Bana da tradutor Inglês
31,578 parallel translation
Yani sorum şöyle... Ne alıyorsan bana da ver?
I guess what I'm asking is, what are you taking, and can I have some?
Bana da kardeşinin telefon numarasını bulun.
And get me the sister's phone number.
Bana da olabilirdi bu!
It could've been me!
Venture'da bana da koltuk teklif ettiler ama ben reddettim.
They offered me a seat on the Venture, but I turned them down.
- Pekala, tamam... Çıkıp bu yavruyu gördüğünde ne dediğini bana da söyle.
- All right, well, you let me know what he says when he comes out and sees this puppy.
Payne'e ulaştığına göre, bana da ulaşacaktır.
If she knows about Payne, she knows about me.
Bana da anlatacaksın.
Now you're gonna tell me.
Serumu bana da enjekte et.
Give me the genomic fossil serum.
Büyükannem öteki dünyayla nasıl konuşulduğunu biliyordu, bana da öğretti.
She knew how to talk to the other side, and she taught me.
- Biliyorsan bana da söyle.
- You got me.
Bailey bana da kimseyle konuşmamamı söyledi.
So, Bailey told me, too, not to say anything to anybody.
Bana da alıp getirir nisin?
Oh, would you grab me some?
Bana da bunu mu yaptınız?
Is that what you did to me?
Bunu bana da söylemiştin.
You told me that.
Bana da söylemedi.
He didn't tell me.
Bana da oluyor.
It happens to me too.
Rut'ın hasarlı 4Runner'ı epey arkamızda kalıyor. Ama ön tarafı aksarken,... bana da intikam fırsatı sunuyor.
- Rut's damaged 4Runner is putting us even further behind, but while he limps along up front, it's giving me plenty of time for payback.
Kanada'da snowboardun olmadan kayak yapman bana biraz garip geldi.
Find it a little odd that you're in Canada snowboarding without your snowboard.
Voydian bana, Rusya, Ukrayna'yı karıştıracak bilgisini vermek istedi sonra da Ukrayna Başkanı öldü mü?
Voydian tries to get me intel on the Russians'raid in Ukraine and now the Ukrainian president is dead?
- Bana da ver.
- Wait.
Bu yüzden merak ediyorum da, bu akşam özel bir iyilik olarak bana Malcolm demeyi kabul eder misiniz?
So I wonder, as a special favour tonight, would you consider calling me Malcolm?
Bana Pablo'yu ya da Blackie'yi ya da bir başkasını verin, size yardım edeyim.
Give me Pablo, or Blackie or someone else, then I'll help you.
Senin bana baktığın gibi sana da bakılacak.
You'll be taken care of like you've taken care of me.
Bu da bana fazladan 170 beygir gücü salıyor.
And that gives me another 170 horsepower.
Artık çocuklar da tıraşlamıyor. Bunu şaşırtıcı buluyorum çünkü bana yetiştiler sonunda.
You know, the kids aren't shaving now, either, which is amazing because they've finally caught up to me.
Bana bakmadığını da biliyorum.
All right, and I know she ain't looking at me.
Benimle konuşurken üslubuna dikkat et. Sonra da ofisimden siktir git! Emaneti çıkarttırtma bana.
Now, you better check your tone and get the fuck up out of my office before I go get the heater.
İster herkese hayatta olduğumu söylersin ya da kalbinin sesini dinler ve bana yardım edersin.
You can either tell everyone I'm still alive, or you can trust your gut and let me keep trying to figure this thing out.
Babam hayalet geni bana yaptığı gibi ona da enjekte etmiş olmalı.
My father must have given her the ghost gene like he did to me.
Evet, Jackson bunların ona da olduğunu söyledi bana.
Yes. Jackson explained to me that it was happening to him, too.
Kuleye bağlantıda kal, uçağı takip et ve Amiral Rader'ı bana getir.
Keep talking to Dulles tower, track the plane, and then get me Admiral Rader.
Sonra da geri gelip bana babamla ilgili şeyler söylediğini.
And then he'd come back and tell me stuff about my dad.
Az da olsa merak etmediğini söyleme bana.
Don't tell me you're not the least bit curious.
Bu arada ben Dr. Katowski, ama siz bana Doktor ya da Doktor Key diyebilirsiniz, ki çoğu insan bana Doktor Key der.
Now, then, I'm Dr. Katowski, but you can call me Doc or Dr. K, which is what most people choose to do
Sürekli bana mesaj atıyor ya da beni çağırıyordu. Ama sonra sadece durdu.
She was constantly texting me or calling me, but then it just stopped.
Ancak sizin bana verdiğiniz güven sayesinde birlikte paylaştığımız hayal ve umutlarla bir Network'da toplandık.
But with the trust you have given me, with the dreams and hopes we share, we have joined into a Network.
Eskiden kötü işler yaptığını söyledi bana fakat şimdi kiliseye gidiyor, içki ya da uyuşturucu almıyor.
He told me he used to do bad things but now he goes to church and doesn't drink or do drugs.
Lakin, bu yerin bana öğrettiği bir şey varsa, o da, sadece ve sadece birbirimize güvenebileceğimizdir.
But if there's one thing this place has taught me, It's that the only people we can trust are each other.
Benimle ilgilenmene ya da Harriet'in bana ihtiyacı olmadığı zamanlarda aramana gerek yok.
You don't need to, like, check in on me, okay? Or call unless Harriet needs me, okay?
Bana Bailey'den, Mer'den ya da Jo'dan duymadığım yeni bir şey söyleyemezsin. Hatta Washington eyaletinden.
You can't tell me anything I haven't already heard from Bailey or Mer or Jo... or frankly, the State of Washington.
Ya bana yazıyorsun, ya da bu AA olayına çekmeye çalışıyorsun.
Look, you're hitting on me or trying to get me to buy into this crap.
Maalesef ki, sizin yönetim kurulu üyelerinden bazısı da oylamada bana katılmaya hazırlar.
Unfortunately, some of your caucus members are ready to flee to me.
Aslında bir Şerif. Üniversiteyi kazanınca buradakilerle arkadaş oldu. Ona da bana göz kulak olmasını söyledi.
Yeah, well, technically he's a sheriff, but he made friends with Ballard when I moved to college and told him to watch out for me.
- Kalk da bana yardım et.
- Get up and help me.
Ya ben hedefe giderim ya da hedef bana gelir. Şehir sadece fondadır.
Either I go to the target, or the target goes to me, the city is just a backdrop.
O da bana " Evet Dom.
And she's like, " Yes, yes, Dom.
O da bana dedi ki...
And she said to me...
Anılarımda onun duvardan çıkan eli var... ben ona para uzatırdım, o da bana samosaları.
But my memory is that his hand would come out, I would give him the money and I would get my samosas.
Hayır, Atlanta'da ki kızı hatırlarsın. Bana karşı uzaklaştırma emri alan vardı ya hani.
No, you remember that girl in Atlanta that had the restraining order against me?
Lütfen bana Fransa'da böyle olmadığını söyle.
I can't... please tell me it's not like this in France.
İnsanlar buraya yaşanabilir bulmaz da muşambayı bana verir diye endişeleniyor musun?
You worried that if people don't find this place livable, they might want to give me the tarp?
bana da ver 24
bana da öyle geliyor 23
bana da aynısından 17
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
bana da öyle geliyor 23
bana da aynısından 17
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196