Слабое утешение tradutor Turco

Это очень слабое утешение

Bunun çok küçük bir teselli olduğunu düşünüyorum.

Ну, для вас это, конечно, слабое утешение но полагаю, что вам обоим ещё оченьдалеко до моих "достижений" в области неудавшихся романов.

Belki bu senin için küçük bir teselli olabilir. Benim başarısızlık dereceme ulaşmak için çok çalışmanız gerekecek.

- Ну, это - слабое утешение.

Bu çok küçük bir telâfi.

Конечно, слабое утешение, но ты спас мой брак.

Bunun bir teselli olmadığını biliyorum ama evliliğimi kurtarmama yardım ettin.

слабое утешение, что общество будет собирать осколки, оставив нам новые штрафы вместо выкупа.

Toplumun parçaları toplayacak olması pek teselli edici değil yasaklamadan ziyade cezalandırma çok önemli.

- Слабое утешение.

- Kuru bir teselli oldu. - Evet.

Фраза, что отсутствие новостей, хорошая новость - слабое утешение.

Bir olaydaki iyi olmayan hiçbir haber teselli edici değildir.

Слабое утешение, но когда я хочу увидеться с бабулей, я рада, что мне есть куда пойти.

Çok bir şey gibi durmayabilir ama büyükannemi görmek istediğim zaman gideceğim bir yerin olmasını seviyorum.

Я знаю, это слабое утешение, но у меня есть причины верить, что его убийство не связано ни с какой подпольной торговлей.

Acınızı hafifletmeyeceğini biliyorum ama ölümünün iddia edilen içki kaçakçılığıyla bağlantılı olmadığına inanmak için sebeplerim var.

Чёрствая выпечка это слабое утешение для человека, потерявшего страуса.

Bayat hamur işi devekuşundan yoksun kalmış bir adam için sadece bir yalandır.

Слабое утешение, знаю.

Ufak bir teselli, biliyorum.

Слабое утешение. Ты думаешь, в тюрьме много невиновных?

Hapiste çok masum kişi olduğunu düşünüyor musun?

Слабое утешение.

Ufak da olsa tesellim oluyor.

Вы "думаете"? Слабое утешение для вашей коллеги из Бюро, которую за это отстранили от работы.

Bunun sonucunda FBI'daki arkadaşın uzaklaştırılırsa umarım bu onu teselli eder.

Слабое утешение, но я себя и подавно.

Eğer seni teselli edecekse, ben kendimden daha çok nefret ediyorum.

Возможно, это слабое утешение, но я убеждена, что Ганнибал искренне считал, что всё то, что он делает - вам на пользу.

Belki bir derece rahatlatıcı olur fakat Hannibal'ın senin için elinden gelenin en iyisini yaptığına eminim.

Это не слабое утешение.

Hayır, bu bir derece değil ;

Пусть это и слабое утешение, вы сделали правильный выбор.

Şu anda bunu duymak istemiyor olabilirsin ama bence doğru kararı verdin.

Слабое утешение, понимаю.

Küçük bir teselli, biliyorum.

Как по мне - слабое утешение, потому что, не будь это пьесой, "Ну-ну, Эвелин" так бы не расстроился.

Bu bana hiç teselli gibi gelmemişti çünkü, oyun olmasaydı o zaman "Sakin ol, Evelyn" o kadar üzülmezdi.

- Слабое утешение, учитывая, что мы потеряли.

Bugün kaybettiklerimizin yanında ufak bir teselli sadece.

Наверное... наверное, это слабое утешение, но вы хотя бы убереглись.

Belki... Belki seni teselli etmez ama en azından sen kaçındın.

Слушай, я знаю, что это слабое утешение после 20 лет.

20 yıl sonra seni teselli etmez biliyorum.

Слабое утешение, но по крайней мере нам снова можно называть их проститутками.

Küçük bir gelişme, en azından onlara fahişe diyebiliriz.

... Я знаю, дорогая, разговор, пусть даже долгий и чудесный, лишь слабое утешение в отсутствии объятий и общего сна.

Biliyorum, sevgilim.