Bu kadın tradutor Inglês
20,256 parallel translation
Harvey, bu kadının şakası yok.
Harvey, this woman's not joking.
Bu kadının senin bir sahtekar olduğunu göstermesi gerek, ama tüm dünyanın bildiğine göre sen bir avukatsın, ve bu böyle kalacak.
That woman has to show you're a fraud, but as far as the world knows, you're a goddamn lawyer, and that's the way it's gonna stay.
Bu kadına kendi ilacını tattırmamızın vakti geldi.
It's time we give that woman a taste of her own medicine.
Scottie, bu kadın istediğini alana kadar durmayacak.
Scottie, this woman is not gonna stop until she gets what she wants.
Bu kadın takımımın 6 aydır araştırdığı bir çetenin üyesi.
This woman is part of a gang that my team has been investigating for six months. I knew it!
Beni dinle, bu kadının bildiklerini derhal öğrenmemiz gerekiyor.
Listen to me, we've got to find out everything this woman knows. Immediately.
Sence bu kadın gerçekten kendi kızını kaçırmak için paralı askerlerden oluşan bir ekip tutar mı?
You really think this woman is gonna hire a team of mercenaries to kidnap her own daughter?
- Bu kadın kim peki?
- So who is this woman?
- Kim bu kadın?
So who is this woman?
Bu kadınların hepsi bir şeyler saklıyor.
Each of these women is hiding something. I'm gonna find out what.
- Farz edelim kimse bir şey demedi. - Bu kadın niye gelip eşyalarını almıyor?
Let's say nobody's said anything, why isn't this woman coming to collect her stuff?
Bu kadın için dediği türde şeyleri söylemek, yaptığı şekilde insanları şeytanlaştırmak, o sonra, biz... onun sadece deli olmadığını öğreniyoruz, onun....
For this woman to say the kinds of things that she said, for her to just demonize people the way she's done, it... And then, okay, we... we find out she's not only crazy, she...
Bu kadın çocuğumuzu takip ediyordu, deli olduğu ortaya çıkıyor.
I mean, this woman that's been going after our boy, she turns out to be crazy.
Bu kadını tutuklayın.
Take this woman into custody.
Kim bu kadın?
Who's this?
Bu kadın ölmüş çünkü insanlar organları çıkartılınca hayatta kalamaz.
- Well, she died because humans can't survive when their organs are removed.
- Bu kadın geldi. Ve yüzüne kök hücre tedavisi yaptırmış. Her göz kırptığında ses geliyor.
- There is this woman, and she had stem cell treatment in her face, and every time she blinked, it clicked.
Bu kadını kesin daha önce gördüm.
I've totally seen that woman before.
Bu kadın 1977'de ölmüş.
This chick died in 1977.
Bu kadının sorunu ne ya?
What the hell is wrong with her?
Dün gece bu kadın yüzünden saldırıya uğradık.
This woman is the reason we were attacked last night.
Bu kadın üç yıldır beni hayatta tutuyor ve de...
This old girl has been keeping me alive for three years plus.
Tamam, bu kadının üsse dönmesi gerekiyor.
Ok, I need to get this woman to the base.
Bu kadını üsse götürmem gerekiyor.
I need to get this woman to the base.
Hepsi bu kadın sayesinde...
All thanks to this woman...
Görüşmenin bu kısmı bittiğinde bazı testler için Ivy'ebir kadın doktor bakacak.
When this part of the interview is done with, Ivy will see a female doctor for tests.
Kadınların senden bu şekilde yararlanmasına izin veremem.
You can't let these women take advantage of you like that.
Bu kadının ikimiz üzerinde de gözü var.
This woman has her sights on both of us.
Son bir hakaret olarak da bu acılı kadını karşınıza çıkardım sizi kendime hayran bıraktırmak için.
And... and as a final insult, I paraded this mourning woman out in front of you just as a way to get you to admire me.
Adice, korkakça ve asla affedilemeyecek bu hareketin etkisi bu üç ölü kadının çocukları tarafından hissedilen yıkıcı zarara kıyasla bana etkisi doğrusu çok az oldu.
It was a vile, cowardly, unforgivable act, that quite frankly has resulted in very little impact on me when compared to the devastating loss felt by the children of those three dead women.
