Ciddi değil tradutor Inglês
1,612 parallel translation
Megan'ın otizmi Matthew'unki kadar ciddi değil.
Megan's autism isn't as bad as Matthew's
Matthew'unki kadar ciddi değil, ama ne kadar çabuk tedavi görürse o kadar iyi olacak.
It's not as severe as Matthew's, but the quicker she gets care... the better off she'll be
- Ciddi değildi ama, değil mi?
- She's not serious, though?
Yani, kadınlar her zaman söylediklerinde ciddi değil midir?
You mean women don't always say what they actually mean?
Ciddi değildin, değil mi?
- You weren't being serious, were you?
Ciddi değilsin, değil mi?
You're not serious are you?
- Ciddi değil çünkü.
- It's not serious.
O kadar ciddi değil.
Really, it is not that serious.
Biraz taşikardi var ama ciddi değil.
A little tachycardia but nothing serious.
- Bitti derken ciddi değildin, değil mi?
- You're not serious about ending?
Merak etmeyin, ciddi değil.
Don't worry, it's not serious.
Çok ciddi değil ancak dinlenmen gerekir.
It's not serious, but you should rest yourself.
O kadar ciddi değil.
- It's not that serious.
Kim ciddi değil?
Who isn't serious?
- Sen ciddi değildir, değil mi?
- You're not serious, are you?
Ciddi değilsiniz, değil mi?
You're not serious, are you?
Ciddi olamaz, değil mi?
She can't possibly be serious, can she?
Ciddi bir şey mi? Hayır. Elbette değil.
- ls this something serious?
Şey, ciddi falan değil.
Well, it's not serious or anything.
Yapısal bir hasar var, çok ciddi bir şey değil.
There is structural damage, nothing too serious.
Ciddi bir şey değil.
Nothing serious.
Pardon ama ciddi konuştuğumu sanmadın, değil mi?
I'm sorry. You didn't think I was serious, did you?
- Ciddi bir şey değil.
- Oh, no, it was nothing serious.
Ciddi bir yara değil.
It's not a serious wound.
Bu sadece eğlenmek için ciddi bir şey değil
Justin, it's just a little fun. It's just a little silly, ridiculous fun.
- Ciddi bir sorun - Bu bir sorun değil
- Of course it's a problem.
Haberler pek iyi değil... Ciddi beyin hasarından ötürü eşiniz kendi başına işlevlerine getiremez hale geldi buna nefes almak, konuşmak, hareket etmek ve hissetme duyuları dahil... Kalbinin atmasına devam ettirebiliriz ama bu pek bir yaşam sayılmaz....
The news isn't good... because of severe brain injuries, your husband is unable to function on his own... that includes breathing, speach, motion, the five senses... we could keep the pulse going...
Ama lvan'ın seviyesinde... lvan fena değildir, ama ciddi biri değil.
Ivan is fine, but he's not a serious guy.
lvan annen için ciddi bir olasılık değil.
Ivan's not a serious possibility for your mother.
Ciddi bir şey değil.
It's not serious.
Eğer bu olmaz ise, Tanrım ( C.C )... senden diğer takımın kilit oyuncularını sakatlamanı istiyoruz... sadece ciddi olarak sakatlanmalarını değil... yavaşlamalarını da istiyoruz... böylelikle Smelters bu oyunda galip gelecek.
And if that cannot happen, God... we ask that you injure some key players on the other team... not so that they get seriously injured... but that they're slowed up... so that the Smelters will win this game.
Delillerin tümü henüz elimizde değil, fakat elde ettiğimizde onu sana getirsem bir kere olsun ciddi olarak ilgilenir misin?
Now we haven't got all of the evidence yet, but when we get it, If I bring it to you, will you — will you actually do something for once?
Bu adamda gerçekten çok ciddi sorunlar var değil mi?
There must be something deeply wrong with a man like that, don't you think?
Bay Thomas, Emily Rose'un tıbbi tedavi gerektiren ciddi bir tıbbi rahatsızlık çekmekte olduğunu iddia etmiştir, başka bir şey değil.
Mr. Thomas has contended that Emily Rose suffered from a serious medical condition that required medical treatment, nothing more.
Ciddi bir şey değil ama.
A little headache, but not serious.
Çok ciddi bir şey değil.
Nothing too serious.
Gerçekten ciddi bir iş değil.
It's really no big deal.
Mösyö Kerbec, ciddi bir şey değil.
Not a serious thing Monsieur Kerbec.
Ama problem, konuşulacak konuların bir listesine baktığınız zaman,... listenin okuyucuyu, Saddam Hüseyin'in sadece komşularına karşı değil Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı çok ciddi tahribata yol açacak şeytani planlar içerisinde olduğuna inandırmak için hazırlanmış olduğuydu.
But the problem was when you look at what was in these talking points, you could tell it was designed to convince the reader that Iraq and Saddam Hussein specifically constituted a major serious terrible evil threat to not just his neighbours, but to the United States.
Öyle televizyonda gördüklerin gibi bir şey değil. Yo, yo yo Bu ciddi ciddi kavga etmektir...
Well, it's not like on TV.
Ama o kadar da ciddi bir şey değil.
But it's not that serious.
Sen, sağlıklı bir adamsın yaşın gereği, ufak rahatsızlıkların var..... ama bunlar, ciddi şeyler değil.
You are a healthy man with the common ailments of old age but that's not serious.
Siz ona gerçekten ciddi ciddi âşıksınız, öyle değil mi?
You're actually quite seriously in love with her, aren't you?
Ciddi bir şey değil, sadece üşütmüş.
There's nothing wrong, sweetie. You just caught a cold.
Daha sonra da kendinizi gerçekten arsenikle zehirlediniz. Ama bayan, bu o kadar eski bir numara ki beni hemen kuşkulandırdı. Ciddi ama ölümcül değil.
And then you actually poison yourself with arsenic, badly but not fatally.
Ciddi bir şey değil, değil mi?
It's not serious, is it?
Orada ciddi Stepford Kadınları vardı, haberin var, değil mi?
there are some serious stepford wives vibes going on there, you know that, right?
Orada ciddi Stepford Kadınları vardı, haberin var, değil mi?
There's some serious Stepford Wives vibes going on there. You know that, right?
Senin de planın çok ciddi, öyle değil mi?
Well, you've got quite a plan, don't you?
- Bu komik değil Billie, bu ciddi.
- This isn't funny, Billie. This is serious.
Ciddi söylemedin, değil mi?
Oh, you don't mean that now
ciddi değilsin 32
ciddi değildim 29
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
ciddi değildim 29
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56