Buradasın demek tradutor Inglês
1,229 parallel translation
Buradasın demek.
Oh, there you are.
Buradasın demek.
There you are.
- Demek buradasınız.
Oh, there you are.
Aletimi düşürüp düşüremeyeceğinizden emin olamadığınız için buradasınız. Demek beni bu korkunç planımdan caydırmak için buradasınız.
You're not entirely confident you can shoot down my probe, so you've come to dissuade me from my horrific plan.
Usta, demek buradasın.
Master, so you're here.
Demek buradasın!
There you are!
Demek buradasın.
There you are.
Demek buradasın doktor.
There you are, doctor.
Demek buradasınız. 3.Cadde boyunca sizi aradım.
I've been on Third Street looking for you.
Demek buradasın.
There you are!
Demek buradasınız.
Well, here you are.
Kaptan. Demek buradasın.
Captain, there you are.
Bay Cotto. Demek buradasınız.
Mr. Cotto, there you are.
Kaptan, demek buradasın.
Captain, there you are.
Güzel. Demek buradasın.
Good, there you are.
Kaptan, demek buradasın. Ben de seni arıyordum.
I was looking for you.
Demek buradasınız Peder.
There you are, Father.
Bu demek oluyor ki sokağa çıkma yasağı bitene kadar buradasın.
I guess this means you'll have to stay until they lift the curfew.
Demek istediğim, mesela sen. Bana gerçekten yardım için mi buradasın?
Take you, for instance, are you really here to help me?
Demek buradasınız.
There you are.
- Demek hala buradasın. - Evet.
- You're still here, then.
- Demek hâlâ buradasınız.
- Still here, I see. - Aye.
Demek buradasınız.
Hey, there you are.
Demek buradasın.
Oh, there you are.
Demek buradasın.
- There you are! - Oh!
Vir, demek buradasın.
Vir, there you are.
- Demek buradasın Şef.
Ah... there you are, Chief.
Demek buradasınız, Bayan Nugent ve Phillip.
There you are, Mrs. Nugent and Phillip.
- Demek buradasınız, hanımlar.
There you are, now, ladies.
Bu taraftaki çimenler hâlâ içime sinmedi. Demek buradasın, Jimmy.
- There you are, Jimmy.
Demek buradasın!
Oh, there you are!
Demek buradasın.
Here you are! BILLY :
Demek buradasınız.
Oh, there you are.
- Demek buradasınız.
- Here you are.
Roz! Demek buradasın.
I was beginning to worry about you.
Demek hala buradasın.
Hmm. You're still here.
Demek buradasınız Binbaşı.
Major, there you are.
Demek buradasın!
The honeymooner.
Rodny, demek buradasın.
Rodney, there you are.
Demek buradasın.
- There you are. - I have to talk to you.
- Demek buradasın.
- There you are.
Buradasınız demek.
There you are.
Kaptan, demek buradasınız.
Captain, there you are.
Demek buradasın.
So there you are.
Demek buradasın, Kosta.
You're here, Kosta.
Londo, demek buradasın.
Londo, there you are.
Elizabeth, demek buradasın.
Elizabeth, there you are.
Güzel. Demek buradasınız Doktor Crane.
- Oh, good, Dr. Crane, you're here.
Demek buradasın.
Hey, there you are!
Ah, demek buradasınız.
Oh... you're all here.
Selam, demek buradasın.
Hey, hey, there you are.
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek istiyorsun 52
demek öyle 522
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istediğim 2063
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek istiyorsun 52
demek öyle 522
demek istediğim şu 35
demek ki 147
demek istedim ki 26
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek geldiniz 17
demek istediğin 103
demek istiyor 19
demek istediğini anladım 17
demek istiyorsun ki 24
demek sensin 61
demek oluyor ki 35
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim şu ki 19
demek geldiniz 17
demek istediğin 103