English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bana da ver

Bana da ver tradutor Inglês

941 parallel translation
Bana da ver.
Give it.
Her ne içtiysen bana da ver!
- Whatever you're on, get me some!
Bana da ver!
Give it to me!
Şundan bana da ver.
Give me some!
Bana da ver.
Give me's what.
Bak, bana biraz bandaj ver sonra da beni hiç görmemiş ol.
Listen, just give me some bandages and forget you ever saw me.
Bana da biradan ver, olur mu?
Give me a bottle of that stuff, will you?
Bana da ver.
Gimme.
- Biraz da bana ver.
- A little of that, anyway.
Bana bir parça sosis ver, ona da su ver.
Piece of sausage for me and water for him.
Bulunca bana da haber ver?
And let me know when you've found him.
- Biraz da bana ver.
- Come on. Give me some of that.
Boş ver onu da bana biraz para ver.
Forget it and give me some money
Lütfen bana asla siyah saten giyip inci kolye takmayacağına dair söz ver ya da 36 yaşında olmayacağına.
Please promise me never to wear black satin or pearls... or to be 36 years old.
Bana birkaç yüzlük ver ve bu da sende kalsın.
Give me a couple of $ 100s and keep this.
Kendimi toparlamam için bana beş dakika ver, ondan sonra da beni bir daha asla görmeyeceksin.
Just give me five minutes to pull myself together, and you'll never see me again. Never, never.
Bana şu şişeyi ver, biraz da pamuk.
Give me some of that cotton and bottle.
Peki, bana yaşadığımız yıldan 1 tanesini ver ve fiyatını da kendin biç Pop.
Well, give me the one for the year we're living in now Pop... and you can name your own price!
Bırak şimdi onu da bana bir içki ver.
Stop it and give me a drink. Come on.
Bana da aynısından ver.
Make mine the same.
Bana da bir tane ver.
Give me one.
Ver bana onları da kemeri dayayınca nasıl konuşturuyorum bak göstereyim!
Give them to me. I'll make them sing, these criminals, with a good beating!
Bulduğunda bana da haber ver.
- When you find out, you tell me.
Bebeğe bir süt. Bana da buz gibi bir bardak bira ver.
Milk for the infant... and a cool, cool beer for me.
Bana bir bardak ve birkaç da puro ver.
Give me a glass and a handful of cigars and then get out.
Âdil ya da değil, çabuk onu bana ver, seni yaşlı bunak.
Fair or not fair, give it here, you avaricious old skeleton.
Bana da dolu bir tane başka şişe ver.
Hand me another bottle. A full one.
Bana da bir sigara ver.
Give me a cigarette, huh?
Hazır gitmişken bana da sigara alıver!
Get me some cigarettes while you're there, will you?
Hemen git ona ver, o da bana verecek.
You rush and give it to him, who'll give it back to me.
Bana da ekmek ver.
Give me a bread too.
Cleveland'da bize katılabilirsin. Bana oranın adresini ver.
Give me that address again.
Bir ısırık da bana ver.
You better give me a bite. I need an excuse, too.
Hadi, silahını ya çek ya da bana ver.
Go ahead, pull that gun or hand it here.
Bundan sonra da bir işe bulaşmadan önce, bana haber ver.
Want to go solo, warn me first.
Bana tavuk ver. Patates püresi salça ve kreması da olsun.
Give me the chicken croquettes in cream sauce with green peas and mashed potatoes.
Bana da ver.
Give it to me.
Bana sadece iki ya da üç gün ver, Harry Gavin'le şu taşınmaz işini halledeyim. Daha sonra ailene elbette söyleyebilirsin.
You just give me two or three days to settle this real estate thing with Harry Gavin, and then you can tell your parents for sure.
- Nasıl istersen. - Biraz da bana ver, Costantina!
- Give me some, Costantina!
Kazandığın parayı da bana ver, doğru insanlara ulaşmasını sağlayacağım.
You'd better give me the money you won, I'll see that it gets back to the right people.
Bana da ver bir tane.
[chuckling] OH, YOU GOT ANOTHER ONE OF THOSE?
Şimdi yanımdasın. Bana da piyano dersi vereceğine ve Cho'yu kucakladığın gibi beni de kucaklayacağına söz ver.
Give me piano lessons, and hold me like you held Miss Cho.
- Bana da mild ver, Charlie.
- Another mild please, Charlie.
- Eminim doludur da. - Onu bana ver lütfen.
And you better put yours down, too.
Bir dal sigara da bana ver?
Got a spare smoke?
Orada dikilip durma da bana bir öpücük ver.
Well, don't just stand there. You give me a kiss.
Mavisakallı Sihirbaz bana da havaifişek ver.
Charming Bluebeard, pass me the firecrackers.
Bunu Susan'a ver, o da çıktığında bana versin.
Ah, Doctor? Pass this up to Susan, and she can then pass it on up to me.
- Bir kopyasını da bana ver.
Is there a copy?
Bana da bir yudum ver.
Give me a drink.
- Sonra da bana haber ver.
- And then report back to me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]