Dinle beni tradutor Inglês
25,928 parallel translation
Dinle beni biraz.
Just... Just hear me out.
Hayatım, dinle beni.
Sweetheart, listen to me.
- Hanne, dinle beni.
Hanne, listen to me.
Ash, dinle beni.
♪ Ash, listen to me.
Dinle beni.
Listen to me.
Beni dinle!
Listen to me!
Çünkü yaptığın bu aptallık için seni ancak bu sebeple - anlayabilirim. - Beni dinle.
Because that's the only reason I can come up with for you acting this stupid.
Beni dinle.
No, no, no, no, no.
Marissa, beni dinle.
Marisa, listen to me.
Pekâlâ Pilar, beni dinle. Tamam. Bir restoran açmak o kadar kolay değil.
All right, Pilar, listen to me, all right, opening a restaurant... it's not easy.
Beni dinle...
Listen to me...
Beni dinle.
Listen to me.
Beni dinle, Patras... Bunun tek bir yolu var.
You listen to me, Patras... this is the only way.
Beni dikkatle dinle sen arkadaşını vurmadın.
Listen carefully, you didn't shoot down your friend.
Beni dinle.
Hear me out.
Beni iyi dinle kadın.
Listen, girly,
Beni dinle Marty...
Listen to me, Marty...
Üzgünüm hayatım ama beni iyi dinle.
I'm sorry, honey, but listen to me.
Beni iyi dinle. Yaralandın, tamam mı?
But look, listen to me, you got hurt, all right?
Sadece beni dinle.
Just hear me out.
Oscar, beni dinle.
Uh, Oscar, uh, listen to me.
- Happy beni dinle ikimiz de bugün sana soracak olduğum soruyu biliyoruz.
Happy, listen, we both know the question I was gonna ask you today.
Beni dinle!
Hey, listen to me!
Beni dinle, Lou. Sabit hattan Duke'un cebini ara.
Listen to me, Lou, get to a landline, contact Duke on his cell phone.
Beni dinle korkmak için hiçbir sebep yok.
Listen to me : There's no reason to be scared. We won, hear me?
Beckett, beni dinle.
Beckett, listen to me.
Tatlım, beni dinle.
Hey, honey, listen.
Juliana, beni dinle.
Juliana, listen to me.
Beni dinle, burası New York.
Listen here, this is New York City.
Beni dinle.
That's impossible.
- Alexei, lütfen beni dinle lütfen, tamam mı?
- Alexei, please, Li... listen, just listen to me, okay?
"Beni iyi dinle."
You listen to me.
Lütfen beni dinle.
Wait, listen...
Şimdi beni dinle.
All right, now, listen.
Beni dinle, yaptığı her şey bir oyunun parçası.
Listen, everything that he does is part of a performance.
Beni dinle biraz. Eğer anneme yardım etmiyorsan nerelerdeydin peki?
Right, seriously... if you weren't helping my mom, then where were you?
Şimdi beni dinle Rus.
Now you listen to me, you Russki.
Beni iyice dinle.
Now, listen to me.
Beni bir dinle.
Just... just hear me out.
Beni dikkatlice dinle.
Then listen carefully.
Lütfen beni dinle.
Please listen to me.
Baba lütfen, beni dinle.
Please father, listen to me.
Ren, beni dinle. Tamam mı?
Ren, listen to me, okay?
Beni dinle Hannah, tamam mı?
Okay. Hannah, listen to me, okay?
Tamam, beni dinle.
Okay, listen to me.
Beni dinle Hannah.
- Hannah, listen to me.
Beni dinle Ren.
Listen to me, Ren.
- Beni bir dinle.
- Just hear me out.
Beni dinle Renton.
Renton, listen to me.
Sen, beni dinle.
All-all right, you.
Bak Steve, beni dinle.
Hey, Steve, listen to me.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21