dersiniz millet bizde mi kalsın yoksa geri mi gönderelim?
Yeah, okay, I also just wanted to call and say thanks for, you know, seeing that Mutiny Exchange wasn't something we could do on our own and that it was smart to buy SwapMeet.
Ayrıca aramışken, şey için teşekkür etmek istemiştim. İsyan olarak tek başımıza fazla ilerleyemeyeceğimizi SwapMeet'i alarak güzel bir fikri önceden gördüğün için.
No one ever said you weren't. They don't have to say it.
Söylemelerine gerek yok ki.
Is it okay for me to say I'm happy for you?
Senin adına mutlu olduğumu söylemem senin için uygun mu?
You can't say it like that.
- Böyle söylememelisin.
Say that you regret it.
Pişman olduğunu söyle.
You say that like you didn't say it five minutes ago.
Sanki 5 dakika önce söylemediğin bir şeyi söylüyorsun.
Would you say you made, like, a big stink about it?
Neyin sunumunu yaptın, başarısız deneyinin mi?
Jane. Before you say another word, yes, Brown is telling people that he's coming for you, but I'm on it.
- Sen bir şey söylemeden önce, evet, Brown insanlara senin için geldiğini söylüyor ama hallediyorum.
Caroline, six years ago, you had a billion dollars, and now... I'm gonna say it...
Caroline altı yıl önce milyar dolarların vardı ve şimdiyse... söylüyorum...
Think of it as a way to say "I'm sorry for handcuffing you to a car door." Except I'm not.
Bir nevi "Seni arabanın kapısına kelepçelediğim için üzgünüm." demen gibi düşün. - Üzgün olmamam dışında.
And don't say it's'cause you missed me.
Beni özlediğin için deme sakın.
You know, it's hard to say.
- Söylemesi zor.
It's fine. You can say it's from you.
Önemli değil, ben aldım der geçersin.
And if we find her alive, it's gonna be very interesting to hear what she has to say about you, her loyal protégé.
Eğer canlı olarak bulursak sadık çırağı hakkında söyleyeceklerini duymak çok ilginç olacak.
You know, when you use my own words against me like that, it's actually really hard to say no.
Benim laflarımı bana karşı kullanınca hayır demek çok zor oluyor.
- Oh, it's easy for you to say.
- Çok basitmiş gibi anlatıyorsun.
Okay, so, say that all happened like you just said it did, which is crazy.
Sizin dediğiniz gibi olduğunu varsayalım. Ki bu manyakça.
Well, I just want to say, it's an honor to meet you.
- Elbette. Seninle tanışmanın büyük bir onur olduğunu söylemek istedim sadece.
You'll have to admit, it was fun while it lasted.
Kabul etmelisin eğlenceli sayılırdı.
Uh, and I wanted to say... if you ever want to talk, I know what it's like to come back and not feel like you really fit.
Söylemek istediğim eğer konuşmak istersen geri dönmenin ve uyum sağlayamamanın nasıl olduğunu bilirim.
It's a dead man's look - - eyes that say no matter where you go or what you do, it feels like this world doesn't fit anymore, like you're all alone.
Ölü adamın bakışları. Gözlerin nereye gidersen git, ne yaparsan yap dünyanın sana uymadığını söylüyor. Sanki tamamen yalnızmışsın gibi.
Would you say that was worth it?
Buna değer mi?
She said she heard you say to Dad, "I'm gonna tell them it was you."
Duyduğuna göre babama "Sen olduğunu onlara söyleyeceğim" demişsin.
What is it you want to say at the service?
Törende söylemek istediğin şey ne?
If you have something you want to say, just feel free to share it with me now.
Söylemek istediğin bir şey varsa şimdi benle paylaşma konusunda rahat ol.
Yeah, I'd say the same to you but you won't need it.
Sana da aynısını söylerdim ama ihtiyacın yok.
- It wasn't a compliment. - Look, Lady, I don't wanna be here with you anymore than you wanna be here with me. So let's just... get some sleep and we'll say our goodbyes in the morning.
- Dinle Bayan, Senin benimle burada kalmayı istemenden daha fazla seninle kalmak istemiyorum. yani bu yüzden... birazcık uyuyalım ve sabah erkenden vedamızı edelim.
But she moped and moped and... well, you can't say it, but you know how pushy Asian girls are.
Ama bunalttı. Söyleyemezsin ama Asyalı kızların ne kadar zorladığını bilirsiniz.
Now that Wyatt Earp has put some points on the board, they can stop using your son to stick it to you.
Wyatt Earp birkaç sayı kazandırdı. Sana bağlı olan oğlunu kullanmayı bırakabilirler.
That's why we say it has a ring. To tell the world that you're gay... to tell yourself... is not something you do out of convenience.
Dünyaya gay olduğunu söylemek kendine söylemek kolaylıkla yapılabilecek bir şey değil.
Andrea. Whatever you think you saw, you're not gonna say anything about it.
Andrea. onun hakkında bir kelime konuşmayacaksın.
It might help if you could say their names.
Adlarını söylersen yardımı olabilir.
Well, it seemed like you were about to say it out loud.
- Yüksek sesle söylüyorsun gibi görünüyordu.
I know you took it. Just please God say you haven't sold it yet.
Aldığını biliyorum, ne olur henüz satmadığını söyle.
I can't say I see it myself... but if you like to have his number?
Öyle söyleyemeceğim... ama istersen numarasını alayım?
But yo... you're so far into it you little people pleaser that you haven't got the guts to say, "Stop!"
Ama sen... içine girdin, küçük insanlar zevkle Söyleyecek cesaretin yok "Dur!"
All right, you want me to say it?
Tamam, söylememi mi istiyorsun?
you say yes 16
you say something 57
you say that every time 21
you say 1269
you say no 28
you say that now 64
you say the word 43
you say that like it's a bad thing 55
you say nothing 34
you say so 24
you say something 57
you say that every time 21
you say 1269
you say no 28
you say that now 64
you say the word 43
you say that like it's a bad thing 55
you say nothing 34
you say so 24
you say that 153
say it louder 17
say it like you mean it 26
say it ain't so 28
say it again 435
say it out loud 26
say it one more time 17
say it with me 60
say it to my face 30
say it 2024
say it louder 17
say it like you mean it 26
say it ain't so 28
say it again 435
say it out loud 26
say it one more time 17
say it with me 60
say it to my face 30
say it 2024
say it now 38
say it to me 18
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
say it to me 18
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322