Diyeceğim şu ki tradutor Inglês
177 parallel translation
# Yine de diyeceğim şu ki...
I'd still declare
- Yine diyeceğim şu ki burnumu sokmak istemem, ama...
- I still say it's none of my business, but...
Lakin sizi tanıma şerefine nail olamadığıma göre bütün diyeceğim şu ki :...
But as I haven't the honor of knowing you... all I can say is :
Diyeceğim şu ki...
To tell you that...
Diyeceğim şu ki, daha önce hiç kahve yapmadın, değil mi?
What I mean is, you'd never made coffee before, had you?
Sadece diyeceğim şu ki, kocası asla karısını geri alamadı.
I was only gonna say that, that husband never did get his woman back.
Diyeceğim şu ki...
Well, it's like this...
Diyeceğim şu ki :
Well, I'd simply like to say :
Diyeceğim şu ki problem ne olursa olsun...
I wanna tell you whatever the problem is...
Ancak diyeceğim şu ki bana çok keyif verdin.
I will say that you gave me a great deal of pleasure.
Diyeceğim şu ki, ihtiyacımız olan şey artık elimizde :
What I'm saying is that we have now what we have always needed :
Sana diyeceğim şu ki ; şu an orta yol diye bir şey yok!
Well, this time there isn't any middle.
Diyeceğim şu ki...
I should mention...
Diyeceğim şu ki, DuBois, General yaveri olmanın iyi ve kötü yanları var.
I tell you, DuBois. There are positive aspects and negative aspects about being a general's aide.
Diyeceğim şu ki, düşüncelerinize katılıyorum ve normalde asla yanılamayacağınıza inanıyorum. Ama kızınız da tamamen haksız değil.
I say that I am of your opinion, and that you cannot but be right yet, perhaps, she is not altogether wrong and...
Crosby, sana diyeceğim şu ki... bu küçük robot bozuntusu tepemi iyiden iyiye attırdı.
Crosby, I'm telling you right now... this little fart of a robot is beginning to give me red ass.
Diyeceğim şu ki ateşte bir şey unuttun.
I can tell, you know... you got something in the fire.
- Diyeceğim şu ki...
I have something to say.
Diyeceğim şu ki, gerçekten benim için resmetmişler.
I mean, that really made the picture for me.
Sana diyeceğim şu ki Reebok'ın aynı şekilde düşüneceğini sanmıyorum.
Well, I'll tell ya... I don't think Reebok is gonna feel the same way.
Diyeceğim şu ki ; bilimin söyleyecek bir şeyi yoksa başka bir disiplinin kesinlikle söyleyecek bir şeyi yoktur.
Well all I can say is that if science has nothing to say, it's certain that no other discipline can say anything at all.
Diyeceğim şu ki, fazla orman kalmadı!
There is NO more forest I tell you!
Sana diyeceğim şu ki... Burada birileri onu geri istiyor.
The thing is... that, um... someone here wants her to come back.
Diyeceğim şu ki kardeşim biraz kendini beğenmiş gibi görünse de inanın bana, kendisi en zevk sahibi insanlardan biridir.
My brother may seem priggish but he's the most discriminating man I know.
Diyeceğim şu ki boş zamanlarımızda... öğrenebiliriz.
Then I guess you'll just have to learn. Like the rest of us.
Diyeceğim şu ki ateşte bir şey unuttun.
I can tell, you know, you got something in the fire.
Diyeceğim şu ki senden hoşlanıyorum.
Bottom line is... I like you.
Ama diyeceğim şu ki...
But I will say this...
Diyeceğim şu ki, bir de bakmışsın, piyasa'nın tam ortasına dalmışsın.
I'm just saying, before you know it, you're in it. Deep in it.
Diyeceğim şu ki, onlara karşı hiç şansımız var mı?
The question is, do we really stand a chance?
Diyeceğim şu ki... kocan tarafından sevilme fikri... hayatta yeterli.
All I've got... is the notion that being adored by your husband... is enough in life.
Ben... diyeceğim şu ki... şey, üzgünüm.
I, uh, I just wanted to say, you know, that I'm sorry.
Belki zorbaların sana saldırmasını engelleyemezsin. Seni olduğundan başka biri yaparlarsa işte o zaman kazanırlar. Sana diyeceğim şu ki, bırak kendilerini daha da batırsınlar.
Maybe you can't stop bullies from attacking you, but the only way they win is if they change who you are, and I'll tell you something.
Diyeceğim şu ki : "ölmek istemene neden olacak o kısmı bir kere aşarsan aslında gerçekten iyi biridir."
I'm telling you, once you get past that part where it feels like you wanna die he's a really good person.
Keith, Zazar'ın yeri, Daniel, Sirrio diyeceğim şu ki şu an bir döngünün içerisindeyiz. Ama bir artış görmekteyiz.
Keith, Zazar's, Daniel, Sirrio- - but I will say this, we are in a cycle right now, but we do see the upswing.
Her şey dürüstçe işlemiyor. Diyeceğim şu ki hukuk sisteminde bütün mesele bu.
It isn't all that matters morally I'm just saying in the court system, that's all that matters.
Diyeceğim şu ki ; ya bunların hepsini çek ve şu lanet halk şarkılarındaki gibi yaşa veyahut Gracie'i al ve git.
I'm just saying that either you endure this and you live it out like you're in some goddamn country western song or you take the kid, you take Gracie and you get out.
Ve insan hakları örgütlerinin yöneticilerine... diyeceğim şu ki meydana gelebilecek herhangi bir şiddet olayının sorumluluğu kesinlikle ve tamamen size ait olacaktır.
And I would say to the leadership of the civil rights organization any responsibility for any violence which may take place must rest fairly and squarely on your shoulders.
Sana diyeceğim şu ki deneyebilirsin.
I'll tell you what - you can try,
Diyeceğim şu ki... Bunu engelleyemiyor.
My point is... he can't help it.
Diyeceğim şu ki, onlar...
My thing, they ain't had....
Diyeceğim şu ki,
Now I'm telling you,
Diyeceğim şu ki, Lucas Scott gerçekten bu takımla oynamaya hazır.
And I tell you what, Lucas Scott is really starting to gel with this team.
Ama diyeceğim şu ki beyler, tavsiye etmemeniz sizin hayrınıza olur.
Telling us to be on the lookout for al-Qaeda. Like, "Where?" I ain't scared of al-Qaeda.
Diyeceğim şu ki, konu ilişkiler oldu mu, hazırlıklı değilizdir.
If a guy introduces his boy to his new girlfriend, when they walk away, his boy goes, " Man, she's nice.
Diyeceğim şu ki...
I mean...
Şuraya bir bakar bakmaz diyeceğim ki : "Sam, çek arabanı buradan....... şu kameralara bir görün".
Hey, as soon as they see this hair, they're gonna say, "Sam, " get over here. " Get in front of these cameras.
sana diyeceğim... şu ki, um... burada birileri onu geri istiyor.
The thing is... that, um... someone here wants her to come back.
- Teklifin için teşekkürler. Ama şu var ki... - Bak ne diyeceğim.
- Thank you for asking, it's just that...
Şimdi, Zantar... eğer o büyük, şişko, semiz, yuvarlak, bir su aygırı dev hayvanını görürsem... ona diyeceğim ki... onun ne kadar harika bir adam olduğunu.
Now, Zantar... If I ever see that big, fat, porky, bulbous, behemoth of a hippo I'm gonna tell him what a great guy he is.
Bak ne diyeceğim, gerçek şu ki eğer gidersem...
Tell you what truth is if I'm gone I'm...