Diyeceksin tradutor Inglês
4,125 parallel translation
Ne diyeceksin demiştim?
And what did I say you'd say?
Tabii, tabii arabada bekle diyeceksin. Anladım.
Yeah, yeah, yeah, wait in the car.
Ama bir şey diyeceksin herhâlde.
- Oh, yeah. Um, but you wanted to say... something.
Pekala, ne zaman diyeceksin?
So, when are you gonna tell them?
Ne diyeceksin, "Oylar Flaca'ya, doludur puta cacayla" mı?
What, "Vote for Flaca, puta's full of caca"?
- Bu sefer ne diyeceksin?
What do we blame this one on?
Ayağa kalkıp denemeye devam et diyeceksin ama... Yapma.
Keep on trying to get up and go, but... just don't.
- Charlotte'la konuş diyeceksin.
You're gonna tell me to talk to Charlotte.
Ne diyeceksin ki zaten?
I mean, what would you say, anyway?
Hatırladığım kadarıyla korkak olan sendin. Şimdi ne diyeceksin, koca ağız?
As I recall, you're the one who was cowardly.
- Ne diyeceksin ki?
What are you gonna say? Ah!
- "Gardiyanlar" diyeceksin Kızıl.
Screws, Red. Smith?
"Bayan Davidson" diyeceksin!
It is Miss Davidson!
Teğmen diyeceksin. Bana bu yetkiyi verenin de bu olduğundan eminim.
It's Lieutenant, and I'm pretty sure that's what gives me the authority.
Baktığımız her eve böyle mi diyeceksin?
You gonna say that about every house we look at?
Benimle konuşurken Bay Paxton diyeceksin.
My name's Mr Paxton, as far as you're concerned.
Çünkü en son bu köprünün üzerinde durduğumuzda hayır diyeceksin diye çok endişeliydim.
Porque a última vez que estávamos na ponte, Eu estava tão nervoso que você ia dizer que não.
Ne diyeceksin?
And tell them what?
Ne diyeceksin?
What is it?
Bugünden itibaren bana "sahip" diyeceksin.
From this day forth... you shall address me as Dominus.
Şimdi ne diyeceksin?
What now?
Bir şey diyeceksin.
You have a point.
Bir deyince evet diyeceksin.
You will say yes on one.
Karına ne diyeceksin?
What'd you tell your wife?
Ayrıca "Evet, hanımefendi." ya da "Evet, efendim." diyeceksin.
And it's, "Yes, ma'am," "Yes, sir."
"Dikkat et" diyeceksin, biliyorum.
"Be careful." I know.
Onlara ne diyeceksin?
At would you even tell them?
Ancak gün gelecek bana evet diyeceksin.
But... At some point, you are gonna say yes to me.
Ben sana oyundan çıktın dediğimde sen "Oyuna nasıl geri dönerim?" diyeceksin.
And when I say you are off your game, you say, "how do I get it back?"
- Diyet diyeceksin sanmıştım Ben.
Oh, I thought you were gonna say diet, Ben.
Bana "CO" veya "efendim" diyeceksin.
Call me "CO" or "sir."
Önce bir ay, sonra bir sene, sonra yatağa girdiğimizde bana "annecik" diyeceksin ki bu katlanılmaz bir şey.
I mean, first it's a month, then it's a year, then we're sleeping in twin beds and you're calling me "mother."
- Öyle mi, peki ne diyeceksin?
- Oh, and say what?
Biraz masaya vuracaksın, "Ben çıkarım." diyeceksin.
Bang your fist on the table and say, "I'm going out."
Sen beni değil, ben seni bırakıyorum diyeceksin.
Tell hershe can't dump you because you're dumping her.
Pilota gidip "Durdur uçağı, inecek var!" mı diyeceksin?
Where the pilot stops everything and lets a passenger off?
Taşı eline koyacağız ve şöyle diyeceksin : "Taş ocağı her zaman benimle olacak."
We're gonna place the stone in your hand and say, "I'll always have the quarry with me."
- TV1'e ne diyeceksin?
What are you going to tell TV1?
Şimdi ne diyeceksin?
What've yöu got to say now?
Biri sana bir şey derse "hah hah hah" ya da "belki" diyeceksin.
If someone says anything to you, you say, "Ha ha ha", or perhaps...
Ne diyeceksin peki?
What are you gonna tell him?
Bana "Majesteleri" diyeceksin, kuzen!
I am "Your Grace" to you, cousin!
Anne diyeceksin, Henry.
It's "Mother", Henry. I'm your La...
Ben ejderha terliği diyeceksin sanıyordum.
I thought it was gonna be "dragon slippers."
Aldıkları böceklere ne diyeceksin?
What about those bugs they got?
Peki, üç gün önce akşam yemeğinde waffle yememe ne diyeceksin?
So then how would you explain the fact that three nights ago, I had a waffle for dinner.
- Ne diyeceksin ona? - Senin dediğinin aynısını.
What are you gonna tell him?
Yani, o'na ne diyeceksin ki, Bir Dev'i ve bir Kurtadam'ı Sokağın ortasında koşuşurken görünce ne olucak?
I mean, what are you gonna tell her when she sees a giant or a werewolf run past her on main street?
İş istiyorsan, hayır diyeceksin.
You want a job, you say no.
Sen de bunu diyeceksin sanmıştım.
Wait. I thought that's what you were gonna say.
Peki ya bu geceye ne diyeceksin?
Maybe you had no choice that night, but what about tonight?
diyeceksiniz 34
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40