Your bed tradutor Turco
4,467 parallel translation
This is your bed you share with her.
Burası senin yatağın onunla beraber yatıyorsun.
I-I put some things out for you on your bed.
Yatağına senin için bir şeyler bıraktım.
You said you didn't take it, but Jamie found it under your bed.
Almadım dedin ama Jamie yatağının altında bulmuş.
There is a burned-out outlet inches from your bed.
Burada yatağınızın yanında yanmış bir priz var.
Now we know that the fire started in an outlet right next to your bed.
Şu anda yangının yatağınızın hemen yanındaki fişten çıktığını biliyoruz.
What-what am I doing in your bed?
Yatağında ne işim var?
I got to tell you, your bed ruined me.
Şunu söylemem lazım, yatağım mahvetti beni.
I'll sleep in your bed, you can go on the couch.
Ben senin yatağında uyurum, sen kanepede yatarsın.
Keep it under your bed.
Yatağının altında sakla.
Keep it under your bed.
Yataginin altinda sakla.
And you had some juicy porn under your bed.
Yatağının altında ilginç pornoların vardı.
Uh... after dinner, we watched a rerun of Rockford Files, and then she opened a bottle of, uh, cream sherry, and the next thing I know, she was tucking me into your bed.
Yemekten sonra, Rockford Dosyaları'nın tekrarını izledik. Sonra annen bir şişe şeri açtı, sonra da bir baktım beni senin yatağına sokuyor.
Yet, Paul, she still seems to share your bed.
Ancak Paul, öyle görünüyor ki hâlâ seninle aynı yatağı paylaşıyor.
So is the paraphernalia that was by your bed.
Yatağındaki özel eşyaları da oraya koydum.
You have centipedes living under your bed!
Yatağının altında kırkayaklar yaşıyor.
But I cannot tamper with a crime scene. We can try to help you sell the truth, try to explain away your lies to the cops, dead woman lying in your bed, but you have to ask yourself, will the police believe you?
Sana yardım etmeye, polislere neden yalan söylediğini yatağında ölü bir kadının ne aradığını açıklamaya çalışabiliriz ama kendine şu soruyu sor :
Shouldn't you be leaving for your bed-and-breakfast soon?
Otel rezervasyonunuz için yola koyulmanız gerekmiyor mu sizin? Birazdan koyulacağız.
You keep that on your bed stand?
Sen yatakta üzerinde durmak tutmak?
We found your photo collection, the one hidden under your bed.
Yatağının altında sakladığın fotoğraf koleksiyonunu bulduk.
No "we." You made your bed.
"Biz" yok. Kendi düşen ağlamaz.
Put pillows in your bed so it looks like you're in it and sneak out.
Yatağına yastık koyarsın, yatıyormuşsun gibi görünür. Sonra da kaçarsın.
When you're done, I want you to go upstairs and make your bed.
Buradaki işin bittiğinde yukarı çıkıp yatağını yapmanı istiyorum.
That night... Your mother had already gone to bed When the police called,
O gece polis aradığında annen çoktan yatmıştı ama ben hâlâ ayaktaydım.
Your mother just went to bed.
Annen sadece yatağa gitti.
And you will do so by the time I count to three, or I will drag your ass out of this bed.
Üçe kadar saydığımda ayağa kalkacaksın yoksa zorla kaldırırım seni bu yataktan.
It goes without saying, Lemon, that nothing will happen in this bed tonight, and I am referring, of course, to your...
Birşey söylemeye bile gerek yok, Lemon, Bu gece bu yatakta hiçbirşey olmayacak, Tabiiki gönderme yapıyorum sindirim sisteminden kaynaklanabilecek kazalara.
Get in bed first, your highness, you'ii feel better.
Hadi yatağa gel, majesteleri, daha iyi hissedeceksin.
Really, when you're lying in bed at night and I happen to cross your mind, what do you call me?
Cidden, gece yatakta uzanırken aklına geldiğimde benim için ne diyorsun?
Say it already, or I'll crawl out of this bed and kick your fucking ass.
Hemen söyle yoksa bu yataktan sürünerek çıkıp ağzına feci sıçarım.
This better not end up with you in bed with her telling her your secret.
Bu işin sonu yataktayken küçük sırrını söylemek olmasın.
Now... Take your clothes off, put them in your drawer, and meet me in the bed.
Şimdi kıyafetlerini çıkar çekmecenin içine koy ve benimle banyoda buluş.
I brought you some hot chocolate, your slippers are beside the bed, and I don't want to rush you, but breakfast is ready downstairs.
Sana sıcak çikolata getirdim terliklerin de yatağın yanında ve acele etme ama kahvaltın alt katta hazır.
Now go to bed, and don't forget to wipe your toes before you go inside.
Şimdi doğru yatağa. İçeri girmeden önce parmaklarını temizlemeyi unutma.
Want to move your twin bed over here?
Yatağını bu tarafa yanaştırmak ister misin?
But the positive part of Ed's story is that when you know your partner well enough, you can resolve things and not go to bed angry.
Ama Ed'in hikâyesinin olumlu tarafı eşinizi yeterince iyi tanıdığınızda sorunları çözebilmek ve yatağa kızgın girmemektir.
And "In Your Eyes" by Peter Gabriel. Which gives one pause to think of the myriad of ways a man can be obsessed by a woman, and what is she doing in bed to inspire that kind of obsession, and can she teach us?
... ve diğeri "Gözlerinde" Peter Gabriel tarafından söylenen ki bir adamın bir kadına tutku duymasının birçok yolunu durup düşünmemize neden olur ve öyle bir tutkudan ilham almak için o yatakta ne yapıyor ve bize öğretebilir mi?
Your mom washes dishes and your dad is sick in bed, who'd pay for your school?
Annen bulaşık yıkıyor, baban hasta yatıyor, Okul parasını kim ödeyecek?
Waking up with a dead dog in your damn bed?
Kahrolası yatağında ölü bir köpekle uyanmak?
Do you think you can try sleeping in your own bed tonight?
- Bu gece yatağında yatabilir misin?
Plus, we made you a first-night-in-your-bed cake.
Ayrıca, sana, "yatağında ilk gece" pastası yaptık.
Yeah, and those puppy dog eyes every time he forgets your birthday, or leaves his wet towel on the bed, or runs over your pet gerbil.
Evet, ve o ne zaman doğum gününü unuttuğunda, yatağının üstünde ıslak havlu bıraktığında, evcil kemirgenini ezdiğindeki, yavru köpeğine benzer gözlerine ne demeli.
So please tell me, why did your son have Keith's belt under his bed?
Şimdi lütfen söyle bana : Keith'in kemeri, oğlunun yatağının altında ne arıyordu?
I'll use the one in the fake rock in your flower bed.
Çiçeklerin oradaki sahte taşın altındakini kullanırım.
What I'm not open to is not sleeping on the floor listening to your drunk ass fart and snore all night in the only bed which I'm sure is why you wanted this room.
Açık olmadığım şey, yerde uyumak çıkardığın gazların ve tek yatakta yatarken horlamalarının sesini dinlemek. Muhtemelen bu odayı istemenin nedeni de buydu.
So get out your wallets, or your... your man purses, or whatever, and give now,'cause I hope never to be up again this early, unless it's rolling over with a couple of you in bed.
Yani daldırın elleri ceplere yahut ne bileyim erkek cüzdanlarınızı çıkartın falan neyse ve bağışlayın çünkü birkaçınız yatakta yanımda olmadan bir daha asla bu kadar erken kalkmak istemiyorum.
I just left Jessica and your boss, and I know what I saw. They're in bed together, and I don't mean having sex.
Beraber yatağa girdiler, seks yapıyorlar manasında demiyorum.
But then when she starts bringing knives into bed and making you fear for your safety? It's really, really fun.
Ama sonra yatağa bıçak getirmeye başlayıp seni can güvenliğinden korkar hâle getirirse çok ama çok eğlenceli olur.
You get to sleep in your own bed.
Kendi yatağınızda kendinize bir uyku çekebilirsiniz.
And keeping your wife's bed warm would fit you better.
Ve karının yatağını sıcak tutmak sana daha çok yakışır.
I shared a bed with your Ellen. Agh!
Ellen'inla yatak paylaşmıştım.
Tell your brother to brush his teeth and wash up for bed.
Kardeşin elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçalasın da yatsın.
your bedroom 20
bedroom 160
beds 45
bedtime 108
bedford 17
bedroom apartment 38
bedbugs 21
bedrooms 25
bedroom's clear 17
your phone 169
bedroom 160
beds 45
bedtime 108
bedford 17
bedroom apartment 38
bedbugs 21
bedrooms 25
bedroom's clear 17
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your point being 45
your dad 423
your mother is dead 28
your highness 1544
your mind 60
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your point being 45
your dad 423
your mother is dead 28
your highness 1544
your mind 60
your brother 593
your face 246
your call 269
your heart 112
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189
your face 246
your call 269
your heart 112
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23
your hand 189