Başlar yukarı tradutor Inglês
108 parallel translation
Başlar yukarı.
All heads up.
Başlar yukarı!
Chins up!
Hey, başlar yukarı, Boomer.
Hey, heads up, Boomer.
Bir, iki, başlar yukarı.
One and two, heads up.
Başlar yukarı!
- Heads up!
Başlar yukarı.
Heads up.
Başlar yukarı... sola...
Heads up... to the left...
Başlar yukarı!
Heads up!
ve de eteklerinizi nilüfer yaprakları gibi açın lütfen fotograf çekilirken diğer odada kalın başlar yukarı!
And let your dresses spread out, like water lilies. Please go in the other room while we take pictures. - Lift your heads!
- Başlar yukarı!
- Heads up!
Başlar yukarı!
Heads!
- Başlar yukarı.
Heads up.
Başlar yukarı çocuklar, çünkü Hollywood semalarında olacak.
Look us up, boys, when you get to Hollywood.
Başlar yukarı lütfen.
That's okay. Chin up.
- Başlar yukarı!
- l got it. - Okay. Heads up!
Başlar yukarı. Gözler yukarı.
Head up, eyes up.
Ölçek işte, bilirsin, bir yerden başlar yukarı ya da aşağı hareket edersin.
The scale, you know, you start somewhere and you move up. Or down.
Başlar yukarı Kimköy!
Heads up, Whoville!
başlar yukarı!
Heads up!
Başlar yukarı.
Lots to do. Heads up.
Tamam, başlar yukarı, geliyorum...
Heads up! Comin'through!
- Yo, başlar yukarı
- Yo, heads up. - Cut it.
Başlar yukarı!
JAY : Heads up!
Başlar yukarı!
Heads up over there!
Tamam, başlar yukarı.
All right, heads up.
Aha! Başlar yukarı.
Um, heads up.
Başlar yukarı, göğüsler dışarı, gülümseyin.
Heads up, chest out, big smiles.
Hemen yukarı gelip ön tedaviye başlarım.
I'll be right up and prescribe some preliminary treatment.
Onlar her gün başlarını aşağı yukarı sallayıp, para peşinde koşuyorlar.
You write, you're intelligent.
Başlarınızı yukarı kaldırın, kapılarınızı açın!
Lift up your heads, all you gates!
- Başlar yukarı!
- Heads up.
Onları nehrin yukarısına doğru güdün, başlarını yukarıda tutsunlar.
Keep'em upriver, and let'em go higher up their heads.
Fakat sonunda başlarına yukarıdan gelecek olan karşı konulamaz hayâl edilemez mantara benzeyen bir şeydi.
In the end, when lode fell of the sky. Irresistible, unimaginable. in mushroom form.
Yukarı tırmanmaya başlar içeridekiler. "Şimdi ufak bir geğirti yolların."
This stuff comes up to here, he says, "Now give him a small burp."
Çocuklarına, insanların başlarını yukarı kaldırıp bu dünyada yalnızca kiracı olduğumuzu anladıkları günü anlatırsın.
You can tell your children of the day when everyone looked up and realized that we were only tenants of this world.
Lütfen başlarınızı.. yukarı kaldırın, gümüş rengi bulutlara bakın.
In the middle of your hurry, lift up your heads, look up at the silver clouds.
Genelde yukarıdan başlar ve aşağıya doğru inersin.
You generally start at the top and work your way down.
Genelde yukarıdan başlar, aşağıya doğru inersin.
You generally start at the top and work your way down.
Başları derde girerse, onları hemen yukarı ışınla.
If they get into trouble, beam them up.
Güvercin dikey konumda yukarı doğru zıplayarak başlar.
A pigeon begins by jumping vertically upwards.
Yazın bu son zamanlarında kuşlar daireler şeklinde oldukça yükseklere çıkmaya başlar. 10,000 feet ya da daha yukarısı. Uzun bir yolculuk için iyi bir başlangıç yapmak istiyorlar.
As the last thermals of summer start to rise, the birds circle up to great heights, 10,000 feet or more, to give themselves a good start for the long journey ahead.
Tamam, şehrin merkezindeki gökdelenleri gösteren, yukarıdan çekimle başlarız vesaire, vesaire.
We fade up on an aerial shot, Downtown skyscrapers, lights yadda, yadda,
Yukarıdan başlar, genellikle ağızdan ve aşağıya doğru ilerler.
It starts at the top, usually the mouth, and works its way down.
Bir aşk mektubu, üç aşağı beş yukarı böyle başlar öyle değil midir, Niki?
That's more or less how a love letter begins, isn't it, Niki? You've gotten such letter, right Niki?
Başlar yukarı.
Heads up!
Çok yukarı çıkarsın, sonra da insanlar karınca gibi görünmeye başlar.
I mean, you get high up enough, and... well, the people, they do start to look like ants.
Sonra şu ufak şeyler, onu didiklemeye başlar. Yengeçler, balıklar, aklına ne geliyorsa. Akıntıya kapılıp bir yukarı, bir aşağı sürüklendiklerinde bu olur.
Then these little things start nibbling on it, crabs, eels, you name it, lt's when they get caught going up and down with the tide,
20. yüzyılın başlarından dedi müzayedede aşağı yukarı $ 200 - $ 300'a gidermiş
he said it's early 20th century, maybe you'll get $ 200 - $ 300 at auction.
Minik tuhaf ayak uçlarından yukarıya kadar, kendisini sabunlar, aslında, Çünkü, bunu düşündünde, birçok insan boynunun altından sabunlamaya başlar.
She soaps herself from the toes up - which is a little strange, actually, because, when you think about it, most people lather from the neck down.
Başlarını alıp ormana gittiler, nehirin yukarısından şüpheleniyorum.
They headed into the forest, up the river I suspect.
Başlar yukarı.
( alarm beeps )
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarıdayım 26
yukarıya 106
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarıdayım 26
yukarıya 106
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı aşağı 19
yukarı çıkıyor 29
yukarıda ne var 19
yukarı geliyorum 39
yukarı kaldır 23
yukarı çıkmak ister misin 16
yukarı çıkıyorum 38
yukarıda mısın 16
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı aşağı 19
yukarı çıkıyor 29
yukarıda ne var 19
yukarı geliyorum 39
yukarı kaldır 23
yukarı çıkmak ister misin 16
yukarı çıkıyorum 38
yukarıda mısın 16