Birşeyler yap tradutor Inglês
675 parallel translation
Tanrı aşkına, birşeyler yap.
For God's sake, play something!
- Birşeyler yapın. - Tamam.
- Do something.
En iyisi bu konu hakkında birşeyler yap.
Well, you better do something about it.
Bu konuda birşeyler yapılmazsa... belediye başkanlığı için yeni bir seçim yapılacak.
Well, if something isn't done... there'll be a new mayor after the fall election.
Tamam bu çocuğun hakkında birşeyler yapılmalı.
Well, something's got to be don about that child of yours.
Baylar, korkarım EmiI için birşeyler yapılmalı.
I'm afraid, gentlemen, that something must be done about EmiI.
Birşeyler yap.
Do something.
Birşeyler yapıyorlardı.
Well, they do things.
Birşeyler yapıyormuş gibi görünüp hiçbir şey yapmamamız gerekiyor.
We have to act like we're doing something but do nothing.
- Birşeyler yapılmalı.
- But something's got to give.
Orada durma öyle, birşeyler yap.
Well, don't just stand there, do something.
Lütfen oğlum için birşeyler yap. Bir eve falan yerleştir.
Please do something for the boy, put him in a home or something
Lütfen birşeyler yapın..
Please, please try to get me off of here.
Hadi, birşeyler yap!
Come on, do something!
Bize birşeyler yap.
Show us a demonstration.
Birşeyler yapın.
They're going to kill us! Let's move!
Durmayın birşeyler yapın.
Paulito, take cover!
Belki birşeyler yapılabilir.
Might as well get down.
Yalnız olduğunda birşeyler yapıyor musun?
Does anything happen, when you are alone?
Senin görevin adamımızı restorana akşam yemeği için davet etmek, sonra birşeyler yap ki tuvalete gitmesi gereksin.
Your mission is to invite the customer to the restaurant for dinner, then bring him to the right condition until he wants... to wash up.
Birşeyler yapıp onları şaşırtmalıyız.
We got to do something and shake them.
Birşeyler yapın!
Do something!
Birşeyler yap, sığır yetiştir, kağıt oyna, birşeyler yap.
Steal cows, deliver burglary...
İskambilde iyi değil midin? Ama birşeyler yap!
Play cards...
Victor, birşeyler yap.
Victor, do something!
Hükümete karşı birşeyler yapılabileceğine dair kendini şartlandırmak gerçekten çok zordu.
First, I find that it is difficult to take the decision of that if it must make something against the government.
Kendisine, Norveç seferinin eksikliklerine dair hazırlamış olduğum raporu sundum. Çünkü artık emindim ki, birşeyler yapılmazsa savaşı kaybedebilirdik.
I delivered a report to it with the problems of the Norway, therefore it believed that if we continued thus, we would lose the war.
Siz de birşeyler yapın!
Come on. Do something about it!
Eğer seni haklı bulmaya başlarsam, birşeyler yap.
What? If I ever start taking you for granted, do something about it.
Ulvenstein şüpheli birşeyler yapıyor gibi görünüyor.
Ulvenstein seems like he's got something fishy going on.
İt ya da birşeyler yap.
Push or something!
- Richard, birşeyler yap.
- Do something.
Alice, Lütfen birşeyler yap.
Alice! Please, do something!
Birşeyler yap.
Do anything :
Yalancılara karşı nefret hissederim... böyle durumlarda, başka birşeyler yapılabilir.
Them. Man, I have had it with lying Men, Charlie.
Öyle durma, birşeyler yap?
Why don't you do something?
Birşeyler yap!
Do something then!
Lanet olsun, birşeyler yapın.
Goddamn it, do something.
Jandarma bizi aramaya devam ediyor. Bela olmaya başladı. Birşeyler yapın.
that gendarme keeps following us it's becoming a pain do something about it
Pekala zeki adam, şu tekneyi çalıştırmak için birşeyler yapmalısın... kıçını kaldır da birşeyler yap, tamam mı?
Okay, smart guy, do some one thing to run a bath... so we can leave here okay?
Jason birşeyler yap.
Do something.
Birşeyler yap!
- Let me off! - Do not do something! - Do something!
Çabuk, Pierre, birşeyler yap!
Quick, Pierre, do something.
- Haydi, birşeyler yap.
- Quick, do something.
Şu kontrollerle birşeyler yap.
Do something with these controls!
Her zaman başka şeyler yapıyorsun ve aklında her zaman başka birşeyler var.
You're always doing something else and having your mind on something else.
Ne yapıyorsun ya, şurda birşeyler anlatıyorum
What's up? We've gotta make up our minds now.
Birşeyler yap!
Do something!
Birşeyler yapın.
Do something.
Üzerine demirden yapılmış birşeyler giysen iyi olur zira seni bir daha ki görüşümde ayakkabımı kıçına sokacağım.
You better start wearing cast-iron shorts because the next time I see you, I'm gonna bury my shoe up your ass.
bizde nacizane, yapıyoruz birşeyler
That's nothing I just did
birşeyler yapın 17
birşeyler yapmalıyız 24
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapmayacağım 170
birşeyler yapmalıyız 24
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapmayacağım 170
yapacağım 517
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapmış 19
yapma 5445
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapmış 19
yapma 5445
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103