English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Büyük bir tane

Büyük bir tane tradutor Inglês

692 parallel translation
İşte büyük bir tane.
Here's a big one.
- Büyük bir tane geliyor.
- It's a good one!
Ben büyük bir tane istiyorum.
Now, look. I want a big one.
Büyük bir tane.
A big one.
Eğer o kadar zenginsen, neden daha büyük bir tane inşa edemedin?
If you're so rich, why couldn't you build a bigger one?
Fakat maalesef bu bir problem yarattı - büyük bir tane.
But unfortunately it's created a problem - a big one.
Binbaşı, General kendisini aşağılarken çok küçük bir meşale alıyor ve daha büyük bir tane istiyor.
The Major takes a very small torch as the General insults him and asks for a larger one.
Büyük bir tane söyledim sana.
I told you a big one.
Oltanı suya daldırsan iyi olur, şurada büyük bir tane var.
Better get your line in the water, there's a big one right there. Huh, where?
İşte büyük bir tane geliyor.
Here comes a big one.
Şöyle büyük bir tane.
Preferably a larger one.
Güzel. - Büyük bir tane. Gördün mü?
Well, it's just a little old burp gun, Pop.
- Güzel, büyük bir tane. - İyi akşamlar millet. - Merhaba Toby.
( TEDDY AND EDDY IMITATING GUNFIRE )
Büyük bir tane.
This is a big one.
Büyük bir tane, fakat burada.
Keep the big one, but over there.
Büyük bir tane geliyor.
Here comes a big one.
Yeah. Seni yenmek için gerçekten büyük bir tane gerekiyor.
Take a real big one to beat you today.
Büyük bir tane yakaladık, değil mi?
We caught a big one, didn't we?
- Büyük bir tane hem de.
- A big one.
Şöyle büyük bir tane getirin.
Bring me a big one, huh?
- Öyleyse, büyük bir tane.
- lf so, an immense one.
Eğer o şeye dikkat etmezsen bir gizemin olacak, hem de büyük bir tane.
If you don't stop being careless with that, then you'll have one. A big one.
- Evet, büyük bir tane.
- Yes, a big one.
Evet, büyük bir tane ön tarafında ve küçük bir tane de arkasında.
Yeah, a big bastard in the front and then a little fellow afterwards.
Paul Bunyan'ınkinden daha büyük bir tane gördüm.
And I've got a bigger one than Paul Bunyan.
Yemekhaneye ulaşmadan önce Anzio Annie, bir tane yollardı, büyük bir tane bulutlara kadar çıkandan, bilirsiniz ve siz de otomatikman, patlama anında yere düşerdiniz.
Before you could get down to the cookhouse, Anzio Annie would send one over, a big one, one of these clouds raised, you know, and you automatically, as soon as that burst, you'd drop to the floor.
Ve şimdi, büyük bir tane!
And now, the big one!
Evet, 10 kiloluk büyük bir tane.
Yeah, a big 20-pounder.
- Bu büyük bir tane.
- That's a big one.
Hayır, daha büyük bir tane ver bana.
No, give me the bigger one. Thank you.
Bir tane daha. - Her zamankinden büyük bir tane!
- The usual, a great big one for Rose!
Dostumuz için bir kaç tane kağıttan zincir ve ökseotumuz olmaması büyük talihsizlik.
It's a shame we haven't a few paper chains and a bunch of mistletoe for the old boy.
50 tane başrahip tarafından idare edilen büyük bir tapınak düşün.
Imagine a vast temple, the Temple of Destruction
- Görüşürüz, Murph. ... en az bir tane büyük salgın yaşandı.
In the past 20 years, there's been at least one major outbreak.
Affedersiniz, büyük bir araba içinde iki tane erkekle beraber bir bayan gördünüz mü?
Excuse me, have you seen the girl with two guys in a big car?
Şimdi sana gerçek bir tane sunacağım - hayatımın büyük sırrını.
Now I'll make you a present of a real one - the great secret of my life.
Sanırım bizim oralarda aynı büyüklükte bir iki tane kıyıdaki ovalarda da birkaç tane daha büyük çiftlik var.
There are one or two others as big, I suppose, up where we come from... and some larger ones on the coastal plains.
Dünyanın en büyük ülkesinin başkentinin efendileriyiz, besleyecek bir tane bile sivil yok ve bu raporları alıyorum.
We are masters of the capital of the largest country in the world, not a single civilian mouth to feed and I get these reports!
İçinde küçük bir tane olan büyük bir paket.
A large parcel with a small one inside.
Bir top istiyorum, büyük kırmızı bir tane.
I want a ball, a big red one.
Büyük bir şehirde kaç tane kapı kulpu var, biliyor musunuz? - Hayır.
Know how many doorknobs we sold at our last construction project?
Artık büyük büyükbaban bu kirlenince sana geri getirir ve senin için temiz bir tane koyacağım.
Now you make your old granddad bring you back when this is dirty and I'll put a clean one on for you.
Benimki gibi büyük bir ailede, yedi çocuğum ve bir tane de bebek vardı.
There's no family conversation, no family life, because it takes time and we need money.
Büyük olanın yerine ikinci bir tane oldu.
It'd be the second one over from the big one.
" Yüz tane müzisyeni toplayacağım büyük bir kilisede.
" A thousand musicians and put them all in a big church.
Şey, bu akşam, em, küçük bir martini belki, büyük bir biftek mutlaka, ve iyi bir korku filmi, buralarda bir tane varsa.
Well, this evening, um, a small martini perhaps, a large steak definitely, and a good horror movie, if there's one close by.
Sonra başka bir mağazaya gittim bir tane daha aldım, o da çok büyük.
When I left, I bought another one... too big.
Rönesans dönemimde birçok büyük ressam vardı ama yalnızca bir tane Da Vinci.
There are many great painters in the Renaissance, but only one da Vinci.
Vegas'daki iki büyük otelin sahibisiniz veya kontrol ediyorsunuz. Bir tane de Reno'da var.
You own, or control, two major hotels in Vegas, and one in Reno.
5. caddenin büyük bölümü onların Boston'da yirmi tane kent merkezi, New Orleans limanının bir bölümü...
They own a chunk of 5th Avenue twenty downtown pieces of Boston. A part of the port of New Orleans.
Bize iki tane sivri uçlu, bir tane de büyük düz ver.
We'll have two with points and a big, flat one.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]