Daha var mı tradutor Inglês
14,639 parallel translation
Bir tane daha var mı?
You got another one?
Bir tane daha var mı?
You got another one of those?
Başlangıcı... Daha var mı?
The beginning... is there any more?
Daha sert birşey var mı?
You got anything stronger?
Ama daha önemli sorunlarımız var.
We've got bigger concerns.
Bir sürü zamanımız var daha.
We still have lots of time.
Zamanımız var daha diyorum ya.
I'm telling you we have time.
Biraz daha sıcak tutar, bu deri ceketi giymemin sakıncası var mı?
I think it'd be a little warmer, too. Mind if I wear this bad Larry?
Dinle, senden daha nazik insanlar tarafından da bağlanmışlığım var benim.
Listen, I've been tied up by better people than you.
Silahlarını kullanmaktan çekinmeyen M-4'lü üç adam var, içeride belki daha fazlası.
There's at least three guys in there with M4's who aren't afraid to use them, and probably more inside.
Düşündüğüm şeyi yapacaksanız benden daha büyük sıkıntılarınız var demektir.
If you're doing what I think you're gonna do, I'm the least of your problems.
- Daha iyi bir fikrin var mı?
- You got a better idea?
Daha iyi bir fikrin var mı dahi çocuk?
Hey, you got any better ideas, Einstein?
Daha iyi bir fikrin var mı?
You got any better ideas?
Daha çikolata parçalı kek var mı?
Hey, uh, are there any more chocolate chip muffins?
Bir kişilik daha yer var mı? Aferin Switch.
- Room for one more?
hayır, gerçekten eğleniyorum ama yapabileceğim daha heyecanlı bir şeyler var mı?
No, really, I am, but are there any jobs that are more exciting?
Daha hayati şeyler var mı?
Anything more life or deathy?
Senin içinse daha başka tasarılarım var.
And as for you... I've got more involved plans.
- Başkaları var mı? - İki kişi daha var.
- There more of you?
Hayatım, belki fark etmedin ama ufak bir pasif içicilikten daha büyük sorunlarınız var şu an.
Honey, in case you haven't noticed, you've got bigger problems than a little secondhand smoke.
Biraz daha yardıma ihtiyacım var da.
I need some more help.
Dünyadaki herhangi bir ülke.. than any governmental.. ve savcılık bölümünden daha fazla.. .. kaynağımız var.
We have more resources than any governmental prosecutorial division in the world.
Tabi ki daha kat edecek çok yolumuz var ama sonunda aşacağımıza inanıyorum.
Um, you know, we have a long way to go, but I know we'll get there.
Hayır, merkez Ohio'da kalıyor ama şimdi olan bitenlerle birlikte, burada daha büyük bir yere ihtiyacımız var.
No, we're keeping the compound in Ohio, it's just with everything going on right now, we needed a stronger presence here.
Daha önce de söylediğim gibi uzmanlığım, bağlantılarım ve araçlarım var.
As I said to you before, I have the expertise, the connections, the tools.
Fethedilecek yerler var mı daha?
No worlds yet to conquer?
Size daha önce de söyledim konuşacağım bir kişi var : Dedektif Mindhorn.
I've told you before, there's only one person I will speak to, Detective Mindhorn.
Başka birisi daha var, tamam mı?
There's somebody else, ok?
Daha iyi bir fikrin var mı?
You got a better one?
"Senden daha büyük ve güçlüyüm, daha çok da arkadaşım var."
"I'm bigger and stronger, and I got more friends."
- Daha iyi bir fikrin var mı?
What, have you got a better one?
- Daha fazlası var mıydı?
- There was nothing more?
Bir hak daha verin, Bir hakkım daha var.
That was a false start. Give me one more shot, I get a second shot.
Daha fazla yiyeceğe ihtiyacımız var.
- We're gonna need more food.
Benim sadece biraz daha zamana ihtiyacım var.
I just... I need a little bit more time.
Baba, ben daha 16 yaşındayım. Benim de bir hayatım var.
Dad, I'm only 16, I have a life.
Sanırım sabırsızlıkla beklemem gereken birçok şey var önümde daha.
It seems like I have a lot to look forward to.
Harry Rose'nin yerine kimin geçeceğine dair bir fikriniz var mı? Bir daha düşünün.
Any ideas you've got about taking over Harry Rose's pitch, think again.
Coulson'ın takımı ortadan kayboldu. Yolda almamız gereken iki kişi daha var.
Coulson's team vanished halfway around the world, and we still have two pickups to make.
Tanrı olmaya başlamak için daha iyi bir yol var mı?
What better beginning for a god?
Kendimi yargıladığım... bir şey daha var.
There's something else... that I've been judging myself for.
Daha fazla zamana ihityacımız var.
We need more time.
Ama Harry'yi tutuklayacaksak daha sağlam delillere ihtiyacımız var.
But if we are going to arrest Harry, we're gonna need something more concrete.
Daha çok zamaa ihtiyacımız var.
We need more time.
Eğer altınlarla kaçacaksak Mahkumlar Chatelet'e dönmeden, daha fazla zamana ihtiyacımız var.
If we're to escape with the gold as the prisoners are returned to the Chatelet, we need more time.
Daha fazla kurşuna ihtiyacım var.
I need more lead.
- Artık yapmamız gereken daha çok şey var. Haksız mıyım?
We have a lot more to do now, don't we?
Kanına senden daha çok ihtiyacım var.
I need your blood more than you do.
Yardımımıza ihtiyacı var, tahmin edebileceğinizden daha fazla.
She needs our help, more than you can know.
Suç mahallinin daha önceki fotoğrafında üç tane Gargoyle var tamam mı?
In the background of a crime scene photo, three Gargoyles, right?