English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Belki ben

Belki ben tradutor Inglês

8,011 parallel translation
Ölmeye kendi karar verdi belki ben de onu ziyaret etmemeye karar verebilirim.
She's just decided to die so maybe I can decide not to visit her.
Belki benim küçük kardeşim değildin ama ben seni öyle gördüm. Benim işim seni korumaktı. Özür dilerim.
You may not be my little brother but you might as well be... and it's my job to protect you... and I'm sorry.
Yani belki ben öldükten sonra...
- Somebody might do it. I mean, maybe somebody after I'm dead...
Belki ben de bir hanım arkadaşımla eşlik ederim.
I'll join my lady friend. - Who might that be?
Hayır ama belki ben sana yardımcı olabilirim.
No, but I think I can help you with something.
Belki ben iletişime geçmeliyim.
Maybe I should be the one reaching out.
Belki ben...
Maybe I should...
Belki ben onunla savaş istiyorumdur.
- Well, maybe I want a war with them.
Belki ben sana bir şeyler bulabilirim?
Maybe I find you something?
Belki ben de öyle davransaydım... benim için daha çok zaman ve enerji harcayabilirdin.
You know, maybe if I acted that way, you'd spend this much time and energy on me.
Belki ben de benimkilere söyleyebilecek kadar cesur olurum bir gün.
Maybe I'll be brave enough to tell mine.
Ben yardım edebilirim belki.
Maybe I can help.
Ben de içimden, "okulda belki bu ıvır zıvıra yetecek paraları olan birileri vardır" diye geçirdim.
So? So I feel like, maybe there's some other guys at school they could, like, afford lot of stuff and support her like, more that I could.
- Ben isterim belki.
Maybe I will.
Ben Fedakârlık'a geri döneceğim belki...
I need to get back to Abnegation maybe. Sort out what our parents left behind.
Belki de bu iş için doğru adam ben değilim.
Maybe I'm not the right guy for the job.
Belki de ben...
Perhaps I... I should...
- Belki de ben burada beklemeliyim.
- Perhaps I should wait here?
Belki sen ve ben şöyle uzun bir akşam yemeği yiyebiliriz.
Maybe you and I could go for a nice, long dinner?
Belki bilirsin, ben Valina Raskov Norvania'nın orijinal kutsal kan ailesinin bir parçası.
If you must know, I am Valina Raskov, part of the original sacred blood family of Norvania.
Ben de "Tamam, belki de bu Hollywood'a gidip neler olduğunu" "görmek için bir şanstır" dedim.
And I say, "Okay, well, maybe this is my chance " to go out to Hollywood and see what's going on. "
Ben de belki ilgilenirsin diye sana söylüyorum.
So I thought I'd, you know, run it by you just to see if you were, I don't know, interested.
Belki de ben özgür bir ruhum.
And I think maybe I'm a free spirit.
Ben nereye Belki de benimle dalga yapmaz.
Maybe they won't make fun of me where I go.
Belki de ben olduğumu hayal ettin.
Maybe you have imagined that's me
Belki de ben kendimi baskı altında hissetmişimdir. Çünkü onlar harika işler yaptı.
I just put the pressure on myself'cause they did so much great stuff, but...
- Ben bu kadar özgür hissetmedim. Belki de hayatım boyunca.
I have not felt that free... maybe my whole life.
- Belki seneye, ben altı olunca.
- Well, maybe next year when I'm six.
Annen ve ben bir süredir konuşuyoruz ve annen, ya da ikimiz, düşündük ki belki de senle ben evlensek iyi olur.
Your mother and I, we've been talking, and she, or we, thought that maybe you and I should get married.
Ben de oturup o iyilere odaklanacağım. Belki, belki de kocamı geri alabilirim.
And I'm going to sit here and focus on that good, and maybe, just maybe, I'll get my husband back.
- Belki ben de destek olurum.
Oh... Oh, maybe I could be a sponsor too.
Belki size ben yardımcı olabilirim.
Maybe I can help you, hmm?
Belki Ben dondurma isteyebilir.
I think Ben's gonna want some ice cream.
Belki Brittany ve ben evlenmek için çok genciz.
Okay, maybe Brittany and I are too young to get married.
Ben gerçekten yoktu, biliyorum Bu bakış açısını anlamak um ve ben sadece onu hatırlıyorum düşünme, iyi o çok odaklı okulda yaptığı çalışmalar ve Belki sosyal yaratmadı O bakıyordu ağ için, um... okulda.
You know, I didn't really understand that perspective, um, and I just remember him thinking, well he focused a lot on his studies in school and maybe didn't create the social network that he was looking for, um, in... in school.
Bu belki de şu anda duymak isteyeceğin son şey biliyorum ama ben yine de söyleyeceğim ve bunu dikkatli dinle ve yüzüme bak lütfen.
Flamingo, I know this is probably the last thing in the world that you want to hear, but I'm just going to say it, so please, pay attention and look at me.
Çok tatlı. Senden şu süreçte istediğim oğlunu daha sık araman belki ihtiyaçları olabilir çünkü ben maalesef arayamayacağım. Ve lütfen ona söyleme.
All I ask is that during this time, call your son more in case he needs something, because I won't be able to call much.
Sen ve ben, birkaç tane margarita belki de.
You know, you and me, a couple of margaritas.
Ben de dedim ki belki de telime geri dönmeliyim.
So I'm thinking, maybe I should get back on my wire.
Belki de ben, senin kardeşinim.
Maybe I'm your brother.
Tamam, belki bir ara ben de çıplak olacağım.
Okay, maybe at some point I'm gonna be naked.
Paul'unkini ağzına falan almıştır belki. Belki de, ama öyle bir şey olsaydı ben hala Corps'ta olmazdım.
Maybe, but if that worked, I wouldn't still be in the Corps.
Kim bilir, bugün iyi oynarsam belki de günün birinde uzaya giden ben olurum.
Who knows? If I play nice now, maybe one day it'll be me going into space.
Önümde yürüyorlardı. Gerekenden daha uzakta. Belki de ben onlara izin vermişimdir, bilemiyorum.
They were walking up ahead, more than they needed to perhaps, or... maybe I just let them, I don't know.
- Belki de bunu ben halletmeliyim.
Maybe I should handle this. - Why?
Belki de ben konuşmalıyım.
Perhaps I should talk.
Garip belki ama ben de.
Strangely enough, I do.
Belki de arabayı birlikte kullanabiliriz. Ben gelemem.
Maybe we can share a town car over.
Belki de ben de seni o kadar iyi tanımıyorumdur.
Maybe I don't really know that much about you, either.
- Belki de ben seni sevmemişimdir.
- Maybe I didn't like you.
Belki de ben de seninle gelmeliyim?
Maybe I just come with you?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]