Daha tradutor Inglês
927,470 parallel translation
Akranlarım ve daha genç olanlar bence bunu...
People my age and younger, I don't think we even- -
Daha önce hiç doğrudan fasulyeme vurulmamıştı.
I've never been punched directly on my bean before.
İnanın diye bir tane daha yapacağım.
I'll do one more just so you believe me.
39 tane daha var bunlardan.
Thirty-nine more where that came from.
Daha mühim işlerim var. "
I got better shit to do. "
Hatta başka bir erkeği götünden sikmekten daha erkeksi bir şey olabilir mi?
In fact, what could be manlier than fucking another guy in the ass?
Bunu daha önce de yaşadım.
Okay, I've been through this before.
Bir daha biri seni bozmaya çalıştığında şunu unutma :
And the next time someone tries to make you feel bad about yourself,
Sabah bir tane daha yapamaz mı?
Why can't she just make another one in the morning?
O sandviçi daha iyi bir şeyle takas edebilirler.
You could trade that sandwich for something better.
Üzerinden bir hafta bile geçmedi, beş gün sonra eve geldim ve kapının önünde bir kaset daha vardı.
And then, not even a week later, five days later, I come home, and there's another videocassette sitting on my porch.
O okuldan kapmadığı daha da kesin.
And he's definitely not getting it from that school.
" Bir daha eve gitmemeliyim.
I said, " I should just never go home.
Dave Chappelle'e büyük bir alkış daha!
Give it up one more time for Dave Chappelle!
Reddington'ın kurbanlarından üç tanesini daha tanımlayabildik
We were able to identify three more of Reddington's victims.
Daha yeni taşıdım onları.
I just move'em through.
Bundan daha iyisini yapabilirim Bay Von Hauser.
I can do better than that, Mr. Von Hauser.
Ama senin için benden daha çok, sanırım.
But more so for you, than me, I suspect.
Bir daha asla.
Never again.
"100" te daha önce...
Previously on "The 100"...
Orada bulunmaktan daha kötüsün Yanlış şeyi söyleyerek.
You not being there is worse than saying the wrong thing.
Onur kırmadan önce bu savaş alanından in Halkın bir kez daha.
Get off this battlefield before you dishonor your people once again.
Daha fazla kan mı?
More blood?
O daha iyi yapabildiğimize inandı, Ve ben bunun için onu sevdim.
He believed that we can do better, and I loved him for that.
Luna'ya leyla bir avantaj vermene izin vermeyeceğim, Ve klanımızı bir daha utanmazsın.
I will not allow your dishonor to give Luna an advantage, and you will not shame our clan ever again.
Bundan daha zor şeylerden kurtuldu.
She's survived harder things than this.
Daha iyi bir fikrim var.
I got a better idea.
- Uh, henüz emin değiliz fakat daha derin araştırabilmem için hesabınıza giriş yapmam gerekiyor.
- Uh, we're not sure yet, but I'm gonna need to access your account, dig a little deeper.
Ya senden daha fazla bulmaca veya karşılaşma çözmeni isterlerse?
What if they have you do more programming challenges, puzzles?
Onlar akıllandıkça, kendimi daha bir aptal hissediyorum.
The smarter they get, the dumber I feel.
Bizi daha ne kadar burada tutacaksın?
How long are you gonna keep us here?
- DAHA NE KADAR...
- How much longer...
Çok daha iyi.
All the better.
Herşeyi daha iyi görmeme ne iyi geliyor biliyor musun?
Do you know what gives me more clarity?
- Daha fazla alkol.
- More alcohol.
Ve bu benim için anlamlı... Ve daha önce hiç bunun üstüne gitmemiştim.
And that is something... that I would never want to undo.
Hala programa uygun ilerliyoruz ancak daha fazla problemi kaldıramayız.
We're still on schedule, but we can't afford any more problems.
Zaten buna benden daha çok ihtiyacın var.
You need it more than me anyway.
Bilirsin, yapılması gereken çok şey var, ve bazı laboratuvar teknisyenlerim acemi, ve yalnızca bazı şeyleri benim yapmam daha kolay.
You know, there's a lot of things that need to be done and some of my lab techs are new and it's just easier to do things myself.
Her şey doğru yapılmalı, bu yüzden daha başka hatalar yapmaya gücümüz yetmez.
Everything needs to be done right and we can't afford to make any more mistakes.
Bir daha olmayacak.
It won't happen again.
Daha iyi bir fikrin varmı?
You got a better idea?
Evet, ama daha az ihtimal var ve bu riske değer.
Yeah, but there is less of a chance and it's worth the risk.
Onlardan daha çok olduğu zaman ne dersin?
What about when there's more of them?
Beni şimdi dışarı çıkarırsan, ona bir daha asla yaklaşamayacağımızı biliyorsun.
You pull me out now, we'll never get close to her again, and you know it.
Bana bir gün daha ver.
Give me one more day.
Sanırım ki, besin zincirinde çok daha yüksek yerlere ulaştı.
I'm guessing he's gotten a lot higher up on the food chain.
Tamam, Eğer Devon Parker'laysa, ve o önemli bir Sandstorm üyesiyse, bu onu düşündüğümüzden daha değerli kılıyor.
All right, so if Devon's with Parker and he's a key Sandstorm member, that makes her a lot more valuable than we thought.
Biz bu işi bitirmeden kaç tane daha masum insan ölmeli?
How many more innocent people have to die before we end this?
- Hey, bir kaç tane daha kontrol edeceğim.
- Hey, I'll check back in a few.
Ona daha fazla zaman vermeliyiz.
We need to give her more time.
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha fazla 180
daha sonra 654
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha fazla 180
daha sonra 654
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha sonra da 30
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha sonra da 30
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha sert 154
daha yeni 32
daha iyisi 53
daha ne 26
daha erken 68
daha fazlası değil 36
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16
daha iyi ya 37
daha sert 154
daha yeni 32
daha iyisi 53
daha ne 26
daha erken 68
daha fazlası değil 36
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16