English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ N ] / Nefes almıyor

Nefes almıyor tradutor Inglês

720 parallel translation
Nefes almıyor.
She's not breathing.
Şimdi kimse nefes almıyor.
Now, don't anybody breathe.
Nefes almıyor.
He's not breathing
Nefes almıyor, nefes almıyor.
He's stopped breathing, he's stopped breathing.
- Nefes almıyor.
- He's not breathing.
Nefes almıyor.
He's not breathing.
Nefes almıyor.
No respiration.
Nefes almıyorlar, ama kalpleri atıyor.
They don't have any breath, but their hearts are still beating.
- Nefes almıyor.
- It's not breathing.
Hırsızlar ensende nefes almıyor.
Thieves aren't breathing down your neck.
Mary, nefes almıyor galiba.
Mary, he doesn't seem to be breathing.
- Evet, nefes almıyor.
- Oh! Well, he's not breathing.
Nefes almıyor!
He's not breathin'!
- Sanırım nefes almıyor.
Bring the luggage!
- Stevie onun aldığını sanmıyorum! Nefes almıyor!
- I don't think she's breathing, Stevie!
Rudyard, nefes almıyor.
Rudyard, she's not breathing.
nefes almıyor.
Wake up! Sister! She's out of breath!
Bu adam nefes almıyor.
This gentleman stopped breathing.
- Nefes almıyor!
- He's not breathing!
Nancy, doktor değilim, nabzı atmıyor, nefes almıyor ve çubuk dondurma gibi soğuk.
Nancy, I'm not a doctor, but it has no pulse, it's not breathing and it's cold as a Popsicle.
50 yıldır nefes almıyor zaten.
It hasn't breathed in 50 years.
- Nefes almıyor.
- He ain't breathing.
Nefes almıyor!
Fuck, he's not breathing!
Ona hava veriyoruz ama düzenli nefes almıyor.
We're feeding him lots of air, but he's not breathing properly.
- Nefes almıyor.
- She's not breathing.
Hes, nefes almıyor, H.
Hes not breathing, H.
Oh, Tanrım, nefes almıyor!
Oh, God, he's not breathing!
Nefes almıyor!
She's not breeding!
Nefes almıyor!
He's not breathing!
- Doktor, nefes almıyor.
- Doctor, he's not breathing.
İşte böyle nefes almıyor.
That... ain't breathing'.
Rahibe, rahibe. Adam nefes almıyor!
Sister, Adam's Not Breathing!
Bobby, nefes almıyor.
- Oh, Bobby, he's not breathing.
Nefes almıyor.
- He's not breathing.
Usta, nefes almıyor!
Master he's not breathing
Nefes almıyor.
He ain't breathing.
Nefes almıyor!
He ain't breathing!
Nefes almıyor.
He ain't taking air.
Lütfen buraya gelin, nefes almıyor!
Kom hier alstublieft, hij stopte met ademen!
- Yüce Tanrım! - Nefes almıyor.
God, Jesus!
Bayım, arkadaşım nefes almıyor!
Mister, my friend's stop breathing!
Nefes almıyor.
She stopped breathing!
Spagetti sosu solumuyorsa bu adam nefes almıyor.
This guy ain't breathing unless he's breathing spaghetti sauce.
Nefes almıyor!
It's not breathing!
- Dostum, nefes almıyor'.
- Man, he ain't breathing'.
Nefes almıyor.
He ain't breathing'.
Kimse nefes bile almıyor.
No one is even breathing.
- nefes almıyor.
What?
- Daha nefes bile almıyor.
- It's not even breathing hard.
Nefes almıyor!
Breathless?
Nasıl nefes almıyor?
How don't breathe?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]