Ama ikimizde biliyoruz ki bu itiraf zorlama ile yapılmış. Zavallı kadını Calabrese Fine Imports'ta tuttuğunu biliyoruz. Yalanını ortaya çıkarmak bu kadar basit.
But you and I both know the confession you coerced from that poor woman you're holding at Calabrese Fine Imports was simply to confirm your lie.
Kendine göre anlatıyor olabilir kadının da bu söylediklerini doğrulaması gerek.
Well, conveniently for him, she's not around to challenge his side of things.
Bu, senin 8 aylık hamile bir kadınla evleneceğin gün. Haklısın.
It's about you marrying a woman who is eight months pregnant.
Kaçırılma girişiminden hemen bir saat önce Stalder'in otelde buluştuğu kadın bu.
That's the woman that Stalder met at the hotel just an hour before his attempted abduction.
Bu konuştuğunu unutacağın türden bir kadın değil.
That doesn't look like a woman - - or a conversation - - he'd have forgotten.
O kadın sana bunu yaptı, bu yüzden ben...
That woman did this to you, so... I...
Ertesi gün,... annem, büyükannem ve teyzem beni neden suçlamaya çalıştıkları hakkında bir toplantı yapmak için okula geldiller, odada üç siyah kadın vardı, kendim hariç, ve tüm bu beyaz yöneticiler.
The next day, my... my mom, my grandmother, and my aunt came up to the school to have a meeting about why they were... why they were trying to charge me with this, and there was, you know, three black women in the room, um, not including myself, and these all-white administrators.
Kadınlarla ilgili nasıl konuştuğunu bu yüzden insanların seni...
How you talk about women so people won't think you're...
Bu hapishanede saygın bir kadınım ben.
I am a respected woman in this camp.
Bu arada, neden Ellen'in kayıt defterinde bulunan kadın doğum uzmanını ziyaret etmiyorsun?
In the meantime, why don't you pay a visit to the ob-gyn listed in Ellen's address book?
Kadın cezaevi olduğumuz için bu sorumluluk çoğunlukla hafife alınıyor.
Because we are a women's camp, that responsibility is often underestimated.
Bu yüzden de genç bir kadın hayatını kaybetti.
And because of that, a young woman lost her life.
Komşular boşandıklarını söylemişti, ama bu daha mı önce oldu emin değilim. ya da kadının geçirdiği kazadan sonra mı bilmem.
The neighbors told me they got divorced, but I'm not sure if that was before or after her accident.
Bu... Bu, kadının hoşuna gidiyor.
She...
- Hayır, bir daha bana ya da aileme yaklaşırsan, öldürürüm seni kadın. Bu bir tehdit değil.
- No, you come near me or my family again, I will fucking kill you.
Bu sayede yeni gelen kadınlara erişim olanaklarını korumuşlar.
That way, they have access to a constant new... supply of women.
Bu kadın da seninle aynı zamanda kaçırılmıştı?
This woman was taken around the same time as you.
Evet, genelde bu tip şüpheliler kaçaklar, evsizler ve hayat kadınlarını hedef alır.
Yeah, these types of unsubs typically target victims like runaways, transients, and prostitutes.
Bu seni terk eden kadın.
This is the same woman that abandoned you.
Bu adam sevdiği kadını kaybetti ve suçlayacak birini aradı.
This is a guy who lost the woman he loved and just needed someone to blame.
Bu ölü kadın bedeni geldi ve kan değerlerini kontrol ettiğimde sanki hâlâ hayattaymış gibi belirtiler gösteriyordu.
I got this female DB and when I checked her blood it was acting like it was still alive.
bu kadın kim 24
kadın 780
kadınım 29
kadınlar 410
kadınları 28
kadınların 29
kadınlara 22
kadının 24
kadını 18
kadın yok 19
kadın 780
kadınım 29
kadınlar 410
kadınları 28
kadınların 29
kadınlara 22
kadının 24
kadını 18
kadın yok 19
kadın mı 89
kadın da 16
kadın değil 18
kadın nerede 26
kadınlar ve çocuklar 24
kadın kim 20
kadınlar mı 20
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
kadın da 16
kadın değil 18
kadın nerede 26
kadınlar ve çocuklar 24
kadın kim 20
kadınlar mı 20
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37