Derin bir nefes al tradutor Inglês
1,276 parallel translation
Tamam, şimdi dediğimde, derin bir nefes al ve yapabildiğin kadar hızlı bir şekilde üfle.
Okay, when I say "now," you take a deep breath and blow as hard as you can.
- Derin bir nefes al, canım.
Just breathe deep, honey.
Derin bir nefes al ve astım ilacını kullan.
- Brian, you're just nervous. Take a deep breath and use your inhaler.
Derin bir nefes alıp söylediklerini bir düşün.
Take a breath, and think about what you're saying here.
Derin bir nefes al.
[Sighing] HEY, TAKE IT EASY.
Tepki vermeden önce derin bir nefes al ve ona kadar say.
Take a deep breath and count to ten before you react.
- Derin bir nefes al.
- Take a deep breath.
Derin bir nefes al.
Take a deep breath.
Sadece derin bir nefes al ve bırak ben halledeyim.
Tensions are high. Just take a deep breath and let me handle it.
Derin bir nefes al.
Deep breath.
- Derin bir nefes alın.
- Take a deep breath.
Derin bir nefes al, ona kadar say.
Take a deep breath and count to 10.
Hey, millet sadece derin bir nefes alın, birazdan geçecek.
Hey, everybody just take a jointly deep breath and it'll be over.
Derin bir nefes al. Ve şu soruyu cevapla.
Take a deep breath and answer this question.
Derin bir nefes al!
Breathe deeply!
Ryan hadi! Derin bir nefes al.
Just let me do what I do best.
- Geçirirken derin bir nefes alır, hepsine bir bir bakarsın.
And as you do, you take a deep breath, look at each one.
Derin bir nefes alıyoruz, ciğerlerimizi dolduruyoruz.
We take in a deep breath and fill our lungs with air.
Sadece derin bir nefes alın.
Just take a deep breath.
Pekala derin bir nefes al.
All right, breathe big breaths.
Derin bir nefes al, ve kendin gibi davran.
So take a deep breath and just be yourself.
Sakinleş, derin bir nefes al.
Now calm down, Jimbo. Just breathe.
- Tamam. - Derin bir nefes al.
Take a deep breath.
Bak, derin bir nefes al.
Look, just take deep breaths.
Derin bir nefes al adamım.
Take a deep breath, man.
Uzun ve derin bir nefes al ve şunu bil ki eğer emri verirsen, savaşa gireriz ve savaşırız.
I mean, take a long deep breath. Know that if you call the shot, we at war. We at war.
Sakin ol ve derin bir nefes al.
Calm down and take a deep breath.
Yanımdan ayrılmayın. Derin bir nefes alıp ardından gideceğiz. Tamam mı?
Stay close to me, take the deepest breath of your life, then we'll go for it.
Kaçmadan önce derin bir nefes alıp neler olduğunu değerlendirelim.
Wait, son, wait now. Before we go running off anywhere, let's stop and take a deep breath and decide what's going on.
Derin bir nefes al.
Take a deep one.
Pede, çok derin bir nefes alıp ilk pozisyonda oturacaktır.
Pede will take a deep breath and stand in first position.
Tamam, derin bir nefes alın çocuklar.
All right, take a deep breath, guys.
Derin bir nefes al Hartigan.
Take a deep breath, Hartigan.
Derin bir nefes al, sakinleş.
Take a deep breath, calm down.
Derin bir nefes alın.
Take a deep breath.
Derin bir nefes al.
Take a breath.
Derin bir nefes al ve emerek çıkar.
Take a deep breath and suck it out.
Derin bir nefes al. Tamam mı?
Alright, now take a deep breath, okay?
Konuşmadan önce derin bir nefes al.
Take another breath before you speak.
- Benim için derin bir nefes al.
Take a deep breath for me.
- Derin bir nefes al Ploy.
- Take a deep breath Ploy.
Derin bir nefes al, ve korktuğunu belli etme. Gergin olduğunu farkedebilir.
Just a take a deep breath, and don't let him know you're afraid,'cause he can sense when you're nervous.
Bak aslanım, daha ilk haftadan sana rütbe postası koymak istemezdim ama sen en iyisi elindeki bilgileri paşa paşa Çavuş Gabriel'e ver. Derin bir nefes al ve arabana dön.
Look, I hate to pull rank on my very first week, but I think it would be best if you handed your notes over to sergeant Gabriel here, took a deep breath and went on back to your car.
- Kemik torbası, hemen derin bir nefes al.
- Oh, bones, just take a deep breath.
Şimdi derin bir nefes al
Now, take a deep breath.
Derin bir şekilde nefes al.
Just breathe deeply.
Johnny, gözlerini kapatmanı istiyorum, ve bir kaç derin nefes al. Kendini çok güzel bir yerde, ufak bir akarsuyun yanında hayal et.
Johnny, I want you to close your eyes, take a few deep breaths and visualise yourself sitting in a beautiful field beside a quaint little stream.
Hazır olduğunda bu şekilde derin bir nefes al ve duygularını en üst düzeye çıkarıp düşünmeye başla.
Touché, your highness. [cell phone ringing]
Derin bir nefes al.
- Take a deep breath.
Bir daha derin nefes al.
Take another breath, again...
# Bir derin nefes alıyorum,
I take a deep breath
nefes al 406
nefes alma 21
nefes alamıyorum 272
nefes alamıyor 31
nefes alabiliyor musun 16
nefes alıyor 58
nefes alıyor mu 17
nefes alın 39
nefes almaya devam et 20
nefes almıyor 72
nefes alma 21
nefes alamıyorum 272
nefes alamıyor 31
nefes alabiliyor musun 16
nefes alıyor 58
nefes alıyor mu 17
nefes alın 39
nefes almaya devam et 20
nefes almıyor 72
derinden 18
derin 50
derine 26
derinlik 26
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
derin 50
derine 26
derinlik 26
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33