Birşey olmadı tradutor Inglês
752 parallel translation
- Birşey olmadı.
- No, nothing has happened.
- İyi birşey olmadığı kesin.
- Nothing good.
Yapabileceğim birşey olmadığından emin misiniz?
Are you sure there is nothing I can do?
Ciddi birşey olmadığına emin misiniz?
You're sure it's not serious?
Eve geldiğinde, sana ciddi birşey olmadığını söylemiştim.
I told you when you came in that it was nothing serious.
Bu arada rapor edecek çok önemli birşey olmadığı sürece siz ikinizin biraz uzak durmanız iyi olur.
By the way, unless you have something very urgent to report... I suggest you two keep shy of each other for the next few days.
- İzlenmedin veya birşey olmadı değil mi?
- You weren't followed or anything?
Asla yıldızdan düşük veya başka birşey olmadı, olmayacak.
She never was or will be anything less or anything else.
- Pek birşey olmadı.
- Nothing much.
Ona ateş ettim ve vurdum ama birşey olmadı, ben de kaçtım...
I shot at it and hit it. Nothing happened, so I ran...
Sana birşey olmadığını söylemiştim.
I told you there was nothing to it.
aramızda hiç birşey olmadı. asla olmadı.
There is not, and there never could be, anything between us. Never.
Hiç birşey olmadı, hiç birşey olmayacak.
They're in headphones. They convert electrical signals into sound.
İki haftadır birşey olmadı.
In two weeks nothing's happened.
Söylediklerim Bay Summerton'ın kaybettiği birşey olmadı diye anlaşılmasın, Doktor.
I hadn't noticed Mr. Summerton had lost anything, Doc.
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
When he was wondering about the moon, did he mention the possibility of heaven? Or did he say there was nothing but a world of stars and moons and galaxies?
İki yıldır buradayım ve burada bu kadar kaldıktan sonra sorumluluğun öyle baştansavma birşey olmadığını anlıyorsun.
I've been here two years, and after that long you find that responsibility is not a cut-and-dried thing.
Çünkü korkuyorsun--bu korkunun bir kurmacadan başka birşey olmadığından korkuyorsun.
Because you're afraid... afraid that this fear... is nothing more than a trick of your mind.
- Gözümüzden kaçan birşey olmadığına emin misin?
- Sure there's nothing missing here?
Burada çeyrek milyon dolar edecek birşey olmadığı kesin.
Sure ain't nothin'here worth no quarter of a million dollars.
İstediği birşey olmadıkça hiçbir insan Tanrıları hatırlamaz.
No man calls upon the gods unless he wants something.
Birşey olmadı.
No harm done.
En azından hiçbirimize birşey olmadı.
Well at least we seem to be alright.
- Ama hiç birşey olmadı baba, herşey kontrol altındaydı
- But I had it under control.
Yapacak başka birşey olmadığı için ben de gittim.
There wasn't anything else to do, so I went.
Son 10 senedir birşey olmadığını kalın kafalarınız almıyor mu?
Can't you get it into your thick skulls it's been over these past 10 years?
Kaçırılma diye birşey olmadı.
There was no abduction.
Ama Mowgli, hayatını dostu uğruna feda eden kişiden daha değerli birşey olmadığını asla unutma.
But you must remember, Mowgli... greater love hath no one... than he who lays down his life for his friend.
Ben geri dönene dek ona hiç birşey olmadığından emin olun.
Be sure that nothing happens to him until I get back.
Hayır, öyle birşey olmadı.
No, I didn't.
- Onlara birşey olmadı.
- There's nothing wrong with them.
Başka birşey olmadı, hepsi bu
Nothing else happened, this is all.
Helen'e ambulanslardan korkacak birşey olmadığını söyleyeceğim.
I'II tell Helen not to be afraid of ambulances.
Basın kötü şeyler söylesin varsın, siktiriboktan birşey olmadıkça.
Like the, the press can only, can only say bad things unless there ain't no fuck-ups.
- Şey, birşey olmadı.
- Well, nothing happened.
Ama onlarla konuştuğumuzda... korkacak birşey olmadığını görürüz.
But when we speak of them... we see there is nothing there to be afraid of.
Birşey olmadı ya?
Are you hurt?
- Birşey olmadı.
- Nothing happened.
Gerek yok, kimseye birşey olmadı.
- It's all right, nobody was hurt.
Bunun doğru birşey olmadığına inanıyorum.
I don't believe in it.
Sana, bilmenin pek de sağlıklı olmadığı birşey söyleyeceğim.
I'm going to tell you something which is not very healthy to know.
Pencerelere bakıp orada olup olmadığını, ya da gelmesini engelleyecek kötü birşey olup olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
I remember looking up at the windows and wondering if he were there... or whether something awful had happened to prevent him turning up.
Tamam, peki, pek sportif olmadığımı söyledi... böylece ben de dedim ki, "Bana birşey at ve..."
- And then nothing. Sorry. - No, it...
- Karına ne oldu? - Ciddi birşey olmadı.
- What happened to your wife?
Uygun bir ilaç olmadığı için, elimden fazla da birşey gelmiyor.
So, without any specific drug, I'm afraid there isn't much I can do to help.
Ne kadar üzgün olduğumu söylemek ve yapabileceğim birşey olup olmadığına bakmak istemiştim.
I wanted to tell you how sorry I am and see if there's anything I can do.
Hiç birşey olmamış gibi davranın. Lütfen arkada terörist olup olmadığını kontrol edermisiniz.
Please check, if there's a terrorist sitting right behind me.
Yolunuzun üzerinde alışık olmadığınız birşey gördünüzmü?
Did you see anything unusual on your way in?
Umurunda olan birşey varsa da, Ordu olmadığı kesin.
If he cares about anything, it's not about this Army.
Bilinçaltında bunun yanlış olmadığını bilseler bile, bu normal ve doğal birşey, fakat yanlış olarak öğretilegelmiş.
Even though they know in their subconscious that it's right it's kind of normal and natural, but we've been made to feel that it's wrong.
Hiç olmazsa birşey olup olmadığını anlayana kadar.
Give us a shot, at least till we find out if there's anything here.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44