English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bir yıl

Bir yıl tradutor Inglês

38,936 parallel translation
Evet. Ve yaklaşık bir yıl bana şantaj yaptı.
And she blackmailed me for almost a year.
Ve böylece, bir yıl sonra... Amerikalı dev Le Mans'a geri döndü. Tüm ümitleri buna bağlı şekilde :
And so, a year later, the American giant returned to Le Mans with its hopes resting on this.
Ben o bölümde bir yıl yaşlı McNeil'ın altında çalıştım.
That's crazy. I worked in that department for a year under old man McNeil.
Neredeyse bir yıl oldu.
It's been almost a year.
Ve sen tekrar direksiyona geçmene izin verilmesi en az bir yıl sürecek.
And, you... it's gonna be at least a year before we let you get behind the wheel again.
Diyelim ki yaşayacak bir yılın kaldığını ögrensen zamanını nasıl harcardın?
Like, if you knew you only had a year left to live, how would you spend your time?
Şüpheli oysa Henson'lar kaybolmadan bir yıl önce çıkmış oluyor.
So if it was him, he was out for a year before the Hensons disappeared.
İlk başta küf ya da asbestos olduğunu farketmezsin ama, onlara ciğerlerini mahvetmeleri için en az bir yıl veriyorum.
In a couple days you won't notice that funky mildew, And the asbestos. I'd give it at least a year till it's imbedded in your lungs.
Yaklaşık bir yıl önce, sessiz güzel bir yerdeydim..
About a year ago, I was in quite a good place.
Ve iki yıl boyunca bir çok macera yaşadık.
And for two years, we had adventures.
Ama 100 yıl geriye uzanan bir fikirdir.
that idea.
Kırık yıl kadar önce tanıdığım ilk vejetaryen, aslında bir vegandı.
First vegetarian that I knew well was actually a vegan.
Yirmi yıl boyunca bunlara burun kıvırıp da beyaz önlüklü insanların bunu beş günde çözecek bir şey bulmasını bekleyemezsiniz.
You can't spend 20 years saying no to that and then expect people in white coats in five days.
İLHAM VERİCİ ESKİ KANSER HASTASI VE SAĞLIKLI YAŞAM TUTKUNU Çok zorlu ve acı verici bir üç buçuk yıl geçirdim, hayatta kalma mücadelesi verdim ve bir karar vermem gerekti.
very rigorous and painful battling for my life... and I had a decision to make.
Bir tür bilgisayar modelleme çalışmaları yapılıyor. Bunlara göre, örneğin, Amerikalıların yarısı günde bir porsiyon daha fazla sebze ve meyve yese her yıl 20.000 kanser ölümü önlenecekmiş.
so there's been like chemic computer so for example if half of Americans ate a single more serving we'd prevent
Her yıl yenmek için kesilen 80 milyar kara hayvanının dışkısı işlenmiyor ve su havzalarımızla okyanuslarımıza karışarak büyük bir kirlilik oluşturuyor.
The excrements of 80 billion land animals killed every year for food are not treated and go back into our water basins creating a lot of pollution.
Öyle bir noktadayız ki insanlığı, hatta abartmıyorum, kendi türümüzü kurtarmak için kendimizi düşünmeyi bırakıp seçimlerimizin etrafımızdakileri, bu gezegeni paylaştığımız türleri nasıl etkilediğine bakmaya başlamalıyız, özellikle de gelecek nesilleri.
we're at a point in time in order to save humanity. Essentially which is not an overstatement at all we need to start looking outside of self and start looking at how our choices are fully effecting those around us those species that we share this planet with and especially future generations.
Birkaç yıl önce Earthlings adında bir belgesel izledim. Çiftlik hayvanlarının kesim koşullarını ifşa ediyordu.
I saw a documentary called " Earthlings that exposed the conditions in which farm animals are slaughtered.
Hayvanların yenmek için öldürüldüğünü biliyordum ama gerçekte nasıl olduğunu, o hayvanların yaşadığı acıyı ve dehşeti görmek olaya yeni bir gözle bakmamı sağladı.
I knew that animals got killed for food but seeing how it actually happened pain and terror that these animals go through put things into a new perspective for me.
Austin birkaç yıl önce gerçekleşen korkunç bir olayın elebaşıymış.
Ok, so Austin was the ringleader of a particularly horrifying incident that happened a few years back.
Bir kaç yıl içinde, yönetim kurulu onun... yüksek seviyede bir sosyopat olduğuna karar verip onu dışladı.
Within a couple of years, the board of directors concluded he was a high-functioning sociopath and pushed him out.
Bu, zor bir şekilde geçen beş yıl boyunca devam etti.
This continued for a period of roughly five years.
9, 10 yıl önce, Augie hala görevdeyken Fremont'tan Oakland'deki silahlı bir durum için bir telefon almıştı.
9, 10 years ago, when Augie was still in uniform, he got a call from Fremont to an armed situation in Oakland.
Elbette buradaki asıl problem doğal hayat çünkü sürücüleri ileride helyumla dolu geyiğimsi bir şey olabileceğine dair nasıl uyarabilirsiniz ki?
Big problem here, of course, is the wildlife, because how do you accurately warn motorists that there may be a deer-y thing ahead and it could be full of helium?
Birkaç yıl önce, bir sahış bütün ülkede sadece 185 su samuru olduğunu bulmuş.
You see, a few years ago somebody in Holland worked out that there were only 185 otters in the entire country.
Yaralı arabamı Windhoek'e emzirirken sabah oldu, Ve iyi dinlenmiş meslektaşlarım hayranlıkla doluydu Böylesine bir başarıyı nasıl çekeceğimden.
It was morning by the time I nursed my wounded car into Windhoek, and my well-rested colleagues were full of admiration for how I'd pulled off such a feat.
... arabanı yaratıldı 60'lı yıllarda sallanan ve Steve McQueen tarafından onaylanan, Şimdiye kadar yaşayan en havalı insanlardan biri, Ve yine de, bir şekilde, yönettiğiniz
... your car was created by the swinging'60s and endorsed by Steve McQueen, one of the coolest people who ever lived, and yet, somehow, you have managed to make your beach buggy boring.
Sanırım okulda bir kaç test yapmışlar, ve şimdi ise onu bir sonraki yıl için, özel bir akademiye göndermek istiyorlar.
I guess he scored off the charts on some tests, and now they want to uproot him during the school year, send him to some private academy.
Bir saniye, az önce on yıl mı dedin?
Wait a second, did you say ten years?
Bu kural yıkılırsa, bir de bakarız ki para yerine boncuk ve diş kullanan kanunsuz bir çorak toprağa dönmüşüz.
That breaks down, we're just a hop, skip, and a jump to a lawless wasteland where we use beads and teeth for money!
Geçen yıl Trinity Etiyopya'da bir yardım konseri verdi gelirini de yerel bir yetimhanedeki çocukların eğitimine bağışladı.
Last year Trinity had a benefit concert in Ethiopia, and he offered to pay for the education of every child at a local orphanage.
O kapıyı nasıl bir adam açacak bilmiyorum. Ama bir noktada o kapıyı çalman gerekeceğini biliyorum.
I don't know what kind of guy is gonna answer that door, but I do know, at some point, you're gonna have to knock.
İki yıl önce, NSA'deki eski dostlarım birlikte çalıştığım bir gruba epey istihbarat farkı attı.
Two years ago, my old pals at the NSA outsourced some surveillance to a group I worked with.
Fakat onlarca yılı geçip buraya geldikten sonra seni yok etmek için bir saniyeyi bile ziyan etmek istemiyorum.
( GRUNTS ) But after crossing decades, I don't wish to waste another second on you.
1982 yılında karizmatik bir Bulgar dahi tarafından kuruldu.
Created in 1982 by a charismatic Bulgarian genius...
1986 yılında KGB tarafından tutuklandı ve 7 ay sonra da Sibirya'da bir toplama kampında öldü.
He was arrested in 1986 by the KGB and died seven months later in a Siberian gulag.
Geçen yıl. Hindistan'ın Jaypur kenti yakınlarında gizli bir nükleer yakıt zenginleştirme tesisi.
Last year... a top-secret nuclear fuel enrichment plant outside of Jaipur, India.
Harvey Stevens, Sioux, Iowa'da bir hastanede 1981 yılında doğdu.
Harvey Stevens, born Sioux City, Iowa, 1981, in a hospital...
Üç yılını küçük bir hücrede geçirdi. Yani hayır.
Um, well, he spent three years in an eight-by-eight cell, so no.
İhtisasımın ikinci yılında gelen bir hastayı hiç unutamam.
I'll never forget this case back when I was a second-year resident.
- Kuveyt. Her yıl bir milyon kişiden 125'inde bu rahatsızlığa rastlanılıyor.
... Kuwait, there's an incidence of 125 cases per 1 million people per year.
Bir yıl çabuk geçer.
A year will go fast.
400 yıl önce ölmüş bir adamı mı öldürmem gerekiyor?
I'm supposed to kill a guy who's been dead for 400 years?
Şehvetli, erotik bir sex draması olan 86 yılı filmi?
sex drama from 1986?
Tampa ılımlı iklimiyle ve kıyı esintisiyle harika bir eş olur.
Well, I'll tell you what. Tampa would make a wonderful wife with its low climate - and loving coastal breezes.
Şimdi, bir kaç gündelik işçi kiralayıp buraya biraz zemini biraz düzelttireyim dedim, ama hiltiden çıkan titreşimler yüzünden bu sahte duvar yıkılınca altından bu eski asansör şaftıyla birlikte bu makineler çıktı.
Now, I hired a few day laborers to relay a little bit of the foundation there, but vibrations from the jackhammer forced this fake wall to fall down and-and underneath it there was a-an old elevator shaft with the machinery in it.
Onlarca yıl önce, bir avuç özel şirket kendi mini-reaktörlerini inşaa etti ve gizlediler.
Decades ago, a handful of private companies built their own mini-reactors and they hid them.
Yıllar önce bir akıl hastanesi yanmış ve mahkumlar kaçmış.
Years ago a mental institution burned down and inmates escaped.
Chicago'nun cin ve alkol mekanının neşeli kokteyller ve renkli sohbetler ile 100. yılını kutladığını basit bir şekilde söyledim ve yazmaları için teşvik ettim.
Well, I simply said that a Chicago institution of spirits and intoxicants was celebrating 100 years of cheerful pours and colorful conversation and I urged them to write about it.
Herhangi bir şeyin 100'ü etkileyicidir. Ama bir bar için 100 yıl?
100 of anything is impressive, but, 100 years for a bar?
Mahpus damlarından çıkarılıp Five-O ile görüşmeye getirildiğime göre galiba bir suç dehasıyım ben.
I must be some kind of criminal mastermind to get pulled out of lockup for a sit-down with Five-O.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]