Dur bakalım tradutor Inglês
4,863 parallel translation
Kaplıcaya 16 km uzaklıkta bir yerde aşırı hız cezası yemişsin. Dur bakalım, saat 8 : 30'muş.
You got a speeding ticket ten miles from the spa at, uh, let's see... 8 : 30 p.m.
Orada dur bakalım, önce bir iş bulmam gerekebilir.
Oh, hold up, I might have to get a job first.
Dur bakalım, bana sadece bir saniye ver.
Hold on, just-just give me a second.
Dur bakalım, delik kulak.
Hold up, jug-ear.
Dur bakalım anlamış mıyım?
Let me get this straight.
Dur bakalım, en fazla buraya kadar gelebilirsin.
Whoa, whoa, that's as far as you go.
Bir saniye, dur bakalım.
Wait a second. Hold it.
Dur bakalım güzelim.
Hold up, pretty.
Bir dur bakalım.
- BACK UP.
Dur, dur bakalım.
Wait, wait, wait, what are you doing?
Dur, dur bakalım. Ne yapıyorsun?
Wait, wait, wait, what are you doing?
Önümde dur bakalım.
Stay in my way.
Dur bakalım uyanık.
Whoa, hold up, freshie.
- Dur bakalım, dur. - Biraz önce Karamela ile miydin?
You were just with Butterscotch?
Çok özür dilerim. Dur bakalım.
Hang on, you've had her for hours?
- Dur bakalım! Kaç yaşındasın sen? - Niye sordun?
Oi, how old are you?
Dur bakalım, birincisi ben hile falan yapmadım.
Whoa, okay, first, I did not cheat.
- Dur bakalım, Marshmallow.
Hang on there, marshmallow.
- Whicher, dur bakalım...
- Whicher, hold on...
Orada dur bakalım.
Now, wait a minute.
- Dur bakalım.
- Stop right there.
Dur bakalım.
Like hell you are.
Dur bakalım Raph.
Hold on, Raph.
Dur bakalım, dur, dur.
Hold it, hold it, hold it.
Dur bakalım orada.
Well, hold on.
Orada dur bakalım.
Wait a second.
Orada dur bakalım.
Wait, wait.
Dur, dur bakalım.
Whoa, whoa, ho.
Dur bakalım, birini temizlemek için bana ödeme yapmadın.
Hang on, you haven't paid me to take anybody out.
Orada dur bakalım Carl.
Let's pump the brakes, Carl, okay?
Dur bakalım.
Hold up.
Dur bakalım, kalçalarında yıldızlar.
Hey, there. You with the stars on your thighs. - Huh?
Dur bakalım.
So wait.
Dur, dur, dur bakalım.
Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa.
Dur bakalım. Ne?
Wait, what... what?
- Dur bakalım, Violet'le ne zaman konuştun?
Wait, when do you talk to Violet?
Dur bakalım, Burns.
Wait a minute, Burns.
Dur bakalım.
Hold on.
- Dur bakalım anlamış mıyım?
- Yeah. Let me get this straight.
Dur bakalım, gidiyoruz.
Here we go, here we go, here we go, here we go.
- Dur bakalım! Aracını sürmen el becerilerinin daha fazla araştırılmasına bağlı.
Your ability to roll remains predicated upon further exploration of your manual dexterity.
Dur bakalım...
- Wha...? Yip-yip...
Orada dur bakalım yılışık kont.
Hold it right there, Count Sticky Fingers.
Dur bakalım Betty, cilve yapıyorsun!
Betty, you flirt!
Lütfen, dur bakalım.
- Please, wait now.
- Dur bakalım.
- Hey...
Dur bakalım, Yeşilli.
Stand down, greenie.
- Dur, dur bakalım.
Yeah, hold on, hold on.
Sen dur bakalım.
Except you.
Dur bakalım.
Hang on.
Dur bakalım.
Hey, come on now.
dur bakalım orada 33
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım 1238
bakalım neler olacak 16
bakalım ne olacak 31
bakalım doğru anlamış mıyım 31
bakalım burada ne var 21
bakalım şimdi 17
bakalım ne varmış 22
bakalım burada ne varmış 41
bakalım anlamış mıyım 16
bakalım neymiş 17
dur bekle 38
dur bi dakika 17
dur bi 18
dur bir düşüneyim 17
dur biraz 847
dur bir dakika 1445
dur burada 27
dur bir saniye 232
dur bakayım 139
dur bekle 38
dur bi dakika 17
dur bi 18
dur bir düşüneyim 17
dur biraz 847
dur bir dakika 1445
dur burada 27
dur bir saniye 232
dur bakayım 139