Bir adam öldü tradutor Inglês
469 parallel translation
Onun yüzünden bir adam öldü.
Because of that, a man has died.
bir adam öldü ve buradaki bayan 10.000 doları kaybetti.
Five men held up the stage, a man was killed and this lady here lost $ 10,000.
Bir adam öldü.
A man's dead!
- Çılgın bir kovalamacada bir adam öldü, bir adam yakalandı.
In a wild chase during which one man was killed and the other captured.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
A man's dead, and our boy here is stuck with it.
Yine de tırmanmasına izin verdiğin hadiseler yüzünden bir adam öldü.
But a man's dead on account of something you let get started.
Başka bir adam öldü ve telin geri kalanını parçaladılar.
Except there's another man dead, and they've torn down the rest of our wire.
Sonuncu da bir adam öldü.
The last time a man was killed.
Bir adam öldü.
A man is dead.
Dün Londra'da bir adam öldü. Vücudunda Hiroşima'nın utanç izlerini buldular.
A man in London died yesterday, with the stigmata of Hiroshima on his body
Bir adam öldü.
There was a man killed.
- Evet, oldu : Bir adam öldü.
- A man died is what happened.
Bu sabah bir kaza oldu ve bir adam öldü.
There was an accident this morning. A man got killed!
İhmalin yüzünden bir adam öldü ve ben zorda kaldım.
Your neglect lumbered me with a dead man.
- Burası sizin eviniz olabilir, ama bir adam öldü!
- But a man is dead!
Dün gece orada yaşlı bir adam öldü.
An old man died out there last night.
Bir adam öldü, ve bu çocuk yaralandı.
A man is dead, and this boy is hurt.
Bu gemide ilk kez bir adam öldü.
A man has been killed on this ship for the first time.
Bir adam öldü, Bay Tadlock.
A man's dead, Mr. Tadlock.
Uçağında bir adam öldü ve kanı üstüne aktı.
A man was killed in his plane and bled all over him.
Bir adam öldü.
A man died.
- Bir adam öldü... ve inkâr edildi.
A man has died and he has been denied.
Sadece bugün... 60'ında bir adam öldü... Bakir bedeninin üzerinde... Kucakladığı kız.
Only today... a man of 60 died... upon the virgin body... of the girl he embraced.
Bir adam öldü.
A man was killed.
Bir adam öldü.
Guy got killed.
Dün bir adam öldü.
A man died yesterday.
Buradaki yaşlı adam, bir hayat yaşadı ve sonra öldü.
This here old man just lived a life and just died out of it.
Yanından geldiğim adam tam bir teslimiyetle öldü.
I come from a man who died in piety.
eğer sen iyi görüyorsan ben ayığım demektir. öldü sanılan bir adam kayıp bir gemiyle yaklaşıyor.
If your eyesight's good and I'm sober there's a dead man approaching in a lost ship.
Bir düzine adam öldü, Birlik ve Federasyon askerleri.
Over a dozen men were killed, Union and Confederate soldiers.
Bir adam dövülerek öldü.
A man was beaten to death.
Bir adam binadan düştü ve öldü.
A man fell from this building and was killed.
Üstelik, bir adamımız daha öldü.
And we lost another man.
Bir sürü adamımız öldü.
A lot of the men were killed.
Bir adamım öldü ve sığırlarım damgalandı..
One of my men was killed and the cattle stampeded.
Bir adamım öldü, ötekiyle irtibat kaybettim.
One man is dead, I've lost contact with the other.
Bir adam öldü diye problem çözülecek değil.
That's my opinion, but not many Resistants would agree with it.
Onca emek verdik, dört adam öldü, bir baktık meğer lüzum yokmuş.
In Africa, after all that work and four men dead, we discovered it was no longer necessary.
Akıllı bir adam olarak hüküm giydi ve senin işlediğin suç yüzünden elektrikli sandalyede öldü.
Convicted as a sane man... and killed in the electric chair for your crime.
Buraya yaşlı bir adam gelmişti. Gece yarısı adam öldü.
We had an old man in there who died last night.
Onca adam bir hiç uğruna öldü!
All those guys killed for nothing!
Bir adam tarafından kandırıldı ve sonra da terkedildi. Bebeğini büyütsün diye bir aileye verdi ama bebeği ateşli bir hastalık yüzünden öldü.
She was deceived and then abandoned by a man and she gave the child to another family to raise but the baby died from a fever.
Adama bir şeyler oldu... yüksek süratten çıktığımızda, koltuğu havaya uçtu ve adam öldü.
And... well he sits right next to me and... well... something went wrong with the... When we came out of hyper-drive his seat mechanism had blown up and he was dead.
Üzerine ateş açılan bir arabada bulundum ben, yanımdaki adam öldü.
I've been in a car that was shot at, and the guy next to me was killed.
- Bir çok adamımız bu silahlarla öldü.
- weapons that killed a lot of our men.
- Bir adam mı öldü?
- Did some guy die?
Bir adamınız öldü.
One man is dead. It's not my fault.
Bir çocuk öldü ve bir adam doğdu.
The boy is dead... and the man is born.
Üçü de ya öldüren ya da uğruna adam öldürülecek bir kitap yüzünden öldü.
All three died because of a book which kills or for which men will kill.
İki adam bir lanetten öldü diye mi?
Why do you wanna bury this lady? Two guys die of some curse?
Hey, bir adam daha yeni öldü, ve o bu parayı size borcumuzu ödemiz için değil biraz eğlenmemiz için verdiğine eminim,
Would it help everybody if I just slept like this?
bir adam öldürdüm 17
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
adam öldü 39
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
bir adam var 42
bir adam 202
bir adam vardı 32
bir adamın 26
adam öldü 39
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516