English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Benim için sakıncası yok

Benim için sakıncası yok tradutor Inglês

204 parallel translation
Benim için sakıncası yok.
I don't mind.
- Elbette anne, benim için sakıncası yok.
- Well, sure, Ma. It's OK with me.
Şey, zahmete girmek istiyorsan, benim için sakıncası yok.
Well, if you want to take the trouble, it's all right with me.
Benim için sakıncası yok.
I don't mind the heat.
Antoine'e söyle, götürsün seni. Benim için sakıncası yok. Ona karşı gerçek hislerim var.
Get Antoine to take you I wouldn't mind.
Boyanmasını istemiyorsanız, benim için sakıncası yok.
If you don't want the work done, it's all right by me.
- Benim için sakıncası yok.
I don't mind a bit.
Benim için sakıncası yok ama annen bunu biliyor mu?
I don't mind, but does Mummy know?
Benim için sakıncası yok.
It's all right by me.
Benim için sakıncası yok.
I didn't mind.
Dedektif izin verirse, Benim için sakıncası yok.
If it's all right with the marshal, it's all right with me.
Benim için sakıncası yok.
Well, it's fine by me.
Benim için sakıncası yok.
I don't mind this at all.
Oh hayır, benim için sakıncası yok.
Oh no, no I don't mind.
Benim için sakıncası yok. Zamanımı harcıyor sayılmam.
I'm not wasting my time.
Yine de beklerim. Gerçekten, benim için sakıncası yok.
Well, I'll still wait.
Beklemenin benim için sakıncası yok.
I don't mind waiting.
Sen ve kardeşim Derek ne yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz, benim için sakıncası yok.
Whatever you and my brother Derek want to do is OK with me.
Sen ve kardeşim Derek ne yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz, benim için sakıncası yok.
Whatever you and my brother Derek wanna do is OK with me. I don't care.
Benim için sakıncası yok.
I don't mind if I do.
Olsan bile, ondan ayrıl. Benim için sakıncası yok.
I wouldn't mind.
Benim için sakıncası yok.
It doesn't bother me.
Benim için sakıncası yok.
Wouldnt mind one of these myself.
Benim için sakıncası yok.
- Sounds good to me.
Böyle istiyor ve benim için sakıncası yok.
That's the way he wants it, and it's fine with me.
Benim için sakıncası yok.
Fine with me.
İkiniz çikolatadan uzak durduktan sonra benim için sakıncası yok.
As long as you two stay away from the band candy, I'm cool with anything.
Benim için sakıncası yok.
And I'm OK.
Cevap vermek istemiyorsan benim için sakıncası yok.
You don't want to answer it's fine with me.
- Benim için sakıncası yok.
I'm fine with that.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
It's perfectly okay with me.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
It's perfectly all right with me.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Oh, no. No, no, that would not bother me at all.
JJ duymadığı sürece, çıkacak yazıya önceden bakmanın benim için bir sakıncası yok.
Oh, I don't mind you seeing the column in advance, so long as JJ doesn't know.
Benim için bir sakıncası yok.
It's all right with me.
Tamam, benim için sakıncası yok.
All right, that's okay with me.
Tabii çantanı burada bırakmanın benim için bir sakıncası yok.
Of course, if you'd like to leave your bag here, I wouldn't mind that.
Benim için hiçbir sakıncası yok. Sen yapsaydın bana söylemezmiydin?
I don't mind at all lf you did, would you tell me?
Hayır, benim için konuşmanın sakıncası yok.
You've no right to...
Benim için hiç sakıncası yok.
It's absolutely fine by me.
Benim için bir sakıncası yok.
That's okay with me.
Benim için bir sakıncası yok.
It's OK with me.
Benim için şiirinin basit bir konusu olmasının sakıncası yok.
I don't mind that your poem had a simple theme.
Senin için sakıncası yoksa benim için de yok.
I don't mind if you don't.
Bak, benim için hiçbir sakıncası yok.
- Whatever it is.
— Benim için sakıncası yok.
- Well, it's fine with me.
- Yani fazla yüksek sesle ifade etmedikçe düşünmenin bir sakıncası yok. Sağcı kanadın oylarını toplamak için yükü benim omzuma...
He saddled me up to get funds from right wing- -
Benim için sakıncası yok.
Fine by me.
- Benim için sakıncası yok.
- Do you want me to?
Bunun benim için hiçbir sakıncası yok.
- I have no problem with that scenario.
Bayan Tannon için sakıncası yoksa benim için de yok. Gidelim haydi.
If it's alright with Miss Tannen, it's alright with me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]