Artık değil tradutor Inglês
15,499 parallel translation
Artık değil.
Not anymore.
Rıhtım önceden bizim kontrolümüzdeydi, artık değil.
See, we used to cover the docks, not anymore.
Rıhtımın kontrolü bizdeydi, artık değil.
See, we used to cover the docks, not anymore.
- Artık değil.
Not anymore.
- Sokak gruplarından bıktık artık değil mi? - Lütfen.
- Enough with the street bands, though, right?
- Artık değil Helga.
- Not anymore, Helga.
- Artık değil.
- Not anymore.
Artık değil.
Not anymore. Since when?
Julie, artık yok, artık değil.
Julie, no more, no more.
Artık değil.
No longer.
Delaware suçlamaya yetecek delile sahip değil yani idam cezası resmi olarak yok artık.
Delaware doesn't have the evidence to charge and extradite, so... the death penalty is officially off the table.
Ne yaptığımı biliyorum ama lütfen işim artık umurumda bile değil sadece ailemi korumak istiyorum.
I know what I've done here. But please. I don't give a shit about my job anymore.
Artık eve gidebileceğini biliyorsun değil mi?
You know you can go home now, right?
Artık bu... artık bu bir açığa çıkarma değil, bu ne?
So, it's not... it's not an exposé anymore, it's what?
Burası artık senin şehrin değil.
It's not your city anymore!
Bu artık senin savaşın değil Ta-er Al-Sahfer.
This isn't your fight anymore, Ta-er Al-Sahfer.
Nelerle uğraştığımı artık anlıyorsun, değil mi?
Unbelievable. You see what I'm dealing with now, don't you?
Hatırlıyorsun artık, değil mi?
You're remembering it now, aren't you?
Hiçbir yer, hiç kimse güvende değil artık.
Nowhere, no one is safe anymore.
Artık kaportanın üstünde değil.
And now, he moved out of the hood.
İçindekileri bir mikrofona dökmek artık ucuz bir şey değil.
Screaming your heart out into a mike, it ain't cheap anymore, okay?
Artık sadece Hickman'ı değil, karısını da şüpheli olarak düşünmeliyiz.
And now not only is Hickman a suspect, we have to think about his wife as well.
Artık sadece Hickman'ı değil, karısını da şüpheli olarak düşünmeliyiz.
And now not only is Hickman a suspect, we have to think about his wife as well. Provenza :
Tabii, biz artık aileyiz, değil mi?
Of course, we're family now, aren't we?
Artık aile geleneğimiz oldu, değil mi?
This is like our family tradition, right?
Var olduğumuza inanırlar artık, değil mi?
They're gonna believe we exist now, right?
Pat Garret bu kez risk almayacaktı. Çünkü artık Bill'i tutuklamak değil, öldürmek istiyordu.
And this time Pat Garrett's not taking any chances, because he's not out to arrest Billy, he's out to kill him.
Kütüphane artık iyi değil.
The library's not good anymore.
O artık senin annen değil.
_
Artık Bolivar'ın bedeninde değil mi?
He is no longer in Bolivar's body?
- Burası artık güvenli değil.
It's no longer safe here.
Artık kız arkadaşım falan değil, tamam mı?
What she is is no longer my girlfriend anymore, okay?
Artık büyük kocaman bir aile olduk, değil mi?
We all one big happy family now?
Bu tüyler artık benim, o değil.
These feathers are me now, not him.
İspanya artık bir seçenek değil.
Spain is no longer an option.
Hiçbir şey kolay değil artık.
Nothing is simple anymore.
Burası artık güvenli değil.
It's no longer safe here.
Artık karınız da yapamaz. Değil mi?
Neither can your wife anymore..... can she?
Kocam Randall artık kocam değil.
My husband Randall... he's not my husband anymore.
Babam belki onunla yüzlemiyor, ama doğrusu o artık burada değil.
Maybe Dad can't face it, but the truth is, she isn't here anymore.
İkram içki servisi artık yeterli değil.
Free bottle service isn't enough anymore.
Artık hamallık değil, yöneticilik yapıyorum.
I do the pointing now, not the lifting.
Çincem artık eskisi gibi değil. Eskiden de çok kötüydü bu arada.
My Chinese isn't what it used to be, and it used to be awful.
Pek o kadar küçük değil artık ama kesinlikle hâlâ afacan.
Well, she's not so little anymore, but definitely still a rascal.
Carolina artık özgür zenciler için güvenli değil.
It ain't safe to be a colored free man in Carolina no more.
Onlarla iletişimimizi koparmamaya çalıştık baba fakat artık hiçbiri Carolina'da değil.
We tried to keep in touch with them, Daddy, but, uh, ain't none of them in Carolina no more.
Artık öyle değil.
Not anymore.
Burada artık hiçbir şey sizin değil.
Ain't nothing here that's yours anymore.
Artık nişanlısı için değil onunla birlikte çalışıyor.
Who will now be working not for but with his future wife.
- Biliyorsunuz kardeşim artık Kraliyet Evlilikleri Yasası'nın sınırlamalarına dâhil değil ve evlenmek için iznime ihtiyacı yok.
- As you know, my sister is now free from the constraints of the Royal Marriages Act and no longer requires my consent to marry.
Artık umrumda değil.
I don't care any more.
artık değilim 60
artık değilsin 23
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
artık değilsin 23
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